Bursa: 28 Şubatçı Valinin ismini okulumuzda istemiyoruz

28 Şubat darbesinin gönüllü neferlerinden ve Bursa’daki mimarlarından Vali M. Orhan TAŞANLAR ismi okulumuzdan silinmelidir. Mazlumder Bursa Şubesi, 28 Şubat Darbesinin yıldönümünde, Bursa’lılara özelikle İmam hatiplilere kan kusturan zamanın valisi, Vali M.Orhan Taşanlar İlköğretim Okulu önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına o okulda okuyan bazı öğrenciler ve Pazar çalışanları destek verdi.  Açıklamada, “Zulme karşı omuz omuza”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Direne direne kazanacağız” vb. sloganlar atıldı .Ayrıca, “Tepkisiz kalma zulüm alışkanlık yapar”, “Yasak sürüyor duyuyor musunuz?”, “987 yıl daha mı?”, “Bize her gün 28 Şubat”, “Sizin yalan ve hilelerinize baş edemedim bu bana dert oldu, ama sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun”, “Beni duymayana ahım var” vb. dövizler taşındı.

Basın açıklamasını Şube başkanı Hasan Ünal yaptı. Ünal;Okulumuzdan Vali M.Orhan Taşanlar isminin kaldırılıp, yerine başötüsü zulmü yüzünden okuluna sokulmadığı için dışarıda kamyonetin altında kalan ve bacağını kaybeden Dilek Gürgen’in isminin verilmesini yetkililerden talep etti. Açıklamaya basının ve çevrenin yoğun ilgisi vardı. Basın açıklaması çevredeki sakinlerin yoğun alkışları arasında sona erdi.

Basın Açıklamasının Tam Metni

Ne yazık ki, 87 yıllık Kısa cumhuriyet tarihi, hak-hukuk tanımayan, hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, getirdiği yasaklarla ve yaptığı zulümlerle ülkeyi yaşanmaz hale getiren askeri darbe ve cunta yönetimleri şeklinde geçmiştir.

Tek parti istibdadı, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri cunta yönetimleri dikkate alındığında görülecektir ki, maalesef cumhuriyet tarihinin hemen her dönemi ya doğrudan cuntalar tarafından ya da cuntaların direktifleri doğrultusunda yönetilmiştir. Cumhuriyet döneminin bu kısa tarihinde demokratik bir dönemden bahsetmek hemen hemen imkânsız gibidir. Bu durumun vahameti, günümüzde bir bir ortaya dökülen Askeri darbe plan ve teşebbüsleriyle daha iyi anlaşılmıştır. Bu durum göstermektedir ki, ülke, hala bu karanlık cunta yönetimlerinin tasallutundan, gölgesinden ve anti demokratik uygulamalarından kurtarılabilmiş değildir. Bu nedenle kısa Cumhuriyet tarihinin kaderi gibi algılanan ve alışkanlığa dönüşen bu kahrolası darbe geleneğinin bütün yönleriyle siyasal hayatımızdan silinmesinin zamanı çoktan gelmiştir.
Mazlumder Bursa Şubesi, devlet ve toplum hayatının her alanına sinmiş askeri darbe yönetiminin ve darbe geleneğinin bütün yönleriyle tarihin çöp kutusuna göndermek için hayatın her alanında ciddi bir temizlik hareketinin yapılması gerektiğine inanmaktadır.

Bu cümleden olarak, başta yaşadığımız kent olmak üzere darbe dönemlerini hatırlatan, darbe dönemlerinin izlerini taşıyan tüm unsurları toplum hayatımızdan temizlemek için darbelere karşı toplumsal bir seferberlik hareketi başlatmış bulunuyoruz.

Buradan yola çıkarak; Bursa halkını, medyasını, aydınlarını, sivil toplum kuruluşlarını, tüm kanaat önderlerini ve irfanı hür, vicdanı hür tüm insanımızı, bu kahrolası darbe geleneğini ebediyen sona erdirmek, darbelerden ve darbecilerden geriye kalan tüm izleri kentimizden ve hayatımızdan silmek için başlattığımız bu temizlik hareketine katılmaya davet ediyoruz.

Bu çerçevede, 28 Şubat askeri darbesinin siyasal hayatımızın en karanlık dönemlerinden biri olduğu herkesin malumudur. Bin yıl devam edeceği söylenen 28 Şubat 1997’den çok değil 13 yıl sonra, Toplumun gösterdiği olağan üstü direniş sayesinde, darbe döneminin tüm uygulama ve izleriyle birlikte silinebilmesinin yolu açılmış bulunmaktadır.

Bilindiği gibi tüm hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, toplum kesimlerini ayırımcılığa tabi tutan, kamplara bölen, birbiri aleyhine kışkırtan 28 Şubat askeri darbe yönetiminin karanlık uygulamalarından en çok etkilenen il Bursa olmuştu. 28 Şubat darbecilerinin Pilot il olarak seçtiği Bursa, anti demokratik uygulamaların merkezi haline getirilmişti. Post modern darbe yönetiminin hukuk dışı, zorba talimatlarını hayata geçirmek için dönemin Bursa Valisi Orhan Taşanlar görevlendirilmişti. Esasen Hukuk dışı zorba yönetimiyle dikkat çeken Vali M.Orhan Taşanlar bu iş için biçilmiş kaftan gibiydi. Zira o; Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde Kızılay’daki memur eyleminde “Erkekseniz gelin ulan” diyerek bir memuru tokatlamış. Basketbol maçında gazeteci dövmüş, İstanbul Emniyet Müdürü olduğu günlerde Metin Göktepe’nin duvardan düşerek öldüğünü açıklamış, Ardından bir uyuşturucu kaçakçısını sahte belge ile sınır dışı edilmiş gibi gösterdiği iddiası ile gündeme gelmiş ve bu yüzden “Çeteci vali” imajı ile gündeme gelmiş biriydi.

Bu nedenle O, hakkındaki bu imajı haklı çıkartırcasına anti demokratik 28 Şubat’ın tüm kararlarını Bursa’da hayata geçirmek amacıyla gönüllü bir nefer gibi çalışmaktan kaçınmamıştı. Bursa’da başlatılan başörtü yasağını uygulayabilmek için canhıraş bir gayret göstermiş, sahip olduğu tüm yetkileri bu yönde seferber etmişti. Atılan feryatlara kulaklarını tıkamış, Akıtılan gözyaşlarına ise gözlerini yummuştu. Başörtülü olmaktan başka suçları! olmayan masum ortaokul öğrencilerini coplattırmaktan bile çekinmemişti.
Onun, en zorba kararlarından biride öğrencileri kendi okullarının bahçesine sokmama kararıydı. Bu zorba karar yüzünden okuluna giremediği için dışarda kalan Dilek Gürgen adlı bir ortaokul son sınıf öğrencisi kamyonetin altında kalarak hayatının baharında bir bacağını kaybetmek durumunda kalmıştı.

Şimdi soruyoruz;

28 Şubat Askeri darbesine gönüllü neferlik yapan, memur ve gazeteci döven, sahte belge düzenleyen, insanlar arasında ayırımcılık yapan, sırf başörtülü olduğu için kadınları, kızları coplattıran, öğrencileri okullarına sokmayan ve bu yüzden genç bir kızın hayatını karartan, yetkilerini kötüye kullanan, ismi darbe ile birlikte anılan ve yönetim sicili bozuk anti demokrat bir ismin, ilim irfan yuvası olması gereken bir okulumuzda ne işi olabilir?

Bu darbelere ve darbecilere prim vermek değil midir?

Bu demokrasiye, hak ve özgürlüklere saygısızlık değil midir?

Bu nedenle 28 Şubat döneminin Bursa mimarlığını yapan ve bu anlamda ismi toplum hafızasına vali olarak değil “darbeci nefer” olarak kazınan Vali M.Orhan Taşanlar isminin hak ve özgürlükler adına Yıldırım Değirmenönü Mahallesi İlköğretim Okulundan derhal silinmesini talep ediyoruz.

Yetmez; anti demokratik ve zorba uygulamalar nedeniyle hayatı karartılan mağdure Dilek GÜRGEN isminin, aynı okula verilmesini istiyoruz.

Bursa siyasetinin tüm kademeleri hak ve özgürlükler adına bu demokratik talebe sahip çıkmalı ve derhal gereğini yapmalıdırlar.

Değirmenönü ilköğretim okulundan Vali M.Orhan taşanlar isminin silinmesi onun yerine mağdure Dilek GÜRGEN siminin verilmesi ile ilgili olarak Bursa İl Genel Meclis Başkanlığına bir dilekçe ile başvuruda bulunacağımızı ve konunun takipçisi olacağımızı buradan ilan ediyoruz.

Bu onurlu demokratik ve haklı talebin gereğini yapmayan başta Ak Parti olmak üzere tüm Bursa siyaset kademelerinin toplum ve tarih önünde sorumlu olacaklarını kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Bursa Mazlumder Şube Yönetim Kurulu adına
Hasan Ünal
Şube Başkanı

Bir cevap yazın