Balyoz operasyonunda durum karışık
Balyoz darbe soruşturmasında hukuk tarihinde eşine az rastlanır hadiseler yaşanıyor. Nöbetçi hâkim Oktay Kuban, bir gecede 19 şüpheliyi tahliye etmişti. Nöbetçi hâkimce verilen ve itiraz üzerine mahkeme heyeti tarafından tasdik edilen tutuklama kararının bir başka nöbetçi hâkim eliyle kaldırılması yanlıştı. Yanlış hesap mahkemeden döndü ve yine başka bir heyet tutuklamaya hükmetti. Hem de zehir zemberek bir metin yazarak. Böylece 7 yargıcın onayladığı hüküm ortaya çıktı.
Balyoz soruşturmasındaki tuhaflıklar bunlarla sınırlı değil. Savcılık cenahında da ilginç şeyler oluyor. Dün soruşturmayı yürüten savcıların talebiyle 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan kararlar uygulamaya konuldu. 14 ilde 90 civarında gözaltı yapılmaya başlandı. Akşam saatlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ve Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı’nın, soruşturmayı yürüten savcıları görevden aldığı açıklandı. Başsavcılığın böyle bir yetkisi yok, olsa olsa ‘dosyayı alıp başka savcıya verdi’ denilebilir.
Bu icraat akıllara hemen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Erzurum özel yetkili savcılarına yaptığı işlemi hatırlattı. “Şimdi HSYK değil, başsavcılık devrede” yorumları yapıldı.
Başsavcı Engin, söz konusu tasarrufuyla kendini savcıların amiri gibi konumlandırmakla kalmıyor, hâkimlerin de üstüne çıkarıyor. Balyoz tutuklamalarına onay vererek bugüne kadarki soruşturmayı bir anlamda ibra eden hâkimlerden ve dün gözaltılar için izin veren hâkimden bahsediyorum. Engin, “savcıların hâkimden aldığı izin yetmez, bana gelmeliydiler” tavrıyla 13. Ağır Ceza’nın nöbetçi yargıcına tariz etmiş bulunuyor.
Başsavcı Engin, binlerce sayfadan oluşması beklenen iddianameye bu kadar geniş bir soruşturmanın safahatına yeni savcıların ne kadar sürede vâkıf olmasını bekliyor? Bu tür müdahaleler soruşturmayı geciktireceği için sanıkların da aleyhine olabilir.
BÜLENT KORUCU
ZAMAN