“Türban takan biri en ağır da olsa eleştiriyi hak eder”
“Türban akılcılığa aykırıdır. Türban takan biri en ağır da olsa eleştiriyi hak eder” Bu, kendini bilmez bir şahsa ait, basit ifadelerden ibaret bir sözcük değil, aksine bir yargı kararıdır.
Söz konusu ifadeler, Hürriyet gazetesi ve Uğur Dündar tarafından iftiraya uğratılan başörtülü bir doktorun açtığı davanın reddine ilişkin gerekçedir.
Üstelik yargı tarafından da kabul edilen bir gerekçe…
Konuyu ait hikâye 2006 yılına ait.
Söz konusu tarihte Uğur Dündar imzalı “tesettür faciası” başlıklı haber ve sonrasında çıkan haberlerde Konya Numune hastanesinde görevli iki tesettürlü doktorun erkek olduğu için bir hasta ile ilgilenmediği ve trajik sonuçları ile alakalı bir haberidir.
Sonrasında oluşan sansasyona rağmen haberin yalan ve iftira olduğu ortaya çıkar ve hatta Ertuğrul Özkök konu ile ilgili özür diler.
Ancak haysiyet ve onurları zedelenen iki başörtülü doktor, görevde olmadıkları halde kendileri üzerinden yürütülen haber ve sonrasındaki çirkinliklerden dolayı tazminat davası açarlar.
Sonuç ise akıllara zarardır.!..
Olayın iftira olduğu belgelendiği halde, Dava “Türban akılcılığa aykırıdır. Türban takan biri en ağır da olsa eleştiriyi hak eder” gerekçesi ile reddedilir ve Yargıtay da bu gerekçeyi kabul eder…
Konu oldukça “seviyesiz” olduğundan ayrıntılara daha fazla girmeyeceğim..
Başörtüsünü bir inanç meselesi olarak görmemekte ısrar eden marazi beyinler, aynı senaryoları ve aynı sonuçları mütemadiyen bizlere servis etmeye devam edecekler…
Bu; kendini efendi ötekileri köle olarak görmek isteyen ve bunun için “benim gibi değilsen iftiraya da, tecrit edilemeye de, hukuksuzluğa da, adaletsizliğe de razı olmak zorundasın.” demektir bir bakıma..
Yapılan iftira, insani değerlere karşı bir baş kaldırı olduğu gibi, kişinin kendine olan saygısını yitirdiğinin de işaretidir. -Ötekilere- tahammül gösteremeyişin, kendinden başkasını yok saymanın fotoğrafıdır bu,
Biliyorum, yüreğini kendinden başka her şeye kapalı tutan bir anlayışa ne söylense de anlamsız olur.
AYŞE MÜZEYYEN TAŞCI, 8 SÜTUN