Kütahya (28) Taşlarla, yumruklarla Muhammedi kardeşliğin gülleri solmasın

Yoğun ve yorucu bir haftanın ardından “zalimin karşısında mazlumun yanında olma” sorumluluğumuzla yine buradayız.Peygamber efendimizin doğumu çeşitli etkinliklerle yurt genelinde kutlanırken samsun’da Ahmet türrke yapılan çirkin saldırı ve akabinde çeşitli illerdeki provakatif protestolar bu sevgiye ve coşkuya gölge düşürdü.

Esasında bu çirkin olaylarla kutlu doğum etkinliklerinin kesişmesi bize peygamber efendimizin kardeşlik mesajına ne kadar muhtaç olduğumuzu yeniden gösterdi.Onun kurmuş olduğu toplumda Zenci köleler komutan,imam tayin ediliyordu.Onun mektebinde yetişmiş öncü nesilde ise bu vardı.Ebu Zer el-gıffari peygambermizin müezini bilal-i habeşi yi zenci kadının köle oğlu gibi ırkçı sözlerle aşağılatıktan sonra pişman oluyor bilali habeşinin kapısı önünde boylu boyunca uzanarak başını ezmedikçe burdan kalmayacağını söyleyerek af diliyordu.

Yüce kitabımız da farklılıkların zenginlik olduğu,üstünlüğün etnik ve sınıfsal üstünlükte değil takvada olduğunu buyuruyordu. Yüce kitabımız: “biz insanı bir kadın ve erkekden yarattık.Daha sonra onları birbirleriyle tanışmları için farklı milletlere ayırdık.Şunu bilin ki üstünlük ancak takvadadır”  diyor iken birbirimize karşı bu öfke,kin ve husumet inancımızla hiç bağdaşmıyor.

Ne yazık ki bu faşizan mantık: İnsanlarda kendini üstün görme, diğerlerini ötekileştirme, farklı insanların kimliğini inkar etme ve ülkeninin asil sahiplerinin kendileri olduğu hakkını doğurdu.

Burada esas yüzleşilmesi gereken T.C. nin kurulması ile ortaya çıkan faşist zihniyettir.Yüzyıllardır bu toprakların her milletden insanı barış içinde yaşamış,herkes birbirlerinin sevinçlerine ve dertlerine ortak olmuştu.Rejim ulusalcı eğitim politakalarıyla “tek devlet tek millet”  ruhunda bir nesil inşa ederken ;doğuda ise kürt kimliğini inkar etmiş,bölge insanını silah zoruyla türkleştirmeye çalışmıştır. Bu Bölgenin insanlarını asimile edemeyince ise sürgünlerle ve hapislerle cezandırmıştır.

 Biz bu ülkede devlet sırrı adı altında raflarda tozlanmaya bırakılan tarihi katliamlar ve olayların artık açığa çıkarılmasını,yüzleşilmesini ve hesaplaşılmasını istiyoruz.Biz inanıyoruz ki eğer bu Devlet Sırları  bir bir açıldığı zaman kardeşce yaşayan insanların nasıl birbirine düşürüldüğünü , nasıl farklı dini ve etnik kimliklerin l inkar edildiğini bu halk anlayacaktır.

Hükümet bunca gerilimden sonra ne yapacak?  Her zaman ki gibi uzlaşma adı altında Sivil Anayasa ve Demokratik Açılımları rafa mı kaldıracak , yoksa üzerine düşüne yaparak kararlı adımlarla açılımları hayata mı geçirecek? Hükümet şunu unutmamalı ki her doğum sancılı olur.

Buradan Yüzyıllardır kardeş yaşamış bu coğrafyanın insanlarına sesleniyoruz. Kutlu doğum etkinlikleri vesilesi ile heryeri güller donatmışken; yumruklarla ve taşlarla bahar mevsimini kışa çevirmeyin Lütfen!

Kütahya İnanç Özgürlüğü Platformu adına
İbrahim Halil Bozgeyik

One thought on “Kütahya (28) Taşlarla, yumruklarla Muhammedi kardeşliğin gülleri solmasın

  • Kütahya bir “Ribat” olarak direnişin sınır taşlarından birini oluşturdu. biliyoruz ki orada ki dostlar zor şartlar altında ve az sayıda insanın özverisiyle yürüyüşe devam ediyorlar. benzer süreçleri yaşayan tüm kardeşler gibi biliyoruz ki;”Direniş” iğne ile kuyu kazmaya benziyor, bu yüzden geldiğimiz noktada kazanımları mutlaka korumalı, zaaflarımızı da dayanışma ile gidermeliyiz. zira mücadele ahkam kesmekle değil; sabırla,dayanışmayla,sadakatle,direnmeyle yürüyor.
    bu vesileyle bizler Sakarya Başörtüsü Platformu olarak kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağımız sözünü veriyoruz. İnşaallah ,direnenler için gelecek daha güzel olacak…

Bir cevap yazın