YÖK, Danıştay’ın katsayı kararına itiraz ederek, kuruma usül ve esas yönünden hatalarını anlattı. Ne kadar anlayıp da adil bir karar vereceklerini birlikte göreceğiz. Fakat bu süreçte ilgi çekici bir belge gündeme düştü. Belgelere göre Genelkurmay Başkanlığı, 28 Şubat darbe sürecinden kalma katsayı zulmünü kaldırma girişimini yakın takibe almış. Belediyelerdeki düzenlemelere ilişkin görüş dahi bildirenlerin, eğitim sistemine bigane kalması zaten düşünülemezdi. İstihbarat Başkanlığı tarafından üç ay önce Genelkurmay 2. Başkanı’na gönderilen yazıda, YÖK’ün katsayı düzenlemesinin toplumdaki birlik ve beraberliği bozacağı ileri sürülüyor. İstanbul Barosu’nun Danıştay’da açtığı iptal davasına atıf yapılarak, ‘gelişmelerin takip edilmesinin uygun olacağı’ belirtiliyor. 21 Ağustos 2009 tarihli raporda, aslında hiç de gerçeği yansıtmadığı halde “katsayı eşitliğinin imam hatip liselilerini üniversiteye girişte avantajlı hale getireceği” savunuluyor. Demek ki istihbarat hazırlayanların meseleyi kavrayamamış.

Üstelik düzenlemeyle ‘Muhafazakar yaşam tarzını benimseyenlerin kamusal alanda varlıklarının genişletilmesinin hedeflendiği’ kanaatine varıldığı belirtiliyor. Raporda, düzenlemenin toplumdaki birlik ve beraberliği bozacağı iddiası ise zaten başlı başına  bir problem. Ülkeyi bugüne kadar kamplaştıranların, ayrımcılık dolu yasakları ve baskıları uygulayanların, bir haksızlığın ve eşitsizliğin giderilmesi ile sanal bir “bütünlüğün” bozulacağını iddia etmesi gerçekten hiç inandırıcı değil. Toplumun huzurunu katsayı düzenlemesi değil, o düzenlemeyi iptal edenler ve utanmadan savunabilenler kaçırıyor.

Bu iptal sürecinde yakından takip, 367 kararındaki gibi olduğu gibi yapıldıysa, ki sonuç onu gösteriyor, hukukun bağımsızlığı yaygarası koparan barolar acaba nasıl bir tepki gösterir dersiniz?

Platform Haber