Sakarya: Yasakçı zihniyet açılıma kapalı
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 216. basın açıklamasını Adapazarı AKM önünde gerçekleştirdi. Açıklama, “fikir, inanç ve ifade özgürlüğü”nün tanınması ve “temel hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılması yolunda, hedefe ulaşıncaya kadar onurlu bir şekilde mücadeleye devam edileceği vurgulanarak başladı. Hak ihlalleriyle ilgili örnekler verilerek devam edilen açıklamada “Yıllardır, platform olarak, “Başörtüsüne Özgürlük” için basın açıklamalarında bulunuyoruz. Adı “Demokratik Açılım” diye ilan edilen bir yapılanma içinde, özgürlüklerin en başında gelen “düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü”ne yer verilmiyor ve hala başörtüsü sebebiyle inançlı insanlar eğitimden, çalışma hayatından çıkartılmaya çalışıyorsa, orada bir samimiyetsizlik var demektir.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamayı Vahdet Vakfı adına Yunus Arslan’ın okuduğu eylemde “Örtüne, inancına ,kimliğine sahip çık”, “Direniş 5. yılında, zillet bizden uzaktır” pankartları taşınarak, “Direne direne kazanacağız “sloganı atıldı.
Açıklamanın tam metni:
Sayın basın mensupları, kıymetli katılımcılar. SAGİR Başörtüsü Platformunun hazırladığı basın açıklamasına hoş geldiniz.
Platformumuz “fikir, inanç ve ifade özgürlüğü”nün tanınması ve “temel hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılması yolunda, hedefe ulaşıncaya kadar mücadelesine onurlu bir şekilde devam edecektir.
Üzülerek belirtelim ki Türkiye’de hala “öteki”ne tahammülsüzlük devam etmekte, Müslüman halklarımıza dini inançları ve ibadetleri sebebiyle baskılar yapılmakta, dini görevlerini yapmasına engel olunmaya çalışılmaktadır.
Son günlerde yaşanmış birkaç örnek vermek gerekirse; okullarda alkollü içki kullanımı yasak olmasına rağmen, sınıfta hem de öğretmenlerinin olduğu bir ortamda, içki içen öğrencilerin görüntülerini görmeyen Star Televizyon ekibi, namaz kılan öğrencileri suç işliyormuşçasına tekrar tekrar göstererek, baskıcı bir zihniyet sergilemiştir. Üstelik Milli Eğitim Müdürlüğünce “ders saatleri dışında namaza gidilmesinde bir sakınca olmadığı” bildirildiği halde…
Yıllardır, platform olarak, “Başörtüsüne Özgürlük” için basın açıklamalarında bulunuyoruz. Adı “Demokratik Açılım” diye ilan edilen bir yapılanma içinde, özgürlüklerin en başında gelen “düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü”ne yer verilmiyor ve hala başörtüsü sebebiyle inançlı insanlar eğitimden, çalışma hayatından çıkartılmaya çalışıyorsa, orada bir samimiyetsizlik var demektir.
Bu anlamda işte bir hak ihlali ve saldırı daha: Milli Eğitim Bakanlığı Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından tüm yurt genelinde düzenlenen “Çanakkale Gezisi”ne katılan Giresun ve Muğla-Fethiye İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile Mardin Kız Meslek Lisesi’nden bir kız öğrenci; başörtülü oldukları gerekçesiyle otobüsten indirilerek, geziye alınmamışlardır.
Evet, maalesef, Demokratik Açılım’dan dem vurulan ülkemizde, hala başörtülü kızlar üniversiteye giremiyor, başörtülü anneler veli olarak çocuklarının mezuniyet törenlerine, askerdeki çocuklarının yemin törenlerine -başbakan eşi bile olsa- katılamıyor. Diğer yandan nikâh masasından, ameliyat masasından kaldırılıp, başlarını açmaları konusunda baskıya uğruyorlar.
Elbette, bütün bunlar ve saymadığımız pek çok uygulamalar, birer hak ihlalidir ve Türkiye’de hala “din özgürlüğü olmadığı”nın göstergeleridir. Bunu sadece biz mi söylüyoruz? Hayır! İşte önümüzde bir belge: Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 Yılı Dinî Özgürlükler Raporu… Elbette bu raporda Amerika’nın ülke içinde hem ırk hem de din ayrımı yaptığından, zencilerin hala ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünden, Müslümanlara terörist muamelesi yapıldığından bahsedilmiyor. Yine, Guantanamo gibi daha nice işkence merkezlerinde, sırf Müslüman olduğu için yıllardır tutuklu bulunan esirlerin haklarından bahsedilmiyorsa da şimdilik biz bu durumu kamuoyunun dikkat ve görüşlerine arz ederek, Türkiye ile alakalı bölümü sizlerle paylaşmak istiyoruz: Adı geçen raporda; Türkiye’de devletin ‘laik devleti koruma’ gerekçesiyle(!), İslamî ve diğer dini gruplara sınırlamalar getirmeye, devlet kuruluşları ve üniversitelerde İslami ifadeye önemli kısıtlamalar koymaya devam ettiği belirtilerek, kamu binaları ve üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağına da yer verildi.
Evet, duyarlı ve sağduyulu insanlar bunun böyle olduğunu yıllardır söylüyorlar ama dinleyen yok. Kim bilir, belki George amcaları söyleyince inanır ve kendilerine çekidüzen verirler diye basın metni içerisine alıntıladık.
Bu küçük örnekten hareketle, dindarlara yönelik bu tür keyfî baskı yapanlara karşı yetkilileri göreve, devleti de tüm halka karşı adaletli ve özgürlüklerin takipçisi olmaya davet ediyoruz.
Öte yandan değinmek istediğimiz bir diğer konu: Kanayan yaramız Filistin… Gazze… Başbakan aynen şöyle diyor: “Oranın inşası, ihyası için toplanan paraların oraya harcanması süreci başlamamıştır. Altyapı, üstyapı, okullar, hastaneler çökmüştür. Birleşmiş Milletler’in binaları dâhil, okullar içinde olmak üzere vurulmuştur. Fosfor bombaları kullanılmıştır ve bu bir kitle imha silahıdır. 1500 insan, çocuk, yaşlı, kadın öldürülmüştür. 5000 insan yaralı kalmıştır. Ve bütün bunlara karşı biz insanî görevimizi yapmayacak mıyız?”
Evet, başbakanın bu sözlerinin muhatabı, baş terörist İsraildir. Son günlerde yaptığı terör, saldırı ve katliamları sebebiyle İsrail’i lanetliyor, kutsal topraklardan çıkmalarını ihtar ediyoruz.
Haftaya tekrar buluşmak ümidiyle, katılımlarınız için hepinize teşekkürlerimizi sunarız.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına
Vahdet Vakfı Sakarya Çalışma Kolu