Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 225. Basın açıklamasını Adapazarı AKM önünde gerçekleştirdi. Diriliş Saati Dergisinden Berat Gürler’in okuduğu açıklamada ; islami kimliğinden ötürü vicdani redini açıklayan Enver Aydemir e askeri cezaevinde yapılan işkence şiddetle kınandı. Ayrıca Mazlum bir çeçen aileye yardımcı olmaktan başka hiçbir niyeti olmayan Nuray Canan Bezirgan ve eşine yönelik saldırı eleştirildi. Eylemde “Sakarya yeni Ece Nurlar çıkararak bu direnişe ortak olmalıdır.” denildi. Ayrıca Yemen’de Hamas’a ve Hizbullah’a maddi ve manevi yardımları dolayısıyla soykırıma uğratılan Husi kabilesine mensup Müslümanlara dikkat çekildi.

Açıklamanın tam metni :ZALİMLER, NASIL BİR İNKILÂPLA DEVRİLECEKLERİNİ YAKINDA BİLECEKLER!

Türkiye zor ve enteresan bir süreçten geçiyor. Kemalist ideoloji sorgulanıyor. Mevcut sistem planlı bir şekilde revizyona tabi tutuluyor.

Sistemin en önemli ayağı olan silahlı kuvvetler de bu revizyondan nasibini alıyor. İrtica ile mücadele adı altında hanımı başörtülü olduğu veya namaz kıldığı için yüzlerce subay ve astsubayı kapı dışarı eden, örtülü anneleri zaman zaman asker oğlunu ziyaret amacıyla da olsa kışla kapısına dahi yanaştırmayan silahlı kuvvetler ülkemizde Müslüman halkın değerleriyle çatışan bir görüntüyü vermekten adeta haz duymuştur. Kemalist değerleri hakim kılmak ve emperyalist batıyı kıble edinmek gibi amaçları temel strateji haline getiren silahlı kuvvetler asıl görevi olan ülkeyi dış tehditlere karşı korumanın yerine ülke içinde toplum mühendisliğine soyunmuştur.

Gelişen son olaylarla birlikte silahlı kuvvetler içinde darbeci ve komitacı unsurların hiç de azımsanmayacak ölçüde örgütlendiğini müşahede ediyoruz. Halkıyla bu denli yabancılaşma beraberinde bu kuruma ve askerlik görevine olumsuz bakışı getirmiştir. Geçtiğimiz günlerde zorunlu askerlik görevini reddettiği için askeri cezaevinde günlerce işkence gören Enver Aydemir bu konudaki örneklerden biridir. Silahlı kuvvetlerin her şeyden önce bir özeleştiri gerçekleştirmesi gerekirken, işkence ile bu ülkenin evlatlarını susturmayı tercih etmesini şiddetle kınıyoruz.

Geçtiğimiz hafta bir çeçen ailenin durumunu sormak için gittikleri İstanbul Kumkapıdaki Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’nde İmkan-Der başkanı Nuray Canan Bezirgan ve Ömer Bezirgan hakarete ve darba maruz kaldılar. Mazlum çeçen aileye yardımcı olmaktan başka hiçbir niyeti olmayan bu Müslümanlara uzanan kirli eller hesap vermelidir. Bir bayana dahi el uzatmaktan çekinmeyen Yabancılar Şubesi’ndeki polisler, yaptıklarını hangi gerekçe ile açıklamaktadır acaba! Karakolları Pembekollara çevirme stratejisi böyle mi işletiliyor? İlgili polislerin mutlaka cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Diyarbakır’da Ece Nur direnmeye devam ediyor. Bu kızımızın İlköğretim sürecinde başını örterek okumaya devam etmekte direnmesi hepimiz için örnek olmalıdır. Sakarya yeni Ece Nurlar çıkararak bu direnişe ortak olmalıdır. Buradan Sakarya halkına sesleniyoruz: Ergenlik çağına gelmiş kız çocuklarımızı örtülerini çıkarmadan ilköğretime devam etmelerini sağlayalım. Allah’ın farz olan emrini hayata geçirmek için direnelim. Bu konudaki keyfi yasağı ancak birlikte direnerek kaldırabiliriz. Şimdiye kadar hep teslimiyeti tercih ettiğimiz için kaybettik. Ancak direnişi kuşanarak Allah’ın rızasına varabiliriz. Kızlarımızı Ece Nur misali taviz vermeden okutalım.

Filistin konvoyunun Gazze’ye ulaşma mücadelesi devam ediyor. Mısır yönetiminin çıkardığı zorluklar sonucu Ürdün’den Suriye’nin Lazkiye Limanı’na geri dönen konvoy; bu limandan Mısır’ın Ariş Limanı’na gemi ile ulaşarak buradan Gazze’ye geçecek. Mısır’ın çağdaş Firavunu Hüsnü Mübarek, Amerika ve İsrail ile işbirliği yaparak Gazze’nin Mısır sınırına 20 metre derinlikte ve her türlü bombaya karşı dayanıklı bir çelik duvar inşa etmeyi planlıyor. Amaçları Gazze-Mısır arasındaki Gazze’nin nefes boruları durumundaki tünelleri imha ederek, Mısır-Gazze geçişini tamamen imkânsız kılmak… Dolayısıyla Gazze’yi tam bir açık hava cezaevi haline sokarak Gazze halkının açlıktan kırılarak yok edilmesi veya teslim olması hedefleniyor. Nasıl ki o gün ki Firavun Hz. Musa’yı ve halkını teslim alamadı ve yok edemedi ise bugün de çağdaş Firavun Mübarek şunu iyi bilmelidir ki; Allah direnen mazlum Gazze halkının yanındadır ve mutlaka direnenler galip gelecektir. Çağdaş Firavun da önceki gibi helak olup tarihin çöplüğüne atılacaktır. Tam bu noktada ümmet bilincimizi tekrar yeşertmemizin önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Amerika ve yandaşlarının önündeki en büyük engel ümmet bilincinin Müslüman halklarda öne çıkmasıdır. Amerika, İsrail ve yandaş Batı ülkelerinin akıttığı kan ve zulme son vermek için yürütülen mücadelenin en önemli adımı Türk, Kürt, Arap, Acem, Urdu ve diğer tüm Müslüman kavimlerin bir ümmetin evladı olduklarının farkına varmaları, bu bilinç ile safları sıklaştırmaları, mezhebi veya etnik tefrikaları ortadan kaldırmalarıdır. Ümmet bilincinin gelişmesi kendi ülkemizde yaşanan Kürt sorunun da çözümünde temel etken olacaktır.

Son olarak Yemen’de Hamas’a ve Hizbullah’a maddi ve manevi yardımları dolayısıyla soykırıma uğratılan Husi kabilesine mensup Müslümanlara dikkat çekmek istiyoruz. Suudi Arabistan ve Yemen yönetimlerinin Amerika destekli operasyonları ile içlerinde çok sayıda çocuk ve kadınların da bulunduğu yüzlerce Müslüman son bir ay içinde Yemen’de katledildi. Bu katliamı gerçekleştiren zalimleri lanetliyoruz ve bu zalimlerin helak olacakları günleri Rabbimizin bize göstermesini niyaz ediyoruz.

Zalimler, nasıl bir inkılâpla devrileceklerini yakında bilecekler. (Şuara; 227)
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU ADINA
DİRİLİŞ SAATİ DERGİSİ