Konya 125: Ezanı “Tanrı uludur” diye okutan kimdi?

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 125. hafta basın açıklamasını platform adına Nedime Türkkan okudu. Açıklama öncesinde araştırmacı yazar Nureddin Şirin bir selamlama konuşması yaptı. Şirin, Filistin ve Gazze olayları hakkında konuştu. İsrail’in gazzeye yeniden saldırma olasılığı olduğunu ve bu durumda son saldırısı olacağını söyledi. Eğer İsrail gazzeye saldırırsa gazze kapılarına dayanırız. Sadece oradaki mücahitler değil Konya ve anadolunun diğer yerlerindeki mücahitler de Kudüs için çarpışmayı beklemektedir dedi. Özgür kudüste buluşma dilekleriyle konuşması bitirdi. Selamlama konuşmasının ardından okunan açıklamada Türkkan şunları söyledi:

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 125. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla

O inkar edenler zikri (Kur-an’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hala da (kin ve hasetlerinden) ‘’Hiç şüphe yok o bir delidir’’ derler. Oysa o (Kur-an) alemler için ancak bir öğüttür.

(Kalem Suresi 51. ve 52. ayetler)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Bir garip dünyada yaşıyoruz; bir gariplikler ülkesinde… Mizaha ve mizahçıya ihtiyaç duyurmayan gerçeklikler ülkesinde… Evet, Hacivat, Karagöz, Nasreddin Hoca ve Temel’in bu ülke de yetiştiğine şaşmamak gerekir. Siyaseti bir kara mizah, yaşantısı, uygulaması ise mizahın her rengi… İyilerin yasak, kötülerin serbest olduğu, bir ülke burası… Yani taşları bağlamışlar, köpekleri salıvermişler. Faydalıya pranga vurup, zararlıyı teşvik etmişler. Zalime ödül verip, mazlumu cezalandırmışlar. Üç yanlış, her zaman bir doğruyu götürür olmuş.

– Gelenek haline gelmiş. Yapılmazsa beklenir olmuş. Haniymiş cici darbelerimiz denilmiş. Darbeciler, darbe yapanlar cumhurbaşkanı seçilmiş, ömür boyu ödüllendirilmiş. Marmaris’te resim çizer olmuşlar. Darbe yapmak serbest olmuş. Darbeciler ödüllendirilmiş. Darbeye karşı çıkmak suç sayılmış, karşı çıkanlar cezalandırılmış…

– Sarıkız, Ayışığı, Kafes, Balyoz… Nice darbe planları yapılmış, senaryolar tatbikatlar haline dönüştürülmüş. Savaş uçaklarıyla minareler devrilmiş, ‘’Minareniz süngüyse, süngünüzü kırarız!’’ denilmiş. Darbe planlamak, senaryo yazmak serbest, bunları deşifre etmek suç sayılmış. Darbe planlayanlar değil, bu planları kamuoyuna sızdıranlar araştırılmış…

– Askerin maneviyatı yükselsin diye tatbikatlarda ve savaşta ‘’Allah Allah!’’ diye bağırtılmış; evlerinde Allah’ı anmak için bir araya toplanan insanlar, Allah dedikleri için, ayin yapıyorlar diye gözaltına alınmış. Tatbikatlarda ve savaşta Allah demek serbest, evlerde demekse yasaklanmış… Allah adı, ordunun maneviyatı için kullanılmış, o Allah’ın emirlerinin gereği olarak örtünenler, askeri birliklere dahi alınmamış…

– Darbeler yapılınca, bazı medya organları ve sivil toplum kuruluşları, yağdanlık olmuş, darbeyi ve darbecileri desteklemiş, ödüller almış, rantlar elde etmiş. Darbeye karşı çıkanlarsa cezalandırılmış, sürgünler yemiş. Darbeyi desteklemek serbest, karşı çıkmak yasakmış.

– Siyaset ve siyasetçiler, işlerine her geldiğinde, anlayışlarına her uyduğunda, müdahale etmişler dine, hatta milli bir din oluşturmak için uğraş vermişler. Ezanı Türkçe okutup, namazı Türkçe kıldırmaya kalkışmışlar. Hiç vazgeçmemişler bu isteklerinden. Siyasetin dine müdahalesi serbest, dininse siyasete etkisine dahi tahammül edememişler… Böyle bir isteği, ima edeni dahi cezalandırmışlar. Siyasetin dine müdahalesi serbest, dinin siyasete etkisi bile yasak…

– İbadetlere karışır olmuşlar. Nasıl ibadet edeceğimizi onlar belirlemeye kalkışmışlar. Kestiğimiz kurbanların derisine, ve bağırsaklarına dahi el koymuşlar. Kurban kesmek serbest, derisini istediğin yere vermek yasak…

– Çocuklarımızı nasıl yetiştireceğimizi, hangi şekilde eğiteceğimizi onlar belirlemişler. Küçücük yaşlarda bale eğitimine, şan derslerine göndermişler, onları eğlence dünyasının küçük figürleri haline getirmişler. Aynı yaşlarda insanların, kendi çocuklarına, kendi dinlerinin kitabını öğretmeyi yasaklamışlar. Bale serbest, Kur-an’ı yasaklamışlar…

– Mahalle baskısı adı altında yaygaralar çıkartmışlar, bunun birilerini ötekileştirdiğini ve onlara baskı yaptığını söylemişler. Dine ve geleneksel kültüre uyanı mahalle baskısı adı altında yasaklamışlar, ama benimsedikleri ideolojileri, ilkokul çağından başlayarak, her gün çocuklarımıza dikte etmeye kalkışmışlar. Dini yaşamın gerekleri yasak, modern yaşamın gerekleri hem serbest hem de üstüne üstlük mecburi…

– Ülkenin içerisinde eğitimde, öğretimde, iş hayatında, son zamanların uygulamasıyla hastanede, mahkemede, başörtüsüyle bulunmak yasak, ama buraların her bir yerinde ve hayatın tüm alanlarında başı açıklık serbest… Üstüne üstlük pek çoğunda mecburi… Yani örtünmek yasak, çıplaklık serbest…

– Giyimimiz kuşamımız, jakoben baskıcı devlet anlayışıyla belirlenmiş. Ne giyeceğimze, ne giymeyeceğimize onlar karışıyorlar. Okullarda mecburi kıyafetler, devlet dairelerinde mecburi kıyafetler, fakat kültürümüz gereği kıyafetler yasak…

– Gayri ahlaki pek çok iş, özgürlükler adına serbest… Metres tutmak serbest, dini nikâh yapmak yasak…

– Makyaj yapmak serbest, örtünmek yasak…

– Emperyalist işgalcilerin dilinde eğitim yapmak serbest, din dilinde eğitim yapmak yasak…

– Küçücük çocuklara içki içirtmek serbest, onların inançlarını yerine getirmeleri ve bu hakkı talep etmeleri yasak…

– Daha neler yasak neler yasak…

– Yasakları koymak ve uygulamak serbest ama onları deşifre etmek yasak…

Biz hakkın yanında olanlar, hakikate sevdalılar, yürekleri mazlumun yanında, zalimin karşısında duranlar,

Allah’tan başkasına boyun eğmeyip, sadece O’nun kulu olduğunu haykıranlar, hak ve adalet üzerine olmayan her yasağın karşısındayız ve yine hak ve adalet üzerine olmayan hiçbir özgürlüğü de (!) kabul etmeyeceğiz! Yani hak ve adalet üzerine olanlar, serbest olup, zulüm ve haksızlık üzerine olanlar ortadan kalkıncaya kadar mücadeleyi terk etmeyeceğiz!!!

İşgalci, terör şebekesi, Siyonist İsrail’in korkulu rüyası İzzeddin El-Kassam birlikleri kurucu komutanlarından Mahmud Abdurrauf El-Mebhuh; Siyonist terör örgütünün mel’un bir saldırısıyla şehid olmuştur. Şehadetlerinin Kudüs’ün özgürlüğüne giden yolda bir meşale olacağını ilan ediyor, İslam ümmetini şehidinden dolayı tebrik ediyor El-Mebhuh’un şehadetinin kabulünü Allah’tan niyaz ediyoruz.

Şehitler yolumuzu aydınlatan birer meşaledir. Işıklarının şuası bizi zafere götürecektir.

Darbesiz, zulümsüz, baskısız; yanlış olanın yasak, doğrunun hür, özgürlüğün özgür olduğu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 126. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere

Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKERİ PLATFORMU

www.hedader.org

 

Bir cevap yazın