Van: Yasakçı zihniyet İstiklal Mahkemeleri’ni aratmıyor
Van Hak ve Özgürlükler Platformu, her ay sürdürdüğü “Başörtüsüne Özgürlük” eylemlerinde 146. kez meydanlardaydı. Van Hak ve Özgürlükler Platformu üyeleri 146. haftada Cumhuriyet Caddesinde bir araya gelerek tepkilerini dile getirdiler. Platform adına açıklama yapan Van Memur-Sen İl Temsilciliği M. Sena ATAŞ,Yasakçı zihniyetin Milli Şefin politikalarını canlı tutma gayretinde olduğuna vurgu yaparak, katsayı kararının kaos ve hukuksuzluğu yaygınlaştıracağını söyledi. Bu hafta Van’ın Cumhuriyet Caddesinde düzenlenen basın açıklaması toplantısına katılan kalabalık, yasakçıları protesto edici sloganlar da attı.
Basın açıklamasının tam metni:
Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak başta başörtüsü yasağı olmak üzere insan hak ve özgürlüklerine yönelik bütün saldırılara karşı 146. kez meydanlardayız. Dört yıldır sürdürdüğümüz direniş, insan haklarına aykırı uygulamalar sürdükçe devam edecektir.
Kasım ayının son haftasında açıklanan Danıştay kararı, meslek lisesi mezunları ve öğrencilerine bayramı zehir etmiştir. Oysa aynı Danıştay, Mart 2008’de meslek liselerine yönelik katsayının kaldırılması için açılan dava ile ilgili olarak verdiği kararda; “Yükseköğretim kurumuna girecek öğrencilerin ne şekilde o kurumlara kabul edileceğiyle ilgili gerekçeler YÖK tarafından belirlenmektedir” hükmüne binaen reddetmişti. 8. Dairenin gerekçeli kararında “yeni bir katsayı belirleme, sınav sistemini değiştirme yetkisinin ancak YÖK’te olduğu” ifade edilmişti. Aslında Danıştay, dört yıl önce de “katsayı konusunda YÖK yetkilidir” kararı vermişti. Daire’nin kararında “1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği yükseköğretim kurumlarına ortaöğretim kurumlarını bitirenlerin nasıl gireceğinin Milli eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak Yükseköğretim Kurulu tarafından saptanacağı” ifade edilmişti. Böylece YÖK’ün 2010 için yaptığı katsayı düzenlemesinin iptali için açılacak davaların hukuk gereği ve mahkeme kararlarındaki bağlayıcılık gereği reddedilmesi bekleniyordu. Bu beklentilerin etkisiyle meslek liselerine kayıt oranı yüzde 40 artmış, mesleki eğitim dünya standartlarını yakalamaya başlamıştı. Ne var ki, Danıştay 8. dairesinin son kararı, yüz binlerce öğrenciyi yeniden belirsizliğe ve ümitsizliğe sevk etmiştir. Daha önce YÖK’ün katsayı uygulamasıyla ilgili şikayetlere, ‘bu bizim alanımıza girmiyor. YÖK, katsayı uygulamasını istediği gibi yapabilir.’ diyen Danıştay’ın bu kez yürütmeyi durdurma kararı alması hukuk mantığına aykırıdır. Bu kararın hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğu aşikardır. Siyasi hesaplarla ülkenin geleceğiyle oynanması ve iktidar mücadelesinin öğrenciler üzerinden yapılıyor olması kabul edilemez.
Esasen Danıştay 8. dairesi, meslek liseleri ve katsayı ile ilgisi bulunmadığından İstanbul Barosu’nun dava dilekçesini reddetmeliydi. Çünkü İstanbul Barosu dava açma ehliyetine sahip değildir.
Eğitim hakkı ve bireylerin kendini geliştirme özgürlüğü anayasa ile de güvence altına alınan temel haklar arasında yer alır. Anayasanın 13. maddesi uyarınca temel hak ve özgürlükler kamu yararı amacıyla yine kanunla sınırlanabilir. Haklardaki sınırlama ise hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde yapılamaz.
Danıştay 8. Dairesinin kararı, Anayasanın güvence altına aldığı eşitlik ilkesine aykırıdır. Oysa kararda eşitlik ilkesi, ‘benzerler arasında eşitlik’ kavramıyla karşılanmaya çalışılmıştır. Benzer olanın ne olduğunun belirlenmesi yasa konusu olup, kişisel değerlendirmeye bağlı olarak sübjektif bir şekilde tespit edilebilecek bir husus değildir.
Üniversiteye girişte yaşanan katsayı tartışmaları 28 Şubat post-modern darbesinin mirasıdır. Dönemin en etkili ismi olan Genelkurmay 2. Başkanı, 14 Temmuz 1998’de YÖK’e bir yazı göndererek katsayı uygulamasına geçilmesi talimatı vermişti. Bu talimat dönemin YÖK başkanı ve halen Ergenekon sanığı olan Kemal Gürüz tarafından sadece imam hatiplileri değil milyonlarca meslek liseliyi de mağdur edecek şekilde yürürlüğe konulmuştu.
Danıştay 8. dairesinin kararı, evrensel ve özgürlükçü hukuk anlayışının gerisinde kalmıştır. Yasakçı zihniyet, katliam sanığı Milli Şeflik zihniyetinin İstiklal Mahkemelerini hatırlatmaktadır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 8. Daire’nin yürütmeyi durdurma kararını kaldırarak kaosa ve hukuksuzluğa son vermelidir. Aksi takdirde insan hakları ve eğitimde fırsat eşitliğine aykırı olan katsayı zulmü, TBMM tarafından mutlaka önlenmelidir. Yapılacak düzenlemenin yargı tarafından iptal edilmemesi için de, TBMM tarafından gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır. Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak kalıcı bir çözüm için TBMM’ni göreve davet ediyoruz.
Başörtüsü yasağı, katsayı zulmü, terör ve etnik çatışmaların arkasında çeşitli devlet kurumlarının içine sızmış olan Ergenekon yapılanmasının rolü olduğu Kafes Eylem Planı ile açıkça ortaya çıkmıştır. Bu tür yapılanmaların kökü kurutulmadıkça demokratikleşme ve insan haklarıyla ilgili hedeflere ulaşmak mümkün olmayacaktır. İnsan hakları ihlallerinin önlenebilmesi ancak güçlü ve bağımsız bir yargı sistemi ile mümkün olabilir. Bu yüzden yargı reformuna şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. ‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesi gereğince yargının siyasetten ve çetelerden bağımsız olarak çalışabilmesi için en kısa zamanda yasal düzenleme yapılmalıdır. TBMM ve Hükümeti, sivil anayasa, yargı reformu ve çetelerle mücadele konusunda daha aktif olmaya davet ediyoruz.
M. Sena ATAŞ
Van Memur-Sen İl Temsilciliği
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU BİLEŞENLERİ
Gökkuşağı Derneği / İnsan-Der/Erdem-Der/Memur-Sen
Mazlum-Der / Vim-Der / Umut Işığı Derneği/Anadolu Gençlik Derneği