Kocaeli (262) AK Parti devlet partisine doğru gidiyor!
Özgürlük ve Adalet adına başlattığımız mücadelemiz geçen hafta 6.yılına girdi. Bu vesile ile maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliyor, haklarımıza kavuşmak ve özgürlüklerin sınırlarını genişletmek için mücadeleden başka bir yol olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Dün 23 Nisan’dı. Birinci meclisin açıldığı bu tarih modern Türkiye Cumhuriyeti’nde Ulusal Egemenlik bayramı olarak kutlanıyor. Bu günde Egemenliğin bir kişiden veya aileden milletin bizzat kendisine verildiği şiirsel söylevlerle anlatılıyor. Gerçekten de 1921 yılında hazırlanan ilk anayasanın bir ve ikinci maddelerinde çok aşina olduğumuz şu tanımlamalar vardır ” Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ve ”Millet bu egemenliği seçilmiş meclis eliyle kullanır”. Milletin özgürce temsil kabiliyetinden rahatsız olanlar, 1960 darbe anayasasıyla egemenliğe ortak olmuşlar hatta 411 milletvekilinin kabul oyu vererek yaşam tarzına müdahalenin önüne geçecek değişiklikleri Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal ederek yine milletin egemenliğinin önüne geçmişlerdir.
İmparatorluk bakiyesi elde kalan ve işgal altındaki toprakta kurtuluş mücadelesini milli egemenlik şiarıyla başlatan bir millete tarihte pek rastlanmaz. Kurucu Meclisin bu özgürlükçü yaklaşımının geçen 90 yıl sonunda yerini totaliter ve otoriter bir rejime bırakması hayal kırıklığına yol açmaktadır.
1980 askeri darbesinden sonra devleti milletten koruma mantığı ile dizayn edilen Anayasa’da yapılan onlarca değişikliğe rağmen değişen ihtiyaçlara cevap vermemesi, sorunun yamalardan çok toplumun tüm kesimlerinin temsil edileceği, katkı sunacağı yeni ve özgürlükçü bir anayasa ile çözülebileceğini göstermiştir. Umarız bu gerçek iktidar partisi tarafından da görülür ve devlete karşı insan haklarını önceleyen yeni bir anayasa ile yaşanabilir bir ülkeye kavuşuruz.
Değerli Basın mensupları, basın açıklamamızın ikinci bölümünde katsayı adaletsizliği konusuna değineceğiz. Bildiğiniz gibi liseler ile İmam Hatip ve Meslek Liseleri arasındaki katsayı adaletsizliği devam etmektedir. Özellikle İmam hatip liselerini itibarsızlaştırmak isteyen seçkinci kesim, YÖK’ün üniversiteye girişte katsayı uygulamasını kaldıran 21 Temmuz 2009 tarihli kararına itiraz etmiş Danıştay 8. Dairesi de oybirliği ile yürütmeyi durdurma kararı almıştı.
YÖK’ün yeni katsayı uygulaması şimdilik statükoyu memnun etmiş görülüyor. Üniversite sınavlarında birkaç puanlık fark bile sıralamaları ciddi bir şekilde değiştirmektedir. Örneğin EA-2 puan türünden sınava giren bir öğrenci için söz konusu 15 puanlık fark 16 bin ile 122 bin arasında sıralamanın değişmesi demektir.
Öğrenciler arasında eşitsizlik doğuran yeni katsayı ile ilgili olarak Başbakan’ın ve YÖK Başkanı’nın sorunun çözüme kavuşturulduğunu belirtmeleri oldukça şaşırtıcı ve umut kırıcıdır. İktidarın Anayasa çalışmalarında olduğu gibi katsayı çalışmalarında da geri adım atmış olması bu sorunun mağdurlarını hayal kırıklığına uğratmıştır. Ak Parti iktidarı bu kararlarda devletçi reflekslerle hareket ederek tabir yerindeyse halkın partisinden devlet partisine doğru bir evrimle yaşamaktadır. Umarız gelişmeler bizi haklı çıkarmaz.
KOCAELİ GÖNÜLLÜ KÜLTÜR TEŞEKKÜLLERİ