Ankara 233. Eylem: Maskeleri düşüreceğiz!
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak 233. haftasını geride bıraktığımız basın açıklamamıza hoş geldiniz diyoruz. Bizler şu kararlılığımızı bir kez daha dile getiriyoruz; Zulüm ( nev-i ne olursa olsun ) devam ettiği müddetçe, zalimin ( kimliği kim olursa olsun ) karşısında yılmadan, yıkılmadan, eğilmeden her seferinde hakkı söylemeye ve hakkı tavsiye etmeye devam edeceğiz. Hakkın olduğu yerde sinmenin, korkmanın ve yorulmanın adlarının bile anılmayacağını yine yeniden hatırlatıyoruz.
Merhum Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde rotasını bilmeyen bir kaptanın gemiyi karaya oturtmasını ve üstüne bu beceriksizliğini hiç sıkılmadan ve utanmadan nasıl büyük bir pişkinlikle savuna bileceğini ustalıkla hicvetmiştir. “ Deniz bitti buyurun size kara. “ Son zamanlarda yaşanan olayları bu kabilden almak- anlamak gerek. Ülkemizde kanıksanmış ( ! ) olan yasaklar, dünyada, yakın ve uzak coğrafyamızda yaşanan olaylar denizin bittiğini tescilliyor. Özgürlükler, eşitlikler, hürriyetler, seçme hakkı… kulağa hoş gelen ne kadar söylem var ise terennümden öteye geçemeyen, yaşanan dünyada yaşanan gerçekler olamayan hoş kavramlar olarak yer alıyor insan coğrafyasında. İnsanların tercihleri üzere referandumlar, kamuoyu araştırmaları, anketler tertip ediliyor ve bir başkasını bu seçenekler üzerinden şekillenmeye zorluyor sözde özgür dünya ve özgür insanları. Hükümetler şekiller ve sınırlar çiziyor, sonrada işte senin alanın bu, bu sınırlar içinde sonsuz bir şekilde özgürsün! Ama sakın ola bu sınırları zorlama yoksa 1000 yıl sürse de büyük bir mücadele başlatırız tehditlerini ekliyorlar özgür olması gereken vicdanlara. Terör ve terörist tanımları yapıyorlar kendi kuralları içerisinde. Önleyici doktrinler, toplum mühendisliği ile tehdit unsurları belirleyip sonrada halklara işte sizin en amansız düşmanlarınız hikayesini okuyorlar. Hizaya geçirme ve selam durma tertipleri şekillendiriyorlar. Kabuk biçiyorlar ve bu şekilde olacaksın diye ekliyorlar. Tıpkı yüzlerimizde takılı olan maskeler gibi şekilsiz, kimliksiz ve birbirinin kopyası olan bir halk yığını! istiyorlar. Bulduğu kadarı ile yiyen, izin verildiği kadarı ile konuşan ve ibadet eden, düşüncenin ve sorgulamanın olmadığı mankurtlaşmış bir toplum hedefleniyor tüm yeryüzünde. Açılan yer sofrasına bir bir seriliyor özgürlük, eşitlik, hürriyet, seçme hakkı, yaşama hakkı, öğrenim hakkı, ifade hakkı, insan hakkı… helvadan yapılmış putlar ve acıkınca hiç düşünmeden mideye indiriliyor tek tek. Amalar, fakatlar, lakinler ekleniyor cümlelerin sonuna yada başına. Pazarlık konusu ediliyor insan ve insanlık onuru. Eşitlik kavramı ile yaratılıştan gelen unsurların değil de gücün ve güçlünün denkliğinin kast edildiğini anlıyoruz. Modern kast sistemleri ortaya çıkıyor ve halkları sınıflara bölüyorlar. Yaşama hakkı olanlar ve olmayanlar. Köleler ve efendiler. Hizmet alanlar ve hizmet edenler. İnsanlar ( ! ) ve insansılar yani insan olmayanlar!
1789 Fransa; Hikaye bu ya özgürlük, eşitlik, adalet ( ! ) dünyasının temelinin atıldığı tarih ve yer. 2010 Fransa; Yüzü örten giysilerin giyilmesinin yasaklanmasının meclis genel kurulunda kabul edildiği ülke. Bizler Fransa’yı, başta Cezayir olmak üzere tüm sömürgesi altında tuttuğu ülkelere getirdiği özgürlüklerden de ( ! ) hatırlıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve ülkemizde Kuran kursları üzerinden yapılan baskı ve dayatmalar eksilmeden devam etmektedir. Bir başkası olarak kendi seküler hayat biçimlerini bizlerin çocuklarına dayatma hakkı bulan bu güruh çocuklarımızın eğitiminde ailelerin söz sahibi olamayacağı gibi bir düşünceyi serdederek kafalarındaki eğitim anlayışını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Aynı güruh hayatın tüm alanlarında kendi biçmiş olduğu yaşam şeklini dayatmakta Avrupa’daki efendilerini aratmayacak mahareti sergilemektedirler. Okullardaki, askeri alanlardaki, hastanelerdeki kılık kıyafet dayatması aynı düşüncenin mahsulü uygulamalardır. Son olarak insanlık onurunun ayaklar altına alındığı yer olan Filistin topraklarına, insani erdem gereği yardım seferi düzenleyen gemiler ve yolcuları sahte maskelerin teker teker düşmesine vesile olmuşlardır. Özgür ( ! ) Avrupa’nın cılız sesi, Dünya jandarması Amerika’nın İsrail yanlısı tavrı zorba İsrail’i daha da bir cesaretlendirmiş ve baskın raporunu cüretkar bir şekilde açıklama fırsatı vermiştir. Rapora göre, suç ve suçlu özgür vicdan sahibi olan tüm insanlık. Tüm diğer yasakçıların dediği gibi yargılanması gereken kişiler çizilen- dayatılan kurallara uymayan tüm insanlık.
Baskı ve dayatmaların olmadığı, insanların tarağın dişleri gibi eşit oldukları, adalet eksenli bir dünyanın var olması için bizler burada olmaya devam edeceğiz.
İHH Ankara
İnsan Hakları Ve Hizmet Derneği
Serkan CODAL