Van: Başörtüsü ve Kürt sorunu bitmedi! Enver Aydemir’e özgürlük!
Van Hak ve Özgürlükler Platformu, her ay sürdürdüğü “Başörtüsüne Özgürlük” eylemlerinde 147 haftayı geride bıraktı. Van Hak ve Özgürlükler Platformu üyeleri 147. haftada Sanat Sokağında bir araya gelerek tepkilerini dile getirdiler. Platform adına bir açıklama yapan VAHÖP Mazlumder Van Şb.Yön.Krl.Üyesi Fuat DEĞER, geçtiğimiz yıl devam eden zulümlerin kısa bir özetini sundu.
Okunan basın açıklamasının tam metni:
Basına ve Kamuoyuna
2010 yılına girdiğimiz bu ilk hafta, yine hükümeti ve devleti eleştirme hakkımızı kullanmak için buradayız. Hak ihlalleri ve çözüm-çözümsüzlük kavramlarının çok kullanıldığı bir yılı daha geride bıraktık. Ancak arzu edilen seviye bir türlü tutturulmuş değildir. Hükümetin devletçi refleksleri, zaman zaman umutsuzluk ve endişe verici olmaktan kurtulamamıştır.
Başörtüsü, hala lafı bile edilmeye değer bulunmayan, birkaç kişinin öznel sorunu gibi görülmekte ve buna dair bir gündeme dahi yanaşılmamaktadır. Seçim öncesi sözlere rağmen, başörtülülere yönelik sistematik ayrımcılık devam etmekte ve tüm boyutları ile rahatsızlık vermeyi sürdürmektedir. Devlet, diğer siyasi güçleri sindirmek için kullandığı yöntemlerin bir benzerini, başörtüsü yasağıyla Müslümanları etkisiz kılmak, enerjisini tüketmek, bıktırmak ve ümitsizliğe düşürmek alanında kullanıyor.
Diyarbakır’da Ecenur örneği, ülke içinde yeni bir başörtüsü tartışması dalgası uyandırabilirdi, ancak bu yeterince ilgi görmedi. Küçük Ecenur’un omuzlarının taşıyamayacağı ideolojik bir araçsallaştırmaya dönüşme riskini de taşıyan bu olay buna malzeme yapılmamalıdır. Mesele kahraman figürler üretmek değil zulme vurgu olmalıdır, bu konuda küçük Ecenur’un hala bir çocuk olduğu unutulmamalıdır.
Kürt Meselesi ve Açılım hikâyesi artık somut adımlar atılmazsa hükümetin son şansı olabilecek bir sürece işaret ediyor. İktidarın, iktidar gibi davranamamasından kaynaklanan sorunlar, kurnazca manevralarla daha fazla çıkmazlar üretmektedir. Açılımla tarihe mal olacağını, ülkenin kaderini değiştireceğini iddia eden hükümet, acı çekmiş, zulüm görmüş, sürgünlerle, zindanlarla, köyleri yakılarak susturulmak istenen bir kitlenin, ümitlerini karamsarlığa dönüştürmüştür. Samimi davranışların yerine, öfkeleri tetikleyerek, ümitleri, onurları kırarak savaş kışkırtıcılarına teslim olmuştur. Barışa pusu kuranlar, hükümetin son uygulamalarıyla, ne kadar etkili olduklarını ispatlamışlardır. BDP Milletvekilleri hakkında oluşturulan “ifade krizi” sistemin reflekslerinin ötesinde hükümetin iktidar durumuna da işaret etmesi açısından, sürecin sancılarına vurgu yapan çekişmenin önemli parametreleri mesabesindedir. Sorunu üreten ve tırmandıran bizzat devlet iken, bunun sonucu olarak ortaya çıkan aktörleri yok sayması ve sadece ben çözerim tavrı faşizan olmakla birlikte, çözüm mantalitesi hakkında da önemli ipuçları vermekte, bu da umutsuzluk üretmektedir. Çözüm, şehirlerin, ilçelerin belediye başkanlarının, Kürt politikacıların elerini kelepçeleyerek, bu utanç anının fotoğraflarını basına servis etmekle gelmez. Aklı başında her insan çarenin, Kürtlerin siyaset kanallarını açmakta, kürt gençlerini dağdan indirip siyaset yapmalarına imkan tanımakta, silahla değil sözle haklarını aramaya ikna etmekte olduğunu bilmektedir. Böyle bir zamanda, mecliste gurubu olan bir partiyi siyaset dışına çekmenin akla, vicdana ters düşeceği, Türkiye’nin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun düşmeyeceği açıktır.
Acilen ne yapılması gerektiği de ortadadır. Kürtler, Türkler gibi her alanda eşit haklara sahip olacaklardır. Türk çocuğuna anadilini öğretiyorsa Kürt de öğretecek. Taş atan çocuğa, sekiz yıl hapis cezası veren ve Türkleri bu ülkenin efendisi olarak gösteren 80 anayasasını değiştireceksiniz, partilerin kapatılmasını önleyecek, dağdaki insanların sosyal alanlara kaymasını sağlayacaksınız. Silahını bırakanların siyaset yapmasına imkan tanıyacaksınız. Bunu yaparken de, yasal güvenceyle eşit haklara sahip olmalarını sağlayacaksınız. Ülkenin buna acil olarak ihtiyacı vardır.
Özel Harp Dairesi aramaları ve ilgili hâkimin takip edilmesi, Ergenekon köklerinin derinliği konusunda ayrıca fikir vermektedir. Son günlerde ülkede yaşanan hemen hemen birçok olumsuzluğun arkasında askeri imzaların olması, şimdiye kadar yapılan darbelerin niçin bu kadar kolay planlanıp yapıldığını da izah etmektedir. Bu yüzden, sadece Ergenekonun solcu kanadına yönelik olsa bile, sürecinin ısrarla sürdürülmesi bu ülkenin kaderi anlamına gelmektedir. Öteyandan, derin devletin izbe dehlizlerinde kurulan tuzakların ipuçlarını araştıran, Şamil Tayyar ve Mehmet Baransu’nun direktif verilmişcesine ağır cezalarla çarptırılmak istenmesi de, yargı üzerinde vesayet düşüncelerini doğurmaktadır. Ordu mensuplarının büyük suçlara karıştığının ortaya çıkmasıyla, Genelkurmay Başkanlığının onların suçsuzluğunu ispatlamaya çalışmaları da böyle bir vesayeti doğrular niteliktedir.
Bu ülkede inancından dolayı askerlik yapmayı reddettiği, yani uluslararası hukukta resmen bir hak olarak kabul edilmiş terimleşmiş ifadesi ile “vicdani red” yaptığı için 3 yıldır kendisi ve ailesi her türlü takibat ve eziyetten kurtulamayan Enver Aydemir’in durumu bu ülkenin sicil kaydına denktir. Sadece Enver Aydemir değil ondan önce bu haklarını kullanmış ya da kullanmaya çalışmış kişilere karşı girişilen bu militarist linç Türkiye’nin utancı olmaya yeter.
Türkiye’nin bu ve bu mantığın ürettiği utançlardan kurtulması için yapması gereken tek şey, yeni bir anayasadır. Bu beden bu mengenede kıstırıldıkça daha çok kemik kırılacak, iç kanamalar daha da artacaktır.
Filistin’e giden konvoyun engellenmesinden İsrail’in vahşi katliamlarına, İran’da yeniden alevlenmeye başlayan karışıklıklardan Aşura patlamalarına, Afganistan katliamlarından Irak bombalarına ve İslam dünyası ile beraber dünyanın değişik yerlerindeki kaos ve cinayetlerin tamamının arkasında emperyalizmi aramak komploculuk değil basit bir tespittir.
Ülkenin ve dünyanın yeni yılı için barış, özgürlük, adalet ve vicdan çağrımızı bildiriyor ve hayır getirmesini Rabbimizden diliyoruz. Yeni bir Anayasa talebimizi ısrarla bütün sorunların tek çözümü olarak yineliyoruz.
VAHÖP adına Mazlumder Van Şb.Yön.Krl.Üyesi
Fuat DEĞER
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU (VAHÖP) BİLEŞENLERİ
Gökkuşağı Derneği / İnsan-Der / Mazlumder / Memur-Sen / Umut Işığı Derneği/ Erdem-Der/ Anadolu Gençlik Derneği / Vim-Der/ Ka-Der