Onur Öymen, pandoranın kutusunu açtı

Devlet partisi CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in sırf açılıma muhalefet etmek amacıyla “Şeyh Sait isyanında analar ağlamadı mı? Dersim isyanında analar ağlamadı mı?” şeklinde konuşması pandoranın kutusunu açtı. Kemalist zihniyetin halka karşı egemenliğini kabul ettirmek amacıyla uyguladığı şiddet politikalarının dehşetengiz sonuçlarından biri olan Dersim katliamı, sistemin mantığını anlamak için de bir yüzleşme imkanı sağlayabilir. Dersim’e yapılan harekâtlar, Alevi halkını imha etmeyi amaçlamıştır. Tektipleştirmeyi ve devlet otoritesini tesis etmeye çalışan egemenler bu uğurda Alevileri mağaralara doldurup zehirli gaz kullanmaktan dahi çekinmemişlerdir. İhsan Sabri Çağlayangil, olayları anlatırken “Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir hareket oldu. Dersim davası da bitti. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim’e girdi. Dersim böyle bitti.” sözleri yaşanan dramın boyutlarını ortaya koymaktadır.

Havalardan yağdırılan bombalarda Sabiha Gökçen’in imzasının da bulunması ise yaşananların boyutlarını ve sorumlularını görme açısından ayrı bir değer taşımaktadır.

Dersim’de yapılan katliamda binlerce Alevi hayatını kaybetti. Binlercesi sürgün edildi. CHP’li Öymen’in sözleri her ne kadar Kemalizm’in faşizan yönünü ortaya koysa da, uygulanan katliam politikaları dolayısıyla bugüne kadar herhangi bir sahici yüzleşme gerçekleşmiş değil.

Şimdi, bu konuyu da konuşma zamanı. Dersim’de yaşananlar, hem Alevi halkının hem de Türkiye’nin insanlarının Kemalizm’le bir kez daha hesaplaşmasına kapı aralamalıdır.

Platform Haber
 

Bir cevap yazın