Kütahya (25) Cerrahpaşa’da yapılan insanlığa sığar mı?
İsrail’in, Batı Şeria’daki El Halil camiindeki türbeleri ve bazı İslam eserlerini Siyonist Miras Listesi’ne dâhil etmesi ve Doğu Kudüs’te arka arkaya yeni konut inşaatı projelerini açıklaması bölgedeki tansiyonun yükselmesine neden olmuştur.
Geçtiğimiz hafta başlayan gerginliklerde İsrail İşgal Güçleri Doğu Kudüs’teki tarihi kenti 6 gün süren sıkı güvenlik tedbirleriyle kapattılar. İsrail 11 Mart Perşembe itibariyle Filistinlilerin şehirdeki hareket alanını daha da kısıtladı. Şehrin giriş çıkışlarında, caddelerinde ve tarihi duvarlar arkasında yeni askeri kontrol noktaları oluşturarak şehirdeki insanların serbest dolaşım hakkını engelledi. Aynı günlerde El Aksa camiine 50 yaş altı Filistinlilerin girişlerine izin vermeyen İsrail; üç kapı hariç Mescidi Aksa külliyesine çıkan tüm kapı ve yolları kapattı. 13 Mart 2010’da Mescid-i Aksa külliyesi içerisindeki anaokulu, ortaöğretim ve kız ortaöğretim okullarını kapattı.
5 Haziran 1967’de işgal edilen Doğu Kudüs’te en son açılışı yapılmış olan bu sinagog İsrail’in yerleşimci ve yayılmacı politikalarının bir devamıdır. Doğu Kudüs’ün işgal topraklarına ilhakını öngören 28 Haziran 1967 tarihli İsrail Meclisi’nin aldığı karar ve İşgal edilmiş Doğu Kudüs ve Yahudilere bırakılmış Batı Kudüs dâhil birleşik Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul eden 30 Temmuz 1980 tarihli İsrail Meclisi’nin aldığı kararlar Birleşmiş Milletler kararları ve uluslar arası hukukun ihlali anlamına gelmektedir.
Kütahya İnanç Özgürlüğü Platformu, El Aksa Camiine yönelik tecavüzleri, Filistinlilerin camiye alınmamasını, ibadet hakkı ellerinden alınan protestoculara karşı plastik mermi, göz yaşartıcı bomba ve darp gibi güç kullanımını, İsrail’in İslam eserlerinin kutsallığını inkar edişini, sadece Filistinlilerin değil bütün Müslümanların haklarının ihlali olarak görmektedir.
Kütahya İnanç Özgürlüğü Platformu, Filistinlilerin haklarının bu şekilde ihlal edilmesinin, uluslar arası toplumun İsrail’in işlediği suçlarla ilgili sorumluluğunu yeterince yerine getirememesinden kaynaklandığını düşünmektedir. İsrail, 11 Aralık 1948 tarihli mültecilerin dönüşünü öngören Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı kararı açıkça çiğnemektedir.
İsrail ayrıca “Her Türlü Irkçılığın ve Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi”ne taraf ülke olmasına rağmen oluşturulan kontrol noktalarıyla Filistinlilerin serbest dolaşım hakkını engellemektedir. Lahey Adalet Divanı’nın aleyhte kararına rağmen işgal topraklarındaki utanç duvarı inşasına devam etmektedir. Kütahya İnanç Özgürlüğü Platformuolarak başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası aktörleri, özelde Kudüs’te ve genelde Filistin’de yaşanmakta olan hak ihlallerine müdahaleye ve hukukun korunmasıyla ilgili sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Bir diğer husus;
Bu hafta içinde İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yaşanan bir gelişme, bazı çevrelerdeki başörtüsü karşıtlığının hangi ayrımcı boyutlara ulaştığını göstermesi bakımından bizler için endişe verici olmuştur.
Ulusal basında yer alan bir habere göre, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halit Çam, 6 aylık bebeği havale geçirince, bebeğini Cerrahpaşa Hastanesi Çocuk Acil bölümüne getiren Sevda Akçay’a, taktığı başörtüsünden dolayı hakaret dolu sözler sarf etmiştir.
Olay şu şekilde gelişmiştir:
Anne Sevda Akçay’ın çocuğu hastanede yatarken, çocuk acil bölümünden sorumlu olan Prof. Dr. Halit Çam, teftiş sırasında çocuğu kontrol ediyor. Kontrol sırasında doktorun kendisine, “çocuğun nesi var?” diye sorduğunu ifade eden anne Akçay, doktora çocuğunda kalsiyum eksikliği olduğunu söylüyor. Doktor Çam, bu cevap karşısında, kalsiyum eksikliğinin çocukta olmasına rağmen başörtülü anneye dönerek; “baksana şu kıyafetine tabii ki kalsiyum eksikliği olur. Bu kıyafetin neresinden güneş girecek. Sen hiç mayonu giyip deniz kenarında güneşlenmedin mi?” şeklinde garip bir cevap veriyor. Doktor, anneye hangi ilçede oturduğunu soruyor ve anne Akçay, Ümraniye’de oturduğunu söyleyince, daha da ileri giden Doktor Çam, “Tamam işte kendine benzeyenlerle beraber oturuyorsun” şeklinde konuşuyor.
İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halit Çam’ı, insanlık ve hekim ahlakına sığmayan bu ayrımcı tutumundan dolayı kınıyor ve Fakülte Dekanlığı tarafından hakkında idari işlem başlatılmasını talep ediyoruz.
Kütahya İnanç Özgürlüğü Platformu adına
Yusuf İÇTEN