Kütahya: Her türlü tektipleştimeye hayır!
Kütahya’daki başörtüsü direnişi 6. haftasına girdi. Küçük Hamam Parkı önündeki eylemde basın açıklamasını Kütahya Şube Başkanı Lütfiye Özkul yaptı. Özkul tektipleştirmeci politikalara karşı çıkarak, herkes için adil bir ideal uğruna mücadele ettiklerini söyledi.
Basın açıklamasının tam metni:
Kıymetli Kütahyalılar ve Saygıdeğer basın mensupları
Ülkemizde yıllardan beri “kamusal alan” kavramı devletin vatandaşa hizmet verdiği alanlar olarak algılanmaktadır. Halkın üzerinde toplum mühendisliği yapmaktan çok hoşlanan cunta sever kimileri bu algılamadan hareketle, ülkemizdeki okullardan ve devlet kurumlarından başörtülü okumak ve hizmet etmek isteyen bu ülkenin vatandaşlarını uzaklaştırmışlardır.
Kamusal alan bahane edilerek başörtüsü yıllardır keyfi bir biçimde toplumdan dışlanıyor. Sınav başvuru kitapçıklarında sınav başvuru formlarında ve her türlü kıyafetin serbest olduğu sınavlarda sadece başı örtmenin imkânsız hale getirecek bir tanımlama yapılmaktadır. Her türlü kıyafetin serbest olduğu üniversitelerde sadece başörtüsü giremeyecek şekilde kılık kıyafet yönetmeliği düzenlenmiştir.
Hâlbuki ünlü alman sosyologu Habermas Kamusal alanı, “modern toplum kuramlarında, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanına işaret etmek için kullanılan bir kavramdır, der. Ayrıca her türlü çıkardan arınmış, devlet otoritesinin baskısı ve buyruklarından, sermaye egemenliğinden bağımsız bir alan” olarak tanımlar.
İlginçtir, dünyanın yaşayan en saygın teorisyenlerinden olan Habermas kamusal alanı, sermayenin ve devletin baskısından arındırılmış bir alan olarak tanımlarken, Kamusal alan kavramı, önceki ve yürürlükteki anayasalarımızda, bırakınız tanımlanmayı, kullanılmamıştır dahi.
Başörtüsü bir kimlik parçasıdır ve bu kimlik ülkemizde var olan başka dini ve etnik grupların kabul görmediği gibi; devlet tarafından özgür bir biçimde yer alamamıştır.
Kıymetli Kütahyalılar;
Biz bir idealin peşindeyiz. Kişinin seçtiği veya seçmeyip doğuştan getirdiği tüm kimliklerin özgürce konuşulduğu, kimsenin düşüncesinden ve kimliğinden dolayı dışlanmadığı ve yargılanmadığı yani hakların gözetildiği bir Türkiye istiyoruz. İnsanlar arasında ırk, din, dil, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan; sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakları yani ” İnsan Hakları” meselesinin benimsenmesi ve kişinin kendi özüyle yaşayacağı bir ülke istiyoruz.
Bizler birey olarak, varlığımızı gösterdiğimiz yaşam alanları içerisinde kangrene dönüşmüş bir takım akıl dışı uygulamaları, değişen ve dönüşen zaman içerisinde mantıken aynı köke dayanan, ancak yeni yüz ve şekiller ile kendisini gösteren baskı ve uygulamaları tespit ve teşhir ederek, bunların karşısında durmaya devam edeceğiz.
Tek tip bir vatandaş modelinin dayatılarak haksızlıkların yaşanmasını değil; farklılıkların var olabileceği demokratik bir toplum istiyoruz. Haftaya aynı gün ve saatte bu meydandayız geldiğiniz için teşekkür ederiz.
Lütfiye ÖZKUL
MAZLUMDER Kütahya Şubesi Başkanı