Aynur Tezcan öldü… Medine Bircan da ölmüştü. Ve daha bilmeden yitirdiklerimiz. Platformlar direnişini sürdürüyor ama ülke sathında ölü toprağı serpilmiş daha çok yer var. Onlar dirilse bile Aynur Tezcan’ın öldüğü gerçeği değişmeyecek. İsim tanıdık geliyor mu? Hatırlayabildiniz mi? Muhtemelen hayır. Kanıksanmış haberlerden biri oldu bir gün için belki. Ama biz unutmadık. Hatırlatalım: Aynur Tezcan, hem mevsimin hem de ömrünün baharında soğuk algınlığı ve yüksek ateş nedeniyle İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilen ve çarşaflı olduğu için uzun süre kimsenin ilgilenmediği genç kız. Sakallı bir baba, çarşaflı bir anne ve çarşaflı bir hasta. Ayrımcılığın vardığı son  noktada 7 saatlik ilgisizlikten, geç müdahaleden ve yanlış uygulamalardan dolayı beyin ölümü gerçekleşmişti. Aylarca bitkisel hayatta ama uğradığı ayrımcılığın derin acısını çekerek “yaşadı” ve şimdi örtüsüyle teslimiyetini gösterdiği Rabb’ine canını da teslim etti. Allah rahmet eylesin, ailesine sabır versin…

Şimdi Türkiye Müslümanları acıyla ve utançla yaşamaya kaldıkları yerden devam etsinler. Hiçbirşey olmamış gibi… Medine Bircan öldüğünde de sahici bir değişim yaşanmamıştı. Uyanıp da bu zulme direnme çağrısı yankılanmamıştı. Artık “nereye kadar” ya da “ne zamana kadar” diye bile soramaz hale geldik, görüyor musunuz?

Zulüm devam ediyor, siz hâlâ susuyor musunuz?

Platform Haber