Konya (139) Başörtüsüne, Filistin’e, İzzet Şahin’e özgürlük!

İnsanlar ve olaylar bazen bir irade ötesi vakıaların gerçekleşmesinde rol oynarlar. Siz, kendi amelinizi ortaya koyarken, başkalarının amelleri de sizin amelleriniz üzerinde belirleyici olabilir. Yine de bu, amelin sizin olmasına engel değildir. Bazen atılan taşlar, suda dalgalar meydana getirmekle kalmaz. Suların içinde gizlediklerini ve bu suya komşu olanların da reflekslerini ortaya çıkarır.

İHH’nın daha önce gerçekleştirdiği ‘’Filistin’e Yol Açık’’ konvoyu sadece, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargo da bir delik açmakla kalmamış, Müslümanlar ve insani erdemlerini kaybetmemiş olanların dayanışma ruhlarını da canlandırmıştı. Ayrıca, işgalci İsrail rejiminin vazgeçilmez dayanaklarından birisinin de Mısır hükümeti olduğunu ortaya çıkartmıştı.

Yine İHH ve yine uluslar arası insani teşkilatlarla ve gönüllülerle bir büyük organizasyon ortaya koyuyor. Bu organizasyonun etkilerinin, öncekinden daha büyük olacağı, daha şimdiden belli olmakta. Dayanışmaya getirdiği yeni açılım, bu organizasyonun siyasal pek çok olayın da başlangıcı veya sona erdirici bir nitelik taşıyacağını belli etmektedir. Müslümanlar ve insani erdemlerini henüz kaybetmemiş olanlar arasındaki dayanışma, sosyal işbirliği ve iyileştirici beraberliklerin büyük imkân ve fırsatlar meydana getireceğini göstermektedir. Yeryüzünün ıslahında, iyileştirici beraberlikler zorunlu ve kaçınılmazdır.

Halkımızı bu ıslah edici beraberlikte daha fazla rol almaya ve daha çok katkıda bulunamaya davet ediyoruz. Yapılacak her amelin, atılacak her adımın sağlayacağı katkının küçümsenmemesine, daha büyük faydalar elde edilmek hususunda kararlılık şuuruyla hareket etmeye, meselenin önemine uygun bir ehemmiyet göstermeye davet ediyoruz.

İHH’nın Batı Şeria temsilcisi İzzet Şahin’in 27 Nisan’da işgalci İsrail tarafından gözaltına alınması ve halen serbest bırakılmaması, İsrail’in bir misillemesi olarak değerlendirilmektedir. İsrail bu organizasyonu engelleye bilmek için her yolu deneyeceğini bu gözaltıyla ifade etmiş, daha da ileri giderek gelen gemileri vuracağı tehdidinde bulunmuştur. İsrail’in bu tutumu ve tehditleri sadece organizasyonun kendine ve katılımcılarına yönelik olarak algılanmamalıdır. Bu tutum iyiliğe ve insanlığa yönelik bir saldırganlıktır. Kuruluşundan bugüne kadar tarihin bir kara lekesi olarak duran İsrail, sergilediği bu tutumuyla zulümlerine devam edeceğini ilan etmektedir.

İsrail’in bu saldırgan ve vahşi tutumu inananlar ve insani erdemlerini kaybetmeyenler üzerinde sadece kararlılık meydana getirecektir. Şu iyice bilinmelidir ki: Filistin’in kendisi ve özgürlüğümüzün şiarı Mescid-i Aksamız ve mahzun Gazze yalnız olmadığı gibi onlara destek olmak için harekete geçenler de yalnız değildir. İsrail bu saldırgan tutumuyla pek çok olayı tahrik etmektedir. Bu tahrikleri, iyiliklerin önüne geçemeyeceği gibi, kendi varlılığının da devamını sağlayamayacaktır.

Müslüman halkımızı şimdiden gelişecek olan olaylara karşı uyanık olmaya davet ediyoruz. İsrail’i de Müslüman halkların öfke ve gazabını celbedecek tutum ve davranışlarının sorumlusu olacağı hususunda uyarıyoruz.

Ülkemizde, hakikatin söylenilmesine yönelik ifade özgürlüklerine yapılan baskıların sembolü haline gelen Vakit Gazetesi’ne yönelik susturma cezasını şiddetli bir şekilde kınadığımızı ifade ediyoruz. Bu tür baskılar, kime yapılırsa yapılsın haksızlığı bayraklaştırmaktan ve mazlumların haklılıklarını pekiştirmekten başka bir sonla sonuçlanmayacaktır. Ne Vakit Gazetesi bu baskılarla yılacak ne de başka özgürlük taleplerine bir gözdağı verilmiş olacaktır. Bu karar yargının hukuka olan uzaklığını ortaya koymakla kalmayıp, yargı üzerindeki vesayet söylentilerinin de ciddiye alınmasına sebebiyet verecektir. Kaybeden, kesinlikle hukuk olacaktır. Yargıya vesayet güçlenecek, hukuk her zaman olduğu gibi yine mazlumlar tarafından istenilir olacaktır.

YGS’nin sonuçları açıklandı. Bu aynı zamanda, zulmün de sonuçlarını gösteren bir açıklama oldu. Bu imtihana inançlarından dolayı başörtüyle giren kızlarımızın imtihanları geçersiz sayılmıştır. Böylelikle ülkemizdeki hâkim güç, inanca dayalı bir yaşam biçimini ve Allah’ın emirlerini suç olarak gördüğünü bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Bu uygulamanın yeryüzünün diğer köşelerinde yapılan zulümlerden bir farkı yoktur. Tüm zalimlerin sonu, direniş ve dayanışma karşısında yenilgi olacaktır.

Adalet, hukuk, iyilik her zaman üstün gelecek; hak ve hakikat, kesinlikle galip gelecektir. Zulmün kesif karanlığı, direnişin nuruyla yok olacaktır!

Tüm baskıların, ve zulümleri sona erdiği, yeryüzünün darusselama, ülkemizin esenlik yurduna dönüştüğü, kara bulutların rahmet rüzgarlarıyla kaybolup gittiği bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 140. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Bir cevap yazın