Sayın Başbakanım;
Tekel işçileri malumunuz yaklaşık iki aydır eylem yapıyor. Eylemlerinin son noktasında süresiz açlık grevine başladılar. Bunun neticesi olarak da hemen her gün bir işçi hastanelik oluyor.

Bu duruma duyarsız kalamazsınız. Tamam, başbakan olarak halkın size emanet ettiği paraları kanınızın son damlasına kadar korumanız boynunuzun borcu. Ama bu ülkede “Beyt-ül mal”ın korunacağı tek yer tekel işçileri değildir herhalde. Özelleştirmelerde gösterdiğiniz hassasiyeti, daha doğrusu anlayışı işçilere karşı da göstermenizi bekliyoruz. En azından Tekel özelleştirilirken hesaba katmadığınız paranın yüzde onunu da işçiler için hesaba katmayın lütfen. Ya da TMSF’nin sattığı medya kuruluşlarına sahip olan yeni medya patronlarına gösterdiğiniz hassasiyetin bir kısmını tekel işçilerine yönelik de gösterin.

Sizin verdiğiniz bir karardan kolay kolay geri dönmediğiniz herkesin malumudur. Tekel işçileri için bu hassasiyetinizden bir defalığına da olsa vazgeçmenizi bekliyoruz. Nihayetinde o insanlar evlerine götürecekleri ekmeğin kavgasını veriyorlar.

Sizden, emek edebiyatıyla işçiyi sömüren sendika ağalarına boyun eğmenizi istemiyorum. Sadece bu soğukta eylem yapan işçilerle empati kurmanızı bekliyorum. Acizane, o işçilerle empati kurduğumda Beyazıt Meydanı’nda kar kış demeden hak arayışlarını sürdüren “başörtülü öğrenciler” aklıma geliyor.

Ayrıca, daha vahim bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Hani “işçiler oyuna geliyor” demiştiniz ya, bu söz çok netameli değil mi Allah aşkına. Bu noktada geçmişe dönmek istiyorum. Şiir okudunuz diye hapse atıldığınız dönemde birçok insan size yapılan haksızlığa öfkelerini göstermek için sokaklara dökülmüştü. O dönemin siyasi aktörleri de tıpkı sizin tekel işçilerine seslendiğiniz gibi “oyuna geliyorsunuz” içerikli cümleler kuruyordu. Yani bu “oyuna gelme” meselesi fazlasıyla statüko ağzı değil mi?

Siz ki siyasi kariyerinizi halkın içinden gelme üzerine oluşturdunuz. O halde halka karşı, statükonun dili olan “oyuna gelme” üzerine kurulu cümleler kullanmanız siyasi geçmişinizle ters düşmüyor mu? Emre Kongar, NTV’de Mehmet Barlas’la yaptığı “Yorum Farkı” programında, “Eminim ki eylem yapan o işçilerin birçoğu AKP’ye oy vermiştir” demişti. 2007 seçimlerinde her iki seçmenden birinin sizi desteklediğini düşündüğümüzde Kongar’a katılmamak mümkün değil. Size oy veren o işçiler, ülkeyi yönetmeniz için sandık başına gittiklerinde de oyuna mı gelmişti?

Bu mektubu özelleştirmeye karşı olmayan ve sendika ağalarının sıcak mekanlarında yaptıkları açıklamalarla prim yapıp işçileri sömürmesine son derece hiddetlenen bir vatandaş olarak kaleme alıyorum. Bu doğrultuda bahsettiğim hususları dikkate alacağınızı ümit ediyorum.

Saygılarımla…

Gerçek Hayat Dergisi

Genel Yayın Yönetmeni

Ali Adakoğlu