TMK mağduru genç çocuk: “Anne canım çok acıyor”

Batman’da gösteriye katıldığı gerekçesiyle tutuklanan ve 9 aydır Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tek kişilik koğuşta yalnız bırakılan TMK mağduru B. S. tüm uyarılara rağmen başka koğuşa verilmeyince psikolojik travma geçirdi. Berivan, sürekli ilaçla uyutuluyor, ilaç verilmeyince de kendine zarar veriyor. Psikolojik travma geçiren B., bir kez daha yetkililerin ve kamuoyunun vicdanlarına seslendi: “Anne bir daha seni öpüp yanında kalamayacak mıyım? Anne canım çok acıyor, yapamıyorum, buraya alışamıyorum. Ben devlete ne yaptım. Burada sanki ölüyorum.”

AKP hükümeti tarafından başka bahara ertelenen, ancak kamuoyu baskısıyla Adalet Komisyonu’ndan geçerek TBMM Genel Kurulu’na gelen TMK’nın mağduru çocukların sayısı her gün artarken, yıllardır cezaevinde tutulan çocukların yaşadıkları travma sürüyor.

TMK’nın yarattığı travmanın bir mağduru da 9 Ekim 2009 yılında Batman’da yapılan gösterilere katıldığı ve polise taş attığı gerekçesiyle tutuklan B. S.’dir. Hakkında “Örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek”ten 7.5 yıl, “Gösteri yürüyüşleri kanunu”na muhalefetten 5 yıl, “Örgüt propagandası yapmak”tan 1 yıl hapis istemiyle dava açılan B., 9 aydır Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tek başına bir koğuşta tutuluyor. “Polise taş atmadım. Teyzeme giderken olayların arasında kaldım” diyen Berivan, görülen ilk duruşmada 13 yıl altı ay hapis cezasına çarptırılmış ve cezası yaşı küçük olduğu için hapis cezası 7 yıl 9 aya indirilmişti.

Ve B.’yi delirttiler

Tek başına kaldığı koğuşta korktuğu için sürekli ağlayan B., gönderdiği her mektupta kamuoyu vicdanına sesleniyor, ancak bu feryadı duyan olmuyor. Koğuşta yalnız tutulan ve cezaevine yönetimine tüm başvuruları kabul edilmeyerek ölüme terk edilen B.’nin feryat ve ağlamaları yan koğuşlarda kalan tutuklu ve hükümlülerin de üzerinde büyük bir etki bırakıyor. Ailesi ve avukatlar, B.nin travma geçireceği uyarısında bulunmuş ancak bu dikkate alınmamıştı. Ve olan oldu, Berivan şimdi travma geçiriyor. B., hergün ağlıyor, cezaevinde her gün ilaçla uyutuluyor, ilaç verilmediği zamanda ise kendine zarar veriyor. B., yaşadığı psikolojik sorunlardan dolayı Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne belirli sürelerde götürülerek tedavi ediliyor.

B., insan hakları savunucularına gönderdiği mektupta, “Bana yardım edin beni çıkarın ailemi çok özlüyorum her gün onları düşünüp ağlıyorum. Canım çok acıyor buraya alışamıyorum. Ben devlete ne yaptım. Bana bu kadar ceza verdiler. Adam öldürmedim ki ne olur beni aileme kavuşturun, ailemi çok özlüyorum. Çocukluğumu almasınlar her zaman çocuk olmuyorum ki hayatta bir kere çocuk olunur” şeklinde feryadı dört duvar arasından dışarı taştı ama yetkililer yine duymadı.

‘Anne canım çok acıyor, yapamıyorum’

Kaldığı koğuşu her gün döktüğü gözyaşlarıyla sulayan B.nin tek isteği özgürlüğüne ailesine kavuşmak. B. mektubunda bu isteğini şöyle ifade ediyor: “Bana yardım edin bir an önce aileme kavuşmak istiyorum. Gözyaşlarım ne zaman dinecek, ne zaman aileme kavuşacağım? Psikolojim çok bozuluyor. Neden beni terörle suçluyorlar. Çok korkuyorum burada, bir an önce beni buradan çıkarın. Daha 15 yaşındayım okuman gerektiği yerde hapishanedeyim hem de 7 yıl 9 ay niye benim ne günahım var.” “Artık ağlamak istemiyorum. Benim mutlu olmaya hiç mi hakkım yok” diye soran Berivan, “Neden hep ağlıyorum, ailem niye hep gözyaşı döküyor?” diye soruyor. “Büyüklerime sesleniyorum” diyen, ancak seslendiği büyüklerine 9 aydır bir türlü çığlığını duyuramayan Berivan, “Burada sanki ölüyorum. Dayanamıyorum artık, kaldıramıyorum hapishaneyi. İlk defa giriyorum. Anne bir daha sana sarılıp öpemeyecek miyim seni? Anne ben artık hapishanede mi kalacağım? Bir daha seni öpüp yanında kalamayacak mıyım? Anne canım çok acıyor, yapamıyorum. Sizden uzakken hep ağlıyorum. Çıkmak istiyorum size kavuşmak istiyorum. Anne ben de bir çiçek kadar özgür olmak istiyorum artık” şeklinde özlemini ve öfkesini çığlığıyla dışa vuruyor.

SERTAÇ KAYAR

DİYARBAKIR (DİHA)

Bir cevap yazın