Başörtülü doktorlara bilim de yasak!
Demek ki terakkiye mani olan din değil, yasakçılıkmış! İşte bu durumun en çarpıcı örneği: “Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde dün düzenlenen “Yoğun Bakım ve Beslenme” konulu programa katılmak isteyen 10 doktor, başörtülü oldukları gerekçesiyle içeri alınmadı. Üniversitenin güvenlik görevlileri, dekanlığın emrini uyguladıklarını ileri sürdü. Trakya Üniversitesi yetkilileri ise, başörtüsü yasağının öğrenciler dışında sivil vatandaşlara da uygulandığını açıkladı. İstanbul’dan iki otobüsle Edirne’ye gelen doktorlar, uygulanan başörtüsü yasağını protesto ederek toplantıya katılmadı.
Açılım mı demiştiniz?
Gazetemize konuşan doktorlar, Eczacıbaşı Holding sponsorluğunda doktorlara yönelik düzenlenen bilimsel toplantıya başörtülü oldukları gerekçesiyle alınmadıklarını belirterek, “İstanbul’dan iki otobüsle geldik. Çeşitli hastanelerden doktorlar davet edilmişti. Sabah saatlerinde Balkan Kongre Merkezi’nin kapısının girişinde güvenlik görevlileri tarafından engellendik. ‘Dekanlığın emri var, başörtülü olarak içeri alamayız’ dediler. Sadece güvenlik görevlileriyle görüşebildik, yetkililere ulaşamadık. Kongre merkezindeki görevliler de, dekanlığın emrini söylediler. Türkiye’nin demokratik açılımların yapıldığı dönemde, bilimsel toplantıya bile dış görünüşle değerlendirip içeri alınmıyorsak çok üzücü. Bu zorbalığa son verilsin” dediler.
Trakya Üniversitesi yetkilileri başörtüsü yasağının öğrenciler dışında sivil vatandaşlara da uygulandığını açıkladı.
Yasakçı rektör, emekli albay!
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Enver Duran, emekli bir albay… Üstelik Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 2008 yılında yeniden atanan bir rektör ve bu zulüm iki yıl daha devam edecek.
Özgür-Der tarafından yapılan konuyla ilgili açıklamada da bu duruma dikkat çekilerek, şu çağrı yapıldı: “hiyerarşik sorumluluk ilkesi gereğince bu zorbalığın sadece Rektör Duran ve Dekan Dikmengil ile sınırlı olamayacağının da altını çiziyoruz. Bu çirkinliğe evsahipliği yapan Trakya Üniversitesinin mevcut rektörünün bizzat ailesi başörtüsü mağduru bir cumhurbaşkanınca atanmış olması görmezden gelinemeyecek bir çelişkidir. Bu olay Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rektör atamalarında yeterince özenli davranmadığının bir göstergesi sayılmalıdır. Sayın Abdullah Gül’ün rektör atamalarında öncelikli kriter olarak neyi seçtiğini bilmiyoruz ama yasakçı, dayatmacı zorbalara asla onay vermemesi gerektiğini hatırlatıyoruz.”
KENAN KIRAN / VAKİT