TEKEL işçileri sadece hakkını istiyor, fazlasını değil

Özelleştirme politikaları sonucu hak mağduriyeti yaşayan TEKEL işçilerinin Ankara’daki hak mücadelesi devam ediyor. İnsanca çalışma ve yaşama koşulları isteyen TEKEL işçileri, özellikle Hükümet tarafından yapılan talihsiz açıklamalara üzülürken, kamuoyunun da yanlış yönlendirildiğini ifade ediyorlar. Konuyla ilgili işçilerle görüşme yapan Milliyet Gazetesi’nden Devrim Sevimay’a konuşan TEKEL işçisi Şinasi Uludoğan, hem mücadelelerini hem de beklentilerini şöyle anlattı: “Bizimle aynı yerde çalışanların nasıl çalışma güvencesi varsa, eskiden nasıl bizim de var idiyse, biz de şimdi aynısını istiyoruz. Düşünün, bir dahaki yıl seçim var. Diyelim ki hükümet değişti. Ya o zaman sözleşmemiz bir daha yapılmazsa? Biz yine işsiz kalmış olmayacak mıyız?… Taşın altına elimizi sokmak gerekiyorsa, biz bugün de sokarız. Sokuyoruz zaten 4/C’yle… Ama sadaka istemiyoruz. Zaten onun için de haftalardır burada onurlu bir mücadele veriyoruz… 4/C diyorlarsa tamam adı 4/C olsun adı. Ama içi düzenlensin, 4/B gibi olsun. Çünkü, bizim asla vazgeçmeyeceğimiz iki hakkımız var: Toplu sözleşme hakkı ve 12 ay çalışma garantisi. Bunları almakla ben şahsen yetinebilirim.”

Şinasi Uludoğan’ın açıklamalarından da anlaşılacağı gibi öncelikle sosyal ve özlük haklarını arayan işçileri adeta “halk kesesinden beslenenler” gibi göstermek insafsızlıktır. TEKEL çalışanları Türkiye’nin ekonomik şartlarının farkında ve astronomik ücretler istemiyorlar.

Hükümet özelleştirme sürecinde kâr hırsıyla hareket ederek yaptığı yanlış tercihin bedelini maalesef işçilere ödetiyor. Kamuoyu ise işçilere sahip çıkan gruplardan ötürü işçilere de haksızlığı reva görüyor. Oysa ki TEKEL işçilerinin mağdur edilmesine göz yummak, bundan sonraki süreçte yapılacak özelleştirmelerde daha büyük mağduriyetlere yol açacaktır. Bu sebeple TEKEL işçilerinin hak arama mücadelesini destekliyoruz.

Platform Haber

Bir cevap yazın