Kocaeli (252) Katsayı “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın eseridir
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemleri 252. haftasına girdi. Platform adına basın açıklamasını Çetin Tahtacı okudu.Basın açıklamasının tam metni
Değerli basın mensupları, özgürlük mücadelemizde yanımızda olan halkımız;
Burada hak ve adalet mücadelemizin 252.Haftasını geride bırakarak bir araya geldik.
Bu ülkede sıradan insanlar olarak sıradan bir gün yaşamak çok zor görünüyor. Gün geçmiyor ki sarsıcı gündemlere uyanmayalım. Herkesin sınıfsal, sosyal, dini ve etnik kimliğiyle özgür olduğu, adil ve kardeşçe bir toplumsal durumu özlüyor ve istiyoruz. Ancak devletin sahibi olduğunu düşünen ve halkı sadece az gelişmiş barbarlar topluluğu olarak gören toplum mühendisleri buna izin vermiyor. Kendi halkının kimlikleri ve değerleriyle savaşım içerisinde olan bu imtiyazlı azınlık, her gün yeni senaryolar ve taktikleri geliştirmeye devam ediyor. Danıştay’ın darbe artığı “katsayı” uygulaması konusunda verdiği karar, bunun güncel somut bir göstergesidir. Bugün burada, sayıları milyonla ifade edilebilecek genclerin, eşit ve özgür eğitim hakkını yok sayan Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararını protesto etmek için toplandık. Evet Danıştay, yürütmeyi durdurdu. Ancak özgürlük yürüyüşümüzü durduramayacak…
Danıştay, yükseköğretime girişte katsayı uygulamasına son veren Yüksek Öğretim Kurulu kararının yürütmesini, kanunun lafzı açısından bakıldığında “söz konusu kararın uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğacağı ve açıkça hukuka aykırılık bulunduğu” prensibine dayandırmıştır. Danıştay’ın kararındaki esasa dönük gerekçe ise kısaca ; farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilmesinin Anayasal eşitliğe aykırı olduğu ve Yüksek Öğretim Kanununun 45. maddesinin mevcut katsayı düzenlemesini kaldırmaya imkan vermediği şeklindedir.
Merak ediyoruz ve soruyoruz: Telafisi güç ve imkansız zarar nedir? Eşitler arası eşitlik nedir ? Mutlak eşitlik neden kabul edilemez ? Katsayı uygulamasının kalkması ile iptal davası açanların hangi hakkı ihlal edilmiştir ? Farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilemez oluşu, “halk plajlara akın etti vatandaş denize giremiyor” buluşundan mı mülhemdir ?
Danıştay 8. Dairesi, 2005 ve 2009 yıllarında, katsayı uygulamasının iptali için açılmış davalarda “Katsayı düzenlemesi YÖK’ün yetkisindedir” kararını vermiş ve bu davaları reddetmiştir. Aynı Danıştay dairesi şimdi, YÖK’ün “katsayı” uygulamasını kaldıran mevcut kararının yürütmesini ise adeta YÖK’ün yetkili olmadığı tespitiyle durdurmuştur. Merakla soruyoruz : Hangi karara inanalım, bir çelişki yok mudur?
Açıkça söyleyelim ve adını koyalım : 28 Şubat darbe sürecinde ihdas edilen “katsayı” uygulamasına ilişkin YÖK kararı, imam hatip liselerini bitirmeye, İslam’ı ve İslam’ın toplumsal tezahürlerini bastırmaya yönelik bir “irticayla mücadele eylem planı”nın eseridir. Fakat ne acıdır ki hukuk tekniği düzenleyici işlemin genel olmasını zorunlu kıldığından “katsayı” zulmü, uygulamanın doğrudan hedefi onbinlerce imam hatip lisesi öğrencisinin yanında yüzbinlerce meslek liseliyi de mağdur etmiştir ve etmektedir.
Bu aşamada, doğrudan muhatabımız ise sadece parlamentodur. Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu olarak parlamentodan talebimiz ; 8. Dairenin diline doladığı YÖK kanununun 45. maddesini, “katsayı” uygulamasını mutlak surette kaldıracak, mutlak eşitliği ve adaleti tesis edecek bir şekilde aciliyetle değiştirmesidir. Parlamento, bürokratik oligarşinin değil, halkın vekili olduğunu unutmamalıdır.
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu