Danıştay saldırısı gerçekleştiğinde, CHP, Cumhurbaşkanı Sezer, Danıştay üyeleri ve merkez medya Müslümanlara karşı büyük bir karalama ve baskı kampanyası başlatmış, saldırının 8. Daire’nin başörtüsüyle ilgili bir kararına tepki olarak gerçekleştiği iddia edilmiş ve adeta başörtüsü yasağının ne kadar da haklı olduğu yönünde kamuoyu baskısı kurulmaya çalışılmıştı. Görünen o ki saldırının arkasındakilerin asıl derdi “başörtüsü” değil “darbe” imiş. Bu bir kez de Silivri’de görülen Ergenekon davası esnasında teyit edildi. Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayında, başörtüsünün figür olarak kullanılmasını, “Bunun Alparslan Arslan’ın çıkarttığı bir mesele. Alparslan tetikçiden öte bir şey değildir. Başörtüsü Alparslan’ın isteği doğrultusunda konuldu. Demek ki efendileri hedef saptırmak için öyle uygun görmüşler” şeklinde yorumladı.

Görünen o ki darbecilere kuklalık edenler, dava sürecinde iplerinin çekildiği düşüncesiyle birbirine düşmeye ve çözülmeye başladılar. Böylece daha ne iftiralar atıldığı hangi linç ve kaos kampayalarının da devreye girdiğini göreceğiz. Ama merak ediyoruz: O gün, başörtüsüne ve başörtülü kardeşlerimize dil uzatan, onları hedef gösteren zihniyetin sorumsuzları herhangi bir itiraf da bulunup da özür dileyecekler mi?

Platform Haber