“Eşi başörtülü tek subay kalmayacak”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasıyla gündeme gelen Özel Harp Dairesi, 50 yılı aşkın karanlık geçmişiyle aydınlatılmayı bekliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) tartışmalı kurumlarından biri olan Psikolojik Harekât Dairesi’nden emekli Yarbay Şenol Özbek, çok gizli bilgilerin saklandığı ve operasyon planlarının hazırlandığı Özel Harp Dairesi’nin geçmişini ve bugününü Taraf’a anlattı. Teşkilatın kurulması sürecini “Seferberlik Tetkik Kurulu, komünizmin ülkeye girme ve ülkede yerleşme teknik ve taktiklerine karşı koymak üzere kuruluyor. Yani madem ki komünistler gerilla teknik ve taktiği uyguluyor, o halde buna engel olmak için aynı taktiği uygulamak lazım mantığı ile teşkilatlanıyor. Gizli bir teşkilatlanmaya gidiliyor ve direnişte kullanılmak üzere yine barıştan itibaren yeraltına silahlar gömülüyor. Kuruluş çalışmaları 1952’de başlıyor ama çekirdek kadro ile fiilen faaliyete geçmesi 1955 yılına rastlıyor.” sözleriyle anlatan Özbek, teşkilatın “tehdit” algısıyla ilgili görüşlerini aktarırken şunları söyledi:

“Son dönemde kamuoyunun içine düştüğü çok ciddi bir hata var. Bir konuda yanlış bir algı içindeler. Şüpheli ilişkiler ağını açıklarken, 12 Eylül’den önceki teşkilatlanma biçimiyle, Sovyetler yıkıldıktan sonraki yani günümüzdeki teşkilatlanma biçiminin aynı olduğu zannediliyor ki, öyle değildir.

O dönemde bu teşkilatın içinde yer almış birçok kişinin, şu anda evlerinde televizyonların başında pek çok şeyi hayretle izlediğinden eminim. Ara dönemde İran’da bir devrim oldu, ardından Türkiye’de ihtilal. Daha sonra Sovyetler’de bir değişim rüzgârı başladı. Bütün bunların neticesinde tehdit algısı değişti.

Komünizm tehdidinin yerini irtica diye bir şey aldı. Ya da bir dönem ikisi birden tehdit kapsamında ele alındı. Teğmenliğimiz döneminde bazı komutanlarımızın, “orduda eşi başörtülü tek subay bırakmayacağız” yönünde açık konuşmalar yaptığını, İslamiyet’ten kopuk ve metafizik bir Türklük vurgusunun ön plana çıktığını hatırlıyorum.

YAŞ kararlarında ortaya çıkan sonuçlara bakınca, bu algının bugün de değişmediği anlaşılıyor. Ergenekon zanlısı olan, ifade veren ve hatta tutuklu bulunan bir çok subay halen resmi olarak orduda görevine devam ederken, namaz kıldıkları ve eşleri başörtülü oldukları için “irticacı” diye suçlanan askerler, YAŞ ile derhal ordudan atılıyor. Demek ki “orduda eşi başörtülü tek subay bırakmayacağız” diyenlerin zihniyetinde herhangi bir değişiklik yok!

Enver Aydemir’in vicdani red hakkını kullanmak istemesi de bu ifadeler ışığında düşünülünce bir kez daha haklı çıkmış oluyor.

Platform Haber

Bir cevap yazın