Sakarya: Artık ciddi bir muhasebesinin zamanı gelmedi mi ?
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 219. kez Adapazarı AKM önünde toplandı. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi tarafından gerçekleştirilen açıklamada geçtiğimiz hafta dünyada gerçekleşen hak ve özgürlük ihlallerine vurgu yapılarak; “Soğuk algınlığı ve yüksek ateş nedeniyle İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilen ve çarşaflı olduğu için uzun süre kimsenin ilgilenmediği, sakallı bir baba, çarşaflı bir annenin çarşaflı kızı
Aynur Tezcan ‘ın ayrımcılığın vardığı son nokta olarak 7 saatlik ilgisizlikten, geç müdahaleden ve yanlış uygulamalardan dolayı beyin ölümü gerçekleşti” denildi. nün gerçekleşmesine değinildi. Açıklamada, “Direniş beşinci yılında, Zillet bizden uzaktır “Direniş mekteptir, biz de Sakaryalıyız” “Başörtüsü islamın emri müslüman kadının kimliğidir ” “Başörtüsüz asla” döviz ve pankartları taşınırken “uyan, diren, özgürleş ” sloganı atıldı.
Açıklamanın tam metni:
Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nun hazırladığı “Türkiye’de Dindarlık – Uluslararası Bir Karşılaştırma” başlıklı araştırma raporu sonuçları açıklandı. Alan araştırması 2008 Kasım ayı ile 2009 Mart ayları arasında 53 ilde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılanların büyük kısmı devlet dairelerinde ve üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması gerektiğini düşünüyor. Yasağın sona ermesini isteyenler, yasağın devamını isteyenlerin 3 katını oluşturuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 69′u devlet memuru kadınların başlarını örtmelerine izin verilmesi, yüzde 70′i ise üniversite öğrencisi kızlara isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmesi gerektiğini düşünüyor.
Dindar insanlara ne gibi baskı uygulandığı ile ilgili soruyu cevaplayanlar en çok başörtüsü sorununa dikkat çekti. Türkiye’de en çok, başörtüsü konusunda baskı yapıldığı ardından da ibadet özgürlüğünün geldiğini düşünülüyor.
Katılımcılara sorulan sorulardan bir diğeri ise, “Dini ilkelerinize, akidelerinize uymayan bir kanunun Meclis tarafından kabul edildiğini düşünelim. Bu durumda ne yaparsınız?” sorusuydu. Bu soruya katılımcıların yüzde 35′i, “Kesinlikle kendi dini ilkelerime uygun davranmaya devam ederim” derken, “Kesinlikle kanuna uyarım” diyenlerin oranı yüzde 13 olduğu görüldü.
Evet, benzer araştırmalarda halkın Başörtüsüne sempatiyle bakmasına rağmen Başörtüsü yasakları gemi azıya almış tüm azgınlığı ile devam ediyor.
Müslüman kamuoyunun gözünün içine baka baka pervasızca sürdürülen bir azgınlık bu. Ve zorbalara bu cesareti veren aynı kamuoyundan başkası değil. Kendine Müslüman diyen herkesin artık bu ahlak zaafıyla
yüzleşmesi gerekmiyor mu?
Geçtiğimiz hafta içinde Başörtülüler yine hakarete uğradılar, aşağılandılar, tehdit edildiler, saldırıya uğradılar ve öldürüldüler.
Evet Aynur Tezcan öldü… Medine Bircan da ölmüştü. Ve daha bilmeden yitirdiklerimiz. Platformlar direnişini sürdürüyor ama ülke sathında ölü toprağı serpilmiş daha çok yer var. Onlar dirilse bile Aynur Tezcan’ın öldüğü gerçeği değişmeyecek. İsim tanıdık geliyor mu? Hatırlayabildiniz mi? Muhtemelen hayır. Kanıksanmış haberlerden biri oldu bu gün için belki. Ama biz unutmadık.
Hatırlatalım: Aynur Tezcan, hem mevsimin hem de ömrünün baharında soğuk algınlığı ve yüksek ateş
nedeniyle İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilen ve çarşaflı olduğu için uzun süre kimsenin ilgilenmediği genç kız. Sakallı bir baba, çarşaflı bir anne ve çarşaflı bir hasta. Ayrımcılığın vardığı son noktada 7 saatlik ilgisizlikten, geç müdahaleden ve yanlış uygulamalardan dolayı beyin ölümü gerçekleşmişti. Aylarca bitkisel hayatta ama uğradığı ayrımcılığın derin acısını çekerek “yaşadı” ve şimdi örtüsüyle teslimiyetini gösterdiği Rabb’ine canını da teslim etti. Allah rahmet eylesin, ailesine sabır versin.
Evet, kamuoyu araştırmalarında “Başörtüsüne evet” diyen Müslüman halkımız!! Daha ne kadar çoluk çocuğu bu namussuzların elinde murdar etmeyi düşünüyorsunuz? Düşe kalka sürdürülmeye çalışılan “Başörtüsü
Direnişi” ne sessizliğiniz ve teslimiyetinizle Yasakçılardan daha fazla güçlük çıkardığınızı, yok saymaya bitirmeye çalıştığınızı din günü Allah’a nasıl izah edeceksiniz? Artık ciddi bir nefis muhasebesi yapmanın zamanı gelmedi mi ?
Mücadelenin nasıl mümkün olduğunu gösteren bir haberi de sizlerle paylaşmak istiyoruz:
Başörtülü okumak isteyen ve bunun için mücadele veren DiyarbakırYenişehir Hamravat İlköğretim Okulu 6. Sınıf Öğrencisi Ece Nur Özer, yasakçı eğitim sistemi tarafından olmadık baskılara maruz bırakılıyor. Önce okul yönetimi tarafından ikna edilerek başı açılmak istenen Ece Nur’a başarılı olunamayınca okul yönetiminin hazırladığı ve içeriğinde “hatalı olduğumu anladım bu davranışın tekrarı durumunda uygulanabilecek yaptırımlar konusunda daha öncede bilgilendirilmiştim… verilecek cezayı kabul ediyorum” şeklinde ifadelerin bulunduğu bir tutanak zorla imzalatılmaya çalışıldı. Ama ne baba ne de kızı bu tutanağı imzalamadı.
Baba Özel, Okul yönetiminin tuttuğu tutanakta Ece Nur’un okul disiplinini bozduğunu, Atatürk Devrim kanunlarına aykırı davrandığını ve bu sebepten ya başını açacağını yada okul ile ilişkisinin kesileceğini söylediklerini belirti. Kızının psikolojisinin de ciddi anlamda bozulduğunu belirten Özel “kimi öğretmeni dersten attı, kimisi derslerde sürekli kızımı teşhir ediyor… Biz vazgeçmeyeceğiz haklarımızdan. Kızımın eğitim hakkı Anayasal olarak güvence altında. Okul yönetimi eğitime engel olarak suç işliyor.” diyen baba’nın Vakit gazetesiyle yaptığı röportajdan Allah’ın yasağını çiğnememek için bu tavrı gösterdiğini anlıyoruz.
Babası birçok defa okula çağırılan Ece Nur’un ailesi de büyük psikolojik baskı altında. Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çağırılan Ecenur’un babası adeta sorguya çekildi. Yılmayan baba Murat Özel kızını okuldan atmakla tehdit eden Milli Eğitim personeline İlköğretim eğitimin anayasal olarak zorunlu olduğunu bunu yaptıkları takdirde suç işleyeceklerinin altını çizdi. Ecenur bunun üzerine 10 km ötedeki madde bağımlısı çocukların barındırıldığı Yatılı Vali Nafiz Kaya Bölge Okulu’na sürüldü.
Ece Nur ve ailesi , bu onurlu örnekliğiyle, tek kişilik direnişiyle zorbalıları şaşırtmaya devam ediyor. Baş edemedikleri Ece Nur’u sürgüne göndermeye kalkışmaları bu acziyetin bir göstergesi. Bu haber ortaya çıktıktan sonra geri adım atmak, Ece Nur yokmuş gibi davranmak ve hayata öyle devam etmek ne kadar doğru, ne kadar mümkün? Ece Nur inşaAllah yılmaz, ailesi de… Bu tabi ki Müslümanların ve Türkiye’nin duyarlı insanlarının, sivil yapılarının ona ve ailesine ne kadar sahip çıkayacağıyla ilgili!
Ülkemizde çocuk olmanın ne kadar zor olduğunu gösteren bir başka gerçeği de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Güneydoğu’da artık inkar edilemeyen bir savaş ve bu savaşın hâlâ görünmeyen birçok yönü var. Bunlardan biri de 342 çocuğun öldürülmüş olması. Çocukluk çağında kurşun yaralarıyla toprağa düşmüş ve bir daha ayağa kalkamamış 342 masum can. Vicdanlarımıza bakan, seslenen, devletin kolluk kuvvetlerince öldürülmüş tam 342 çocuk. Son yirmi yılda avuçlarımızdan kayıp gittiler. Kimi hayvan otlatırken hedef olan, kimi annesinin kucağında… daha birkaç aylık olan, 3 yaşında, 5 yasında, Ceylan Önkol gibi 12 yaşında olan… ayni aileden, ayni gün gidiveren 3 yaşından 15 yaşına 5 kardeş… Hâlen hesabı sorulmadı. Sorumlular halen cezalandırılmadı!
Tüm bu kanın sorumlusu resmi ideoloji hala bir tabu olarak ilahlaştırılırken , ülkenin insanları birbirlerine kin bilemeye devam ediyor.
Bizler Kemalist ideolojiyle hesaplaşılmadan, dökülen kanın hesabı halklardan, ülkenin insanlarından değil , vahşetin gerçek sorumlusu olan eski ve muvazzaf yetkililerden sorulmaksızın ,sistemin kutsallarına “la” denilmeksizin hiçbir sorunun düzeltilebileceğine inanmıyoruz.
Bizler nefesimiz yettiği sürece buradan sizleri uyarmaya, azgınları rahatsız etmeye devam edeceğiz.
Bizlere yakışan bir sabırla sabır üzerine sabırla, yani direnişle varolmaya, iyiyi çoğaltma ve kötüyü engelleme cehdine devam edeceğiz.
Açıklamamızı bitirirken yeryüzünün tüm direnenlerine şanlı İslami direnişe selam olsun diyoruz.
One thought on “Sakarya: Artık ciddi bir muhasebesinin zamanı gelmedi mi ?”
her yerden sesinize eşlik ediyoruz…