Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde, öğrenim gördüğü dershaneye olan 5 bin TL’lik borcu nedeniyle annesinin cezaevine girmesi bir genci ölüme sürükledi. Duyduğu sorumluluk ve suçluluk duygusunun ağır basmasıyla psikolojik bunalıma giren 18 yaşındaki Soner Semih intihar etti. Van’ın Çaldıran İlçesi’ne bağlı Hangedik Köyü’nde 14 yaşındaki Mehmet Nuri isimli bir lise öğrencisi ise kaçak mazot taşırken sırtından vurularak öldürüldü.

Yoksulluğun vurduğu ülke çocuklarından Soner Semih’le Mehmet Nuri’nin hikâyeleri farklı gibi dursa da aslında çok çarpıcı bir şekilde kesişiveriyor. Acımasız kapitalist kuşatmanın bir sonucu olarak geleceğini ekonomik dayatmayla boğuşarak elde etmesi gerektiği beynine kazınan Soner, parası bitince parçalanan bir ailenin ferdi olmanın yükünü daha fazla kaldıramamıştır. Bugün Türkiye’de binlerce öğrenci Soner’in yaşadığı travmayı yaşamaktadır. Hayatlarının baharlarında yoksulluğun ve kapitalist eğitim kuşatmasının orta yerinde can veriyorlar: Biz bazen onların çığlıklarını duyabilirken çoğu zaman da farklarına bile varamıyoruz.

Soner, yoksulluğa ve kapitalist eğitim anlayışına gencecik hayatını feda ederken yoksullukla sorgusuz, yargısız infaz anlayışı bir olup Mehmet Nuri’yi 14 yaşında teslim aldı. Evinin geçimine katkı sağlamak için mazot kaçağına çıkan 14 yaşındaki bir çocuk dünyanın hiçbir vicdanının kabul etmeyeceği bir şekilde katledildi. Mehmet Nuri de kendisinin ve ailesinin yaşadığı çaresizliği ancak ölümüyle başka insanlara ulaştırabilmiştir.

14 yaşındaki çocukların yargısız infazlara kurban gittiği bir ülkede adalet duygusundan bahsetmek imkânsızdır. Milyarder sayısı son bir yılda 13’ten 28 çıkarken çocuklarını yoksulluğa, adaletsizliğe kurban veren bir ülkenin halkı geleceğe nasıl güvenle bakabilir? Ceylan Önkol kızımız havan mermisiyle dağ başında katledildi, Ecenur Özel ve arkadaşları çocukluk çağlarında başörtüleri sebep gösterilerek okul okul sürüldü, taş attı diye küçücük çocuklar TMK hükümlerinin adaletsizliği neticesinde yıllarca sürecek hapis cezalarına mahkûm edildiler!

Bu vesileyle, gelecek kuşaklarımızı militarizme ve yoksulluğa teslim eden anlayışa karşı vicdanlı kişi ve kurumları duyarlı olmaya ve adaletten yana tavır almaya davet ediyor, başta hükümet olmak üzere görevlileri sorumluluğa çağırıyoruz.

TOKAD