Kütahya 16: Toplumu Balyoz’layıp, Kafes’lemek isteyen kim?

Türkiyenin kendi içindeki urlarla yüzleşmeye başladığı şu günlerde; kendince irtica adında bir düşman icad edip paronoya haline getiren bir yapıyı ve bu tehlikeyi bertaraf etmek için camileri bombalamayı, yüzlerce kişiyi öldürmeyi, isyan çıkarmayı planlayacak kadar ileri giden bir gözü dönmüşlüğü ülkece temaşa ediyoruz…
Bir yandan herkes için adelet istemleri,açılımlar ve daha geniş perspektifte özgürlükler konuşulurken bir yandan da büyük bir itinayla toplum iradesini BALYOZ layıp KAFES lemeye çalışanlar ,olağanüstü hal ilan edilmesini bekleyenler tarafından demokratikleşmeye karşı tuzaklar kurulmakta..
Ülkemizde hayatın her alanını, özellikle eğitim sistemini kuşatan militarist zihniyet, hak ve özgürlüklerimizin önündeki engellerin başında geliyor.Adı geçen darbe planlarında imam hatip liselerinin fişlenmesi ve Milli güvenlik derslerine giren subayların istihbarat nitelikli çalışmalar yaptıkları görülüyor.
1946’dan bu yana var olan cuntacı geleneğin özgürlüklerle,dini tercihlerle uğraşısı,halk üzerinde sürekli baskı kurma isteği hiç bitmiyor.
Balyoz harekatı kapsamında iddiaların sivil yargıya taşındığı ve kozmik odada bir aya yakın zamandır araştırmaların yapıldığı bir dönemde; Anayasa Mahkemesinin askerlere sivil yargı yolunu açan ve askerî yargının görev alanını daraltan yasa değişikliğini iptal etmesi ve yürütmesinin durdurulması kararı elbette “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırma, savaşa tahrik, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” gibi suç unsurlarından yargılanması gereken darbecilerin lehine işlemiştir.
Sivil insiyatife sesleniyoruz;
Hukukun ikamesi ve adaletin tesisi için; sorumluların,yasal soruşturma süresince açığa alınması,askere sivil yargı yolunu açacak,Anayasa’nın 145. maddesinin değiştirilerek gerekli yasal düzenlemenin derhal yapılması gerekmektedir.
Gelişmiş hukuk sistemlerinde olduğu gibi askerî ve sivil yargı ayrımı ortadan kaldırılmalı; Milletin tepesine balyoz değil,masaya hukukun tarafsız ve bağımsız tokmağı vurulmalıdır.”
Mazlumder Kütahya Şubesi
yönetim kurulu üyesi
Esra Efe