Konya 149. Eylem: İslam dışı çözümler sorunları bitiremez!

Sebepler ve sonuçlar bir sarmal haline geldiğinde, sonuçlar sebeplerin bazen kendisini ifade etmiyor olabilir. Sonuçlar, zaman içerisinde farklı sebeplere ihtiyaç duyabilir. Sonuçlar hep aynı olmakla birlikte, binlerce farklı sebep gösterilebilir. Aynı sonuçlara üretilen sebeplerin değişmesi, sonuçların aynı kalması, kısır bir döngü gibi anlaşılabilir. Fakat derin tahliller yapıldığında, sonuçların çoğunlukla tek bir sebebe racî olduğu görülecektir.
 
Ülkemizde terör yine azmakta, terör olayları bir artış göstermektedir. Değişik zamanların içerisinde siyasal bilimciler, teröre sebepler bulmakta ve bunların bitmesi hususunda çözümler önermektedirler. Her çözüm anlayışının uygulamaya konulması, terörün sebeplerinde değişiklikler meydana getirmektedir. Sonuç yine can kaybı, yine hüzünler olmaktadır.
 
            Ülkemizin, farklı sorunlarının binlerce sebebini ortaya koymak mümkündür. Her birisini farklı farklı sebeplerle izah edebiliriz. Kangrenleşmiş, çözümü neredeyse imkânsızlaşmış gibi görünen sorunların da sebepleri ve çözümleri hususunda bir şeyler önermek mümkündür. Fakat bu çözüm önerileri tarihe, kültüre ve özellikle toplumun inanç değerlerine uygun değilse, adalet, hürriyet ve tevhid esaslı değilse, kesinlikle geçici ve kısa vadeli çözüm önerileri olacaktır. Akan kan devam edecek, her geçici çözüm, terör için yeni sebepler üretme imkânı ortaya çıkaracaktır.
 
            Ülkemizdeki, suni olarak üretilen çıkar çevrelerinin, uluslar arası emperyalizmin menfaatlerine uygun olarak şekillendirilen ve siyasal bir argümana dönüştürülen terör, asla kanı kanla temizleme mantığıyla bitirilemeyecektir. Şiddete, şiddetle son vermeye kalkışmak, kanı kanla yıkamak, silahların gölgesinde terörü bitirmeye kalkışmak, terör için yeni sebepler bulma imkanından başka bir şey sağlamayacaktır.
 
            Hak ve adalet üzere kurulu olmayan, evrenin yaratıcısı ve mâlikinin indirmiş olduğu esasları ciddiye almayan, insan tabiatına ve kulluk realitesine uygun olmayan kardeşlik ve ümmet bilinci üzerine şekillenmemiş tüm öneriler ve çabalar, basit geçici ve sıradan olacak, terörün farklı sebeplerle artmasına zemin hazırlayacaktır.
 
            Terörün, gayri İslami yapılanmalar ve gayri İslami anlayışlardan kaynaklandığını, tarafların her birinin, İslam dışı taleplerinin olması ve İslam dışı çözümler üretmeye kalkışmasından beslendiğini artık herkes anlamalıdır.
 
            İslami anlayışları ve İslami düşünceyi, terör olarak gören ve bunlara savaş açan bir anlayışın ülkedeki hakiki terörün çözümü hususunda aciz kalacağı muhakkaktır. Kendisine doğru bir yer belirlememiş, uluslar arası terörün ve ülkemizdeki terörün en güçlü destekçilerini siyasal müttefikler olarak görenlerin, teröre karşı başarılı bir mücadele vermesini bekleyemeyiz. Terörün en güçlü destekçileri ister uluslar arası alanda olsun ister yerel çerçevede, Amerikan emperyalizmi, Siyonist İsrail ve onların dümen suyunda giden müttefikleridirler.
 
            Uluslar arası arenada ve ülkenin geleceğinde batılılaşmayı, batılı yaşam biçimini ve batılı değerleri öne alan bir anlayışın ve bu batılı ülkelerle ittifakını, kendi varlığının güvencesi sayan bir düşüncenin terörle mücadelesi batılın bir başka batılla yok edilme çabasından başka bir şey olmayacaktır.
 
Tevhid, adalet ve hürriyet esaslı yeni bir zihin ve yeni bir toplum inşası hem ulusal hem de uluslar arası terörün bitmesinin ön şartıdır. Devletler kendi halklarına yönelik uyguladıkları baskı ve dayatmalardan, adalet esaslı olarak vazgeçmedikleri müddetçe, terörün farklı çeşitleriyle karşılaşmak durumunda kalacaklardır.
 
Başta başörtüsüyle sembolleşen hak ve özgürlüklere yönelik baskılar, tüm baskı ve zulümlerin kaynağını ortaya koymaktadır. Mevcut tüm zulümlerin ardında yatan ana sebep, başörtüsünü ve onun şahsında sembolleşen diğer tüm baskı ve dayatmaları üreten, kendisini, insan zihninin çıkmazlarına mahkûm eden, hak ve adaletten uzak düşünce yapısıdır.
 
Adalet ve özgürlük mücadelemizin kaynağıdır. Ve gerçekleşinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Hak ve özgürlüğün tesis edildiği bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 150. Haftada Kayalıpark’ta saat 12:30’da buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
 
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Bir cevap yazın