Afyonkarahisar (14) Zulüm nerdeyse direniş oradadır!
Özgürlük, adalet, eşitlik için çarpan her bir yüreğe selam olsun! Haftalar ilerledikçe sabrımızın bilendiği inancımızla, daha da artan coşkumuzla, umudumuzla ve “zulüm nerdeyse direniş oradadır!” bilinciyle; 14. basın açıklamamızla direnişimize devam ediyoruz..
Bir ülkedeki eğitimin kalitesi o ülkenin gelişmişliğiyle doğru orantılıdır. Ve eğitimin kaliteli olabilmesi de ancak eğitimin özgürleşmesiyle mümkündür.
Eğitim sistemimizde defalarca müfredata, ders ve ders kitaplarına yönelik değişiklikler olmasına rağmen; 1926’dan beri okutulan milli güvenlik derslerine dokunulmamıştır. Bu derse yönelik bu zamana kadar Milli Eğitim Bakanlığının hiçbir değişiklik yapmaması bize; bu dersin Milli Eğitim Bakanlığı dışındaki unsurlarca dayatıldığını gösteriyor.
Eğitim pedagojisi olmayan subayların okullarda ki bulunuş amaçları hiç de masum gözükmüyor. Öğretmenlere yönelik fişlemeler ve çocuklara yönelik endoktrinasyon ve baskılar bunu göstermektedir. Bu subaylar tarafından derslerde günlük siyasi konular işleniyor. Ve imam hatip liselerindeki kız öğrencilerin başörtüsü özgürlüklerine karşı baskı, tehdit ve dayatmalar sürdürülüyor.
En son Adana Seyhan’da tamamı kız öğrencilerden oluşan bir İmam Hatip okulunda öğrencilerin zorla 6. kolordu komutanlığını gezmeye götürülmesi ve orda başörtülerinin zorla açtırılması, yapılan baskıyı ve dayatmayı bize açıkça gösteriyor.
Bizler artık ‘eğitimde kışla düzenine son!’ diyoruz. Okullar eğitimcilerindir. Askerleri okullarda değil kışlalarında görmek istiyoruz.
Değerli Afyonlular;
Bundan 62 yıl önce 14 Mayısta Filistin topraklarında İsrail devletinin kurulmasıyla; günümüze kadar süregelen o akılalmaz zulüm başlamış oldu. Israilin kuruluş günü Filistinliler tarafından ‘Nakba’ yani ‘büyük felaket’ olarak adlandırıldı.
Nakba; işgalin ve gaspın adıdır. Yıllarca zürecek zulmün ve gözyaşının adıdır. Ne yazıkki sadece 14 Mayıs günü değil, bu 62 yıllık süreç Filistinde hergün Nakba olarak hergün Felaket Günü olarak yaşandı.
Bizler; terörle, kanla, masum insanların haklarını zorla gaspetme yoluyla kurulan ırkçı İsrailin varlığını asla meşru göremeyiz. Israilin Filistin’e karşı yıllardır uyguladığı bu zulmü görmezden gelip İsraili tanıyan ve onunla ticaret anlaşmaları yapanları da asla affedemeyiz!
Bir yandan 10 Mayıs günü İsrailin Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ne üyelik başvurusu sonuçlanacak. Ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü; üye ülkelerin, refah ve kalkınması için çalışmalarda bulunuyor ve aynı zamanda üye ülkelerin dış ticaretlerinin gelişmesine de katkı sağlıyor. OECD üyesi olan Türkiye’nin; İsrailin üyeliğini veto etme hakkı var. Bizler başta Türkiye Başbakanı ve Dışişleri Bakanı olmak üzere Türkiyeli yetkililerin, işgalci İsrail’in bu talebine DUR demesini istiyoruz.
Ayrıca siyonist İsrailin 27 Nisandan beri hukuksuz ve keyfi olarak gözaltında tuttuğu İHH Batı Şeria temsilcisi İzzet Şahin’in biran önce serbest bırakılmasını istiyoruz.
Madem Allah, yeryüzünü imar etmek için bizi gönderdi, madem dünyanın gidişatından birey olarak hepimiz sorumluyuz; o halde Filistin’de Irak’ta Çeçenistan’da ve dünyanın birçok ülkesinde masum insanlara karşı sürdürülen bu zulümlere sessiz kalamayız. Başörtüsü taktıkları gerekçesiyle ikinci sınıf insan muamelesi gören, sınavları iptal edilen binlerce kişiye karşı sessiz kalamayız. Farklı etnik kökene sahip olduğu için ayrımcılığa tabi tutulan insanlara karşı sessiz kalamayız. Meslek lisesi mezunu olduğu için istediği mesleği seçemeyen binlerce öğrenciye karşı sessiz kalamayız. Ve asgari ücretle yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca insan varken varolan ekonomik sistemi savunamayız!
Çünkü adalet özgürlük ve eşitlik herkes içindir. Ve mücadele de herkesle birlikte olmalıdır!
Bu yüzden diyoruz ki; “Yaşasın Küresel İntifada!”
Afyonkarahisar Hak ve Özgürlükler Platformu