Sakarya (236) Direniş sembolü Filistin’de Kudüs, Türkiye’de başörtüsüdür
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 236. Basın Açıklamasını Adapazarı AKM önünde gerçekleştirdi. Platform adına açıklamayı Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi okudu.
Sakarya Başörtüsü Platformu 236. Basın açıklaması
Anayasa tartışmaları ve yeni ergenekon dalgası ile dolu bir hafta daha geçirdik.
zirvede toz duman devam ederken ,vatandaşlar özelde ise dindar camia açısından değişen bir şey yok.eski egemenlerle yenileri arasında nelerin pazarlığının yapıldığını bilmiyoruz ancak Başörtüsü’nün yine harcanacağının sinyallerini alıyoruz.
Yeni Anayasa tartışmalarında sürekli özgürlüklere atıf yapılırken hükümet cephesinden hiçbir yetkilinin Başörtüsünü ağzına bile almamasını manidar karşılıyoruz. Ama kim bilir belki bir kez daha oy verilirse bu kez kesin çözeceklerdir de utandıklarından söyleyemiyorlardır.
Ancak tek kabahatli olarak hükümeti de görmüyoruz tabii ki zira Başörtüsü yasağı her gün yenilerinin eklenmesiyle devam ederken, ahlaktan ve maneviyattan bahseden mahallemizde yasağa karşı gösterilen tepkilerin her geçen gün azalmakta olduğunu da ibretle izliyoruz.
Ancak bu arada Başörtüsü platformları 9 il ve 10 platformda sürdürdükleri direnişleri ile konjonktüre teslim olmaksızın kendi gündemlerini oluşturmaya da devam ediyorlar.
Ece Nur’un başlattığı örneklik işte böylesine önemli bir gündem bizim için. hatırlanacağı üzere ilköğretim öğrencisi Ece Nur Özer başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için olmadık baskı ve zorluğa uğramış ancak buna rağmen ne kendisi ne ailesi onurlu duruşlarından taviz vermemişlerdi.
şu an Ece Nur Özel, ve onun mücadelesine katılan arkadaşları Feyzan Atlı ve Sebiha Alaş başka okullarda sürgündeler. Sena Nur Gökdemir ve Büşra Ayata’nın velileri kızlarının başka bir okula gönderilmemesi gerektiğine dair itiraz dilekçeleriyle ilgili olumlu bir sonuç beklenmiyor. Önümüzdeki hafta bu iki kız öğrenci hakkında da başka bir okula sürgün kararı çıkması muhtemel.Diyarbakır Valiliği’nin emriyle rehberlik öğretmenlerinden bir komisyon kurulduğu ve bu kez ailelerin “ikna” edilmeye çalışılacağı da aldığımız haberler arasında. Osmaniye’de aynı onurlu tavrı takınan ilköğretim öğrencisi Zeynep Sak karşısında ise milli eğitimin bin türlü kurnazlık ürettiği görüyoruz ancak değil mi ki bir kez bir irade ortaya konuldu bir kez yola çıkıldı işte bu irade yolun yarısı demektir.
Bu aşamada tekil örnekler gündem yapılarak,çoğaltılmalı ve Başörtüsü Direnişi’ne eklemlenmelidirler.bu insani ve islami bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır.
Direnişin sembolünün Türkiye’de Başörtüsü İslam dünyasında Kudüs olduğu inancımızı da bu hafta bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Kudüs yine onlarca müslümanın yaralandığı ve tutuklandığı çatışmalara sahne oluyor.İsrailin uluslar arası islami kuruluşlar ve İslam devletlerinin gözleri önünde sürdürdüğü işgal ve kimliksizleştirme çabalarının yeni bir merhalesiyle karşı karşıyayız.
Son haftalarda dayatılan Mescid-i Aksa’nın hemen yanı başına bir havra inşa edilmesinin amacının Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma planını uygulamak için bir istasyon kurmaktan başka bir şey olmadığının farkındayız .
israilin sonraki planı ikinci bir “istasyonu” Mescidi Aksa’nın bahçesine inşa edip ikisi arasında bağlantı kurarak Müslümanların ilk kıblesi, harem mescitlerin üçüncüsü durumundaki bu kutsal mabedi tümüyle ortadan kaldırmaktır.
Hatırlanacağı üzere bu gelişmeden yani İşgalcinin Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma amaçlı planını hayata geçirmek için bir istasyon olarak kullanacağı havrayı açmasından çok kısa bir süre önce Arap Birliği teşkilatı ,Abbas çetesine İsrail işgal devletiyle masa başı görüşmeleri yeniden başlatması çağrısında bulunmuştu ki bu çağrı yapıldığı sırada Netanyahu çetesi bir yandan Batı Yaka’daki Yahudi yerleşim merkezlerini genişletme planlarını hayata geçirirken bir yandan da Filistin’deki İslâmî kültürel mirasa Yahudi damgası vurma amacıyla bir Yahudileştirme faaliyeti başlatmıştı.
Arap Birliği’nin böyle bir çağrı yapması ocak 2009 da görev süresi bitmesine rağmen ABD’nin desteğiyle hala koltuğunda oturmaya devam eden Abbas’ın İsraille “dolaylı görüşmeler”e başlamasının da bahanesi oldu
Bir diğer önemli gelişme ise ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Ortadoğu ziyareti oldu. Biden Arap ülkelerini muhtemelen bölgedeki “Direniş” tehlikesi ile korkutarak İsrail ile iyi geçinmeye ikna etmek için gelmişti ve bunda etkili olduğu da anlaşılıyor.
İsrail’in son cüretinde cesaretlendiren şey ise Ramallah’taki gayrimeşru yönetimle güvenlik işbirliğini artırması oldu. Bu işbirliği sayesinde Batı Yaka bölgesindeki direnişe kelepçe vurma, bu bölgeden Kudüs’ü ve Mescidi Aksa’yı savunma amacıyla yola çıkabileceklerin önlerini kesme görevi Ramallah’taki işbirlikçi yönetime devredilmiş oldu. Böylece ABD aracılığıyla işbirlikçi bölge rejimlerinin gözleri önünde Gazzeyi abluka altına alıp, direnişin bedelini halka ödetmeye çalışan İsrail şimdide batı şeriada, tüm Filistin ve Lübnan’daki direnişi bitirmenin hesaplarını yapıyor.
Binlerce yıldır üç İbrahimi dinin kültürünü taşıyan Kudüs’ün Yahudileştirilmesi çalışmaları hiç kesintisiz devam ederken karşısında kesintisiz mücadelesiyle İslami Direnişi buluyor.Bu hafta sözlerimizi yalnız Allah’ın ve halkının desteğiyle ve sınırlı imkanlarla tüm ümmetin şerefini savunan Lübnan ve Filistin direnişini selamlayarak bitirmek istiyoruz.
Filistin Direnişinin İntifada çağrısına Sakarya’dan ses veriyoruz.
İslami Direnişe inancımızı ve sadakatimizi buradan bir kez daha yineliyoruz.
Selam olsun Başörtüsü direnişine
Selam olsun şanlı intifadaya
SAGBP adına Sakarya Dayanışma Derneği