Akyazı (164) Halkla ve halkın değerleriyle savaşmayın

Bilindiği üzere kamuoyu uzun bir süreden beri demokratik açılım tartışmalarıyla meşgulken son haftaya da sınırlı sayılı anayasa değişikliği damgasını vurmuştur.

İhtilal ürünü anayasa duvarından düşürülen her tuğla elbette değerlidir ama değerli yeterli değildir. aslolan peyderpey, parça parça değiştirile değiştirile yamalı bohçaya dönen bu anayasadan tamamıyla kurtulmaktır. Türkiye’nin ihtiyacı baştanbaşa yepyeni, kimlik dayatmalarından arındırılmış, bu ülke topraklarında yaşayan herkesin ve her kesimin taleplerine cevap veren, bir toplumsal sözleşme özelliğini barındıran bir anayadır.

Ak Parti hükümeti iktidarda kaldığı uzun yıllardan beri anayasayı tamamen değiştirme fırsatını bilinçli bir taksirle kaçırmış, şimdi değiştirmediği anayasa hükümleri kendi varlığını tehdit eder hale geldiğinde kısmi bir değişiklik yapmak zorunda kalmıştır. Başta da değindiğimiz gibi Ak Parti için zorunlu da olsa, sınırlı da olsa insan haklarının ve özgürlüklerinin gelişiminden yana olan sivil toplum kuruluşları olarak bu paketi olumlu karşılıyoruz.

Ama maalesef hala vesayetçi zihniyet bu pakette de kendini göstermektedir. Askeri yargının alanı daraltılmakla birlikte askeri yüksek yargı varlığını korumaktadır, eli silahlı yargı sözde adalet dağıtmaya devam etmektedir. YAŞ kararlarının yargı denetimine açıldığı söylenir ve demokratik bir adım olarak takdim edilirken bu kararların götürülebileceği yargı merciinin askeri yüksek idare mahkemesi olması tezat teşkil etmekte ve YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasını adeta anlamsız kılmaktadır.

Bu örnekte de görüldüğü gibi hükümet gerçekten sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmak istiyorsa cesur olmalı, halkın taleplerine kulak vermeli ve eli silahlı bürokrasi ve ona tabi yargı erkleriyle pazarlık yapmamalıdır. Çünkü ne yaparsanız yapın bilmelisiniz ki onların yolundan gitmedikçe asla sizden razı olmazlar.

28 Şubat’ın rövanşından bahsedilen bugünlerde 28 Şubatın bu toplumdan aldığı, gasp ettiği hakların hiçbir iade edilememiştir. Mevcut değişiklik paketinde bu hakların iadesi yönünde hiçbir adım atılmamıştır. Başörtüsü, Kuran eğitimi, katsayı vb…

O nedenle hükümetten hazır eli değmişken yıllardır ihmal ettiği bu kesimlerin sorunlarını çözecek değişiklikleri de bu pakete ilave etmesini talep ediyoruz.

Hükümetten çok önemli başka bir talebimiz de Afganistan’daki askeri birliklerimizin derhal çekilmesi ve zumla alet edilmemesidir. İsaril’e ONE MİNUTE sayın başbakan Amerika ve Obama’ya da burada One Minute demelidir.

Hükümete sözümüzü böyle yüksek sesle söylerken zannedilmesin ki vesayet rejiminin baş aktörleri olan ordu ve yargıyı unuttuk, Hayır elbette unutmadık. Ama halk olarak doğrudan muhatabımız onlar olmadığı için onlara dair sözlerimiz sona bıraktık. Herkese hakkını vermek adaletse onların da hakkı esasen bir cümledir ve o da şudur;

MİLLETLE VE MİLLETİN DEĞERLERİYLE SAVAŞMAYI BIRAKIN

Yeryüzünde halkıyla savaşıp da bu savaşı kazanan hiçbir kimse ve kurum olmamıştır siz de kazanamayacaksınız.

Ordunu görevi güvenliği, yargının görevi adaleti sağlamakla sınırlıdır. Halkın güvenliğini sağlamak için eline silah verilen ordu, bu silahı halka doğrultamaz. Adaleti sağlamakla görevli yargının kendisi adaletsizliğin sebebi olamaz. Ama bugünkü anayasa değişiklik paketleriyle, ama yarın daha genel ve sivil bir anayasayla ama bir gün mutlaka ordunun ve yargının vesayet rejimine son verilecektir / VERİLMELİDİR.

Genelkurmay başkanları suç işleyenleri “iyi çocuktur, o imza ıslak değil ben baktım kuruymuş” diye savunma cesareti bulamayacaktır / BULAMAMALIDIR.

Herkesin hakkına kavuşabildiği güzel ve özgür yarınlarda buluşmak ümidiyle hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

Gelecek hafta cumartesi günü saat 12:30’da buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu adna

Mazlum-der Genel Bşk. Yrd.

Cüneyt SARIYAŞAR

Bir cevap yazın