Sakarya 251. Eylem: Tüm zorbalıkların kaynağı Kemalist zorbalık
İslam coğrafyası zor bir dönemden geçiyor. Müslümanlara yüzyılı aşkın bir süredir giydirilmeye çalışılan batı elbisesi bir türlü vücuda oturmuyor. Bu elbise sorgulanmak istendiğinde ise batının tüm kurumları, sorgulayanlara Ashab-ı Uhdud misali baskı ve işkence uyguluyor, zulümde sınır tanımıyor. Barbarlar bir şekilde onaylanırken, bağımsızlık ve hürriyet mücadelesi verenler aşağılanıyor, suçlanıyor.
Kapitalizmin yeni ismi olan küreselleşme, toplumlara tek seçenek olarak dayatılıyor. Çok uluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen küreselleşme, azgın bir küresel azınlığa hizmet ediyor.
Dünyada açlık ve fakirlik yüzünden zor durumda olan milyarlarca insan can çekişirken, büyük sermayeyi temsil eden bir avuç insan egemenliğini her geçen gün daha çok pekiştirmenin çabası içerisinde. Küresel sistemin kendisi ve aktörleri sorgulanmazken, bu sistemin zulmüne maruz kalan bütünüyle mazlum/mağdur insanların tepkileri, direnişleri sorgulanıyor.
Batılılaşmanın mazlum halkların içine ektiği ırkçılık tohumu ülkemiz dahil bütün dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Cumhuriyetin kuruluş ideolojisinin ülkemiz halklarını tek tip bir etnik kimlikle tanımlama hedefi bugün ülkemizde yaşanan kaosun ana nedenidir. Senelerce bir arada sorunsuz yaşayan, bir arada vatanına sahip çıkan Türkler ve Kürtler bugün nasıl oluyor da birbirine düşürülüyor sorusunun cevabını; Cumhuriyetin birinci meclisini lağveden, Ali Şükrü Bey’i katleden zihniyeti sorgulamadan netleştirmek mümkün değildir.
Kürt sorunu bağlamında kemalistlerin ve PKK’nın ikisinin de seküler dünya görüşleri nedeniyle çözüme değil çözümsüzlüğe hizmet ettiklerini teşhis etmek zorundayız. Dünya görüşünden dini dışlayan, ulus devlet tezi ile beslenen bu iki kesim teşhis ve uygulamaları ile kaosun artmasına zemin hazırlamaktadır. Türkiyeli Müslümanlar ise kürt sorununun ümmet bilincini geliştirerek çözüleceği tezini başından beri savunmuşlardır. Bizler her türlü etnik kimliğin kendisini ifade edebildiği, Müslüman olmanın bir üst kimlik olarak var olduğu bir Türkiye’nin geleceğe umutla bakabileceği kanaatindeyiz. Mevcut kaosun ortadan kalkmasında tek yolun ulus bilinci yerine ümmet bilincini tekrar yeşertmek olduğunu buradan bir kez daha ilan etmek istiyoruz.
Başörtüsü yasağı ülkemizde ve dünyanın değişik yerlerinde devam ediyor. Müslüman kadının kimliğinin sembolü olan başörtüsüne karşı yürürlükte olan yasak İslam’a karşı yürütülen savaşın önemli bir cephesini oluşturuyor. İkiyüzlü batı ve batının İslam ülkelerindeki yerli işbirlikçileri İslami değerlerin yerine batılı değerlerin ikame edilmesi adına başörtüsü yasağını hararetle savunuyor. Bu hainler bütün güçleri ile yasağın arkasında dursalar da, Müslümanların verdikleri mücadele Allah’ın yardımıyla mutlaka başarıya ulaşacaktır. Yasakçıların vakti gittikçe daralmaktadır ve onlar zilleti mutlaka tadacaklardır.
Osmaniye’de Fen Lisesinde LYS Matematik sınavına perukla girmek isteyen Zehra Aldemir’in verdiği peruk tavizine rağmen tartaklanarak okul dışına atılması başörtüsü düşmanlarının ne denli İslam’a ve değerlerine kin beslediklerinin açık göstergesidir.
Sakarya Üniversitesi mezuniyet törenine başörtülü öğrencilerin alınmaması 2 hafta önceki basın açıklamamızda kınanmış ve stattaki uygulama şiddetle kınanmıştı. Yasak yüzünden utanması gereken Sakarya Üniversitesi rektörlüğü söz konusu beyanlar ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Yasakçılar şunu iyi bilmelidir ki, yapılan tüm haksız uygulamalara karşı sesimizi her zamankinden daha gür çıkaracağız ve karşı koyacağız. Allah’ın farz olan emrini yasaklayarak Allah’a savaş açan herkes şunu bilmelidir ki direniş ateşi hiç sönmeyecektir.
Zulme karşı direniş bütün cephelerde son derece kısıtlı imkânlara rağmen onurlu bir şekilde devam ediyor. Müslümanlar dünyaya hâkim olan egemenlere karşı zulmü sonlandırmak ve adil bir dünya inşa etmek adına sonuna kadar direnmeye devam edeceklerdir. Bizlere düşen görev direnme hattını güçlendirmek ve teslimiyete prim vermemektir. Zafer mutlaka direnenlerin olacaktır.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu
adına Diriliş Saati Dergisi