Sakarya: Bizim karşımızda nasıl bir silahlı kuvvetler var?
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 224. kez Adapazarı AKM önünde toplandı. İlim ve Hikmet Vakfı adına Abdülkadir Dinç`in okuduğu basın açıklamasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunulurken, siyonist katillerin Gazze saldırısının yıldönümünde yapılanlar tel’in edildi. Yapılan açıklamada “Zalimler halka hesap verecek”,Tevhid Adalet Özgürlük” “Yaşasın Küresel İntifada “sloganları atılarak,”Direniş 5. Yılında Zillet Bizden Uzaktır”,”Başörtüsüz Asla”,”Zulüm bitene kadar” pankart ve dövizleri taşındı.
Basın açıklamanın tam metni
Bir asırdır bu toprakları tasallutu altında tutan seküler akıl sorun üretmeye devam ediyor.
Bir tarafta, aylardır gündemi işgal eden ergenekon soruşturması, cunta eğilimleri, kaos oluşturmaya yönelik suikast timleriyle ordu, öte yanda yıllardır kan dökerek imtiyaz kazanmaya çalışan bir terör örgütü. Türkiye’nin normalleşmesine, özgürleşmesine direnen, süreci sabote eden iki iradenin bu derece örtüşüyor olmalarını doğrusu manidar buluyoruz.
Hak ve özgürlükleri önemseyen, uğrunda bedel ödemeye değer kazanımlar olarak gören hiç kimse bu gelişmelere kayıtsız kalamaz. Özgürlük alanını genişletecek her türlü projeyi, adı kimden, hangi süreçten kaynaklanırsa kaynaklansın takdir etmek, destek vermek, kula kulluğu reddeden herkes için bir zorunluluktur, ahlaki bir sorumluluktur. Salt dış dinamiklerden kaynaklanıyor diye olumlu gelişmelere karşı şüpheci davranmak nasıl bir özgüven bunalımı ise, sorunların çözümünü tamamen konjektürel gelişmelere havale etmek de görevden ve sorumluluktan kaçmaktır. Bu bilinçle çözümün bir parçası olmanın ötesinde çözüm biziz diyoruz. Çözüm bu toprakların bin yıldır karıldığı kardeşlik ve beraber yaşama kültürüdür. İslam kardeşliğidir.
Bu sürece; cinayetleri, katliamları göze alacak kadar direnç gösteren cuntayı biliyoruz. Elbette ki özgürlüklerin, halk iktidarının; seçkinler tarafından kendi iradeleriyle, gönüllü takdim edilmesini de beklemiyoruz. Yıllardır üzerine oturdukları imkanları, imtiyazları bir çırpıda bırakmayacaklarını, iktidar elitlerinin simetrik-asimetrik savaş vaziyeti alarak, oldukça geniş politik bir ittifak içinde olmalarını da garipsemiyoruz.
Ancak, Genelkurmay başkanının, vatandaşın vergileriyle alınmış bir savaş gemisinden, kendi vatandaşlarının bir kısmını yargısız infaz yaparak düşman ilan etmesini anlayamıyoruz.
Hukukun üstünlüğünden, silahlı kuvvetlerin yargıya olan saygısından bahsedilen bir ülkede halka ve temsilcilerine yönelik suikast teşebbüslerini, üstü kapalı imalarla tehditlerin havada uçuşmasını anlayamıyoruz.
Ortada bir sürü görev ihmali, kanunsuzluk varken. Bunlarla ilgili, sorumlular hakkında ciddi hiç bir işlem yapılmamasını anlayamıyoruz.
İrticayla mücadele planı çerçevesinde Üniversite kapılarında ezilen, horlanan kızlarımızın mağdur edilmelerini hiç anlayamadık! Oğlunun yemin törenini, tel örgüler arkasında izlemek durumunda bırakılan başörtülü annelerin trajedisini de!
Bizim karşımızda nasıl bir silahlı kuvvetler var? Kafes eylem planları, deniz müzesinde ilköğretim öğrencilerini denizaltıya yerleştirilen dinamitlerle havaya uçurma tertipleri, millete ve demokrasiye karşı kurulan tuzaklar, öğrenci evlerine silah yerleştirme sonra da onları terör örgütü mensubu ilan edip askerî mahkemelerde yargılama provokasyonları, andıçlar, toprağa gömülü patlayıcılar, bombalar, suikast tabancaları, dolu LAW silahları ve hepsinin yanında her rütbeden subaylar; görevdekiler, emekliler…
Bütün bu gerçeklerin yanında bir büyük gerçek daha var ki, o da Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığıdır. Halkına, değerlerine yabancılaştıkça yıpranan TSK Türkiyenin normalleşme sürecinde gölge olmasın yeter diyoruz?
Değerli Sakaryalılar,
Tam bir yıl önce İsrail bombalarıyla uyanan Gazze halkının feryatlarına şahit olmuştuk. 15.000 evin yıkıldığı, 1400 kişinin katledildiği, bir o kadarının yaralı, sakat kaldığı Gazze de bu gün, dünya ölçeğinde bir avuç Müslüman kardeşlerine ulaşmaya, yaralarını sarmaya çalışıyor. Her şeye rağmen dünyanın duyarlı insanları; Filistin’e Özgülük Konvoyu adıyla bu ablukayı kırmak, sürdürülen ambargoyla açık hapishaneye dönüştürülen bir buçuk milyonluk Gazze halkına yardım elini uzatmak maksadıyla ondört gündür kilometrelerce yol katediyor. İngiltereden kalkan bu kervanı İHH nın özel ilgisiyle Sakarya’da bir gece misafir etmenin şerefini taşıyoruz. Şu saatler bu konvoya gereken kolaylığı gösterip göstermeme noktasında Mısır tarihi bir sınav veriyor. Mısır’ın engellemesi sebebiyle konvoy ekibi dün geceyi Akabe’de geçirmek zorunda kaldı. Konvoyun Kızıldeniz üzerinden Nueybe Limanına geçmesi için Mısır hükümetinden izin çıkması bekleniyor.
Umarız insanlık ölmemiştir, umarız batı iki yüzlülüğünü sürdürmez, umarız İslam dünyası içinde bulunduğu gafletten uyanır, gücünün farkına varır. Allahu ekber.
SAGİR Başörtüsü Platformu adına – İlim ve Hikmet Vakfı
One thought on “Sakarya: Bizim karşımızda nasıl bir silahlı kuvvetler var?”
yeryüzünün bir çok yöresinde zulum ve ifsat ayyuka cıkmıstır. vicdanlar koreltilip susturulmus, istikamet bulanıklaştırılmıs durumdadır. aynı zamanda inanca pranga vurulmak istenmekte ve inanan müslümanlara kurulan tuzaklar her geçen gün artmaktadır. yaşanan ortam her ne kadar zorluklarla ve tuzaklarla dolu olsa da yılmışlık tükenmişlik ve bezginliğe düşmemek gerekmektedir. bu ALLAH tarafından da kınanmıştır. herşeye rağmen umudu diri tutmak gerekmektedir. bu inancımız gereği böyledir. özgürleşşmemiz zihnen ve bedenen mücadele ve direniş içersinde olmamızla birlikte ancak mümkün olacaktır diye düşünüyorum