Biz de çok rahatsız, n’olcak şimdi?

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ Trabzon’da “Son dönemlerde TSK’ya karşı yürütülen asimetrik harekata değinmek istiyorum… son zamanlarda gerçek dışı olaylara, yalanlara dayalı, ön yargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK’ye karşı asimetrik, psikolojik harekat yürütülmektedir. Ne acıdır ki, özellikle Türkiye’de medyanın bir kısmının varoluşlarının temel nedeni, gerçeklere ve doğrulara dayanmayan ön yargılı ve özel amaç taşıyan eleştirilerle TSK’yı hakvsız yere yıpratmak ve TSK aleyhine kampanya yürütmektir.” diyerek süreçten rahatsızlık duyduklarını söyledi. Açıkçası bu tür serzenişler, Türkiye kamuoyunun son zamanlardaki bilgilenmesinin tek parti ya da tek kanal dönemindeki gibi olmamasından duyulan rahatsızlığın dışavurumudur. Özellikle son süreçte, Türkiye’deki iktidar seçkinlerinin söylediklerine duyulan şüpheler artarken, resmi tarih tezleri iyice dökülürken, ideolojik dayatmalara karşı duyulan tepkiler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlamışken, süreci her yönüyle elde tutmak istemenin işaretleridir bu tüt konuşmalar. Askeri vesayet halka herşeye söylenildiği gibi inanmasını ve aynen tekrar etmesini buyuruyor! İyi de hakikatin üzerinin örtülmesine neden göz yumalım?

Biz de Türkiye’de halka karşı yürütülen psikolojik ve asimetrik harekatlardan rahatsızız. Her defasında generallerin bizi aynı hizada saf tutmak amacıyla demeç adı altında komut vermesini istemiyoruz. N’olcak şimdi? Güç elimizde değil diye haksız kabul edilip yine susturulacak mıyız? Adalet ve özgürlük taleplerimize yıllardır indirilen darbelere karşı iki çift laf etmeyelim mi?

Yıpranmaktan bahsedip duranlar, darbelerle, muhtıralarla, askeri vesayetle, darbe dönemi yasaları ve yönetmelikleriyle, inkar ve asimilasyon politikalarıyla, en insani hakları dahi yoksaymayla, kimliklerin reddiyle, işkencelerle, faili meçhullerle, kayıplarla, banka boşaltmalarla, ekonomik sömürüyle yıllardır hep halkı yıprattıklarını neden görmezden geliyor? Biz de mi görmeyelim, konuşmayalım ve hakkımızı aramayalım? İstenen bu mu? Buysa biz yokuz.

Askeri vesayet altında yaşamak istemiyoruz ve bunu net olarak ifade ediyoruz.

Platform Haber

 

 

Bir cevap yazın