Sakarya 250. Eylem: Halkın özne olduğu bir değişim şart!
Ülkenin üzerinde büyük bir kara leke gibi duran, keyfi ayrımcılık ve yasaklar son uygulamayla terör estirmeye devam ediyor. KPSS’yi kazanan imam hatip mezunu iki genç ÖSYM tarafından Afyonkarahisar Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü’ne yerleştirildikleri halde yetkililerin, “siz imam hatip mezunusunuz, biz sadece teknik lise mezunlarını alıyoruz” açıklamasıyla göreve başlatılmamışlardır.
Kronikleşen başörtüsü yasağı ve ayrımcılığın gelmiş olduğu nokta, toplumsal barış ve huzur açısından oldukça vahimdir. Hükümetin bu haksızlık karşısındaki iktidarsızlığı ortadadır. Muhalefetin ise çözüme katkı sağlamak yerine başörtüsü sorununu, “siyaset girmezse kendiliğinden çözülür” gibi ilkel gerekçelere bağlaması; çağı okuyamayan, nesnel, yasakçı bir parti politikasının ürünü olabilir. Varlık sebeplerini, metresler üzerinden dizayn edilen bir zemine borçlu olanlar; bu siyasi anlayışlarıyla tarihin yargısından, vicdanlarda mahkümiyetten ve nihayet elim bir azabtan kurtulamayacaklardır.
Anayasa mahkemesi kapısında yorgan döşek ayrılmayan yasakçı zihniyeti bu “halka rağmen” dayatmasından ve de ısrarcı tutumundan dolayı esefle kınıyoruz. Yeni anayasal düzenlemeleri hazmedemeyenlere, gelişen ve değişen dünyaya ülkeyi kapatarak saltanatlarını sürdürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Bütün yetersizliliğine rağmen insanca yaşama katkı sağlayacak çalışmalara, halkın talep ve beklentilerinden beslenen değişim sürecine ayak direyenlere, dinozorların bile değişime direnemedikleri kaçınılmaz sonlarını hatırlatıyoruz.
Bu coğrafyanın yerlileri, özgür ruhluları olarak, halkın özne olduğu bir değişim için bütün haklarımızı büyük bir azimle sonuna kadar kullanmaya kararlıyız. Türkiyenin, bölgenin ve bütün insanlığın sorunlarını dert edinen yaygın bir sorumluluk bilinciyle IHH ve Mazlumder’in Gazze’deki işgalci israil ablukasını kırmaya yönelik örnekliklerini önemsediğimizi bir kez daha vurguluyoruz. İsrail’in her yaptığının bu güne kadar olduğu gibi artık yanına kar kalmayacağını, uluslar arası hukuki yaptırımlar için takipçisi olacağımızı hatırlatıyoruz. Dünya kamuoyunun insani ve hukuki duyarlılığını canlı tutacak her türlü enformasyonu sürdüreceğiz.
Bölgede tabu olmaktan çıkan İsrail ile işbirliği içerisinde ortak hedeflerle, etnik kimlik üzerinden politika yapanlar, kanla beslenmeyi tercih ettikleri sürece toplumsal tabandan yoksun kalmaya mahkümdurlar. Bu yoksunluğu siyonist israilin desteğinde aşmaya çalışmak ise bir o kadar alçakça ve haincedir. Şovenizmin Kürt, Türk her çeşidini esefle kınıyoruz. Her şeye rağmen bu topraklarda dini, etnik bütün farklılıklarla bin yıllık birlikte yaşama kültürümüzü direniş ve dualarımızla beslemeye devam edeceğiz. Bu anlamda yalnız Sakaryaya değil, yalnız Türkiyeye değil, Irak’a değil, yalnız israile, amerikaya değil bütün insanlığa söyleyecek sözümüz var, Allah’ın boyasından süzülmüş insanlık projemiz var.
Yaşanmakta olan normalleşme sürecini siyasallaşan yargı üzerinden baltalamak isteyen, ideolojik sulta geleneğinin son bulması korkusuyla nüfuzlarını korumak isteyen yargı efendileri, alışageldikleri köle teslimiyetini artık bulamayacaklar. Halk adına yetki alanlar, yetki kullananlar artık halka hesap vermesini de, toplumun kanaatlerini dikkate almasını da öğrenecekler. Hukukun üstünde ilahlık taslayanları, yargıyı ideolojik silah gibi kullanan müstekbirleri reddediyoruz. Son günlerde yaşanan silahlı terör kadar cübbeli terörün de üstesinden gelecek güç ve vizyona sahip bir ülke olduğumuza inanıyoruz.
Sakarya Adalet Girişim Başörtüsü Platformu
adına İlim ve Hikmet Vakfı (Behsat Çakmak)