Afyonkarahisar (11) TMK mağduru çocuklar için de adalet!

Hali hazırda insanlık suçu sabit olan ve geçici bir madde nedeniyle yargılanamayan 12 Eylül askeri cuntasının 1982 yılında hazırlattığı anayasa, aleyhte görüş bildirmenin yasak olduğu şaibeli bir referandumla halka kabul ettirildi.

Ve Türkiye 28 yıldır bu dayatmadan mustarip…

Sonunda verilen vaadleri gerçekleştirmek amacıyla Hükumet; 26 maddelik anayasa değişim paketini meclise sundu.Bu paketin çok eksikleri olduğu doğrudur;ama, yine de bu eksikliklerine rağmen statükoyu/oligarşik sultayı kıracak, halk iradesinin yolunu açacak önemli değişiklikler içermektedir. Cunta anayasasının, siyaset ve halk iradesi üzerine yerleştirdiği “yargı vesayetine” son vereceğini diliyor ve umutla bekliyoruz.

Halktan kopuk, halktan uzak, sadece isminde mevcut “halk” ibaresi ile halkçı olunamayacağını bir türlü anlamayan muhalefet ise, her zamanki tavrını sürdürerek anayasa değişikliğine muhalefet ediyor. Çünkü onlar değişim istemiyorlar. Onlar bugünkü statükonun siyasetteki temsilcileri. Halkın siyasete ağırlığını koymasını desteklemiyorlar. Onlar halktan uzak, oligarşiye ve yüksek (!) yargıya yakınlar. Bizlerse değişim istiyoruz. Çünkü artık kadınların erkeklerle eşit bir şekilde eğitim ve çalışma hayatında bulunmasını istiyoruz. İnançlarımıza uygun yaşamak istediğimizde bir engelle karşılaşmak istemiyoruz. Halkın özgür iradesine 10 yılda bir indirilen darbeler son bulsun istiyoruz. Siyasi partilerin sudan sebeplerle kapatılmasını istemiyoruz. Yargının ordudan brifingler almadan adil kararlar aldığı bir ülkede yaşamak istiyoruz.

İşte bu yüzden darbe anayasasından kurtulup sivil bir anayasaya kavuşmak istiyoruz. Ve bu doğrultuda gerçekleştirilen her adımı destekliyoruz..

Tüm bu güzel gelişmelere rağmen Terörle Mücadele Kanunu mağduru çocukların durumu ise hala büyük ve acil bir sorun!

Binlerce çocuk bu kanun çerçevesinde yargılanıyor. Üstelik bu tutuklamalar, sorgulamalar, yargılamalar ve mahkumiyetler yetişkinlerle aynı koşullarda yürütülüyor!

Bu çocuklar hapishanelere konulduklarında pedagojik destek alamamakta ve bir de öğrenimlerini bırakmak zorunda kalmaktadırlar. Bu çocuklar aileleriyle görüşemiyorlar, diğer mahkum çocukların katılabildiği atölye çalışmalarına katılamıyor, ve bazı mahkum çocuklar yetişkinlerle aynı koğuşa konuluyor.

Ne yazık ki kamuoyu bu konuda ciddi duyarlılık göstermiyor. Bu sorunun çözümü şu basit gerçeğin herkes tarafından kabul edilmesinden geçmektedir: çocuk nerede yaşıyorsa, kimin çocuğu olursa çocuktur. Doğu’da da çocuktur, Batı’da da çocuktur. Bu yüzden de; çocuk gibi yaşamak, çocuk gibi muamele görmek hakkıdır! Nitekim, aynı çocuklar, taş attıkları polis abilerinin kendilerine uzattığı futbol toplarını yine çocukça alıp polis abileriyle maç yapabilmektedir. Bu manzara, bize çok şey anlatmalıdır. Çocuklara taş attıran karanlık aydınlatılmalıdır! Çocuklar karanlığa mahkum edilmemelidir!

Üç yılı aşkın bir süredir ambargo altında tutulan Gazze’yi karanlığa mahkum etmemek için denizden bir yardım koridoru açılıyor. Yaklaşık 10 gemi ile yola çıkacak olan vicdan sahibi yüzlerce insan Mayıs ayında Gazze’ye 5000 tonu aşkın yardım malzemesi ulaştıracak. ümmetin tüm yükünü omuzlayan Filistinli kardeşlerimizin yükünü; bir nebze olsun azaltmaya çalışan her vicdan sahibi yüreğe selam olsun!

Direnen ve bize bu çağda direnişi öğreten Filistinli kardeşlerimize selam olsun!

Afyonkarahisar Hak ve Özgürlükler Platformu

Bir cevap yazın