Akyazı 182. Eylem: Baronların yasak direnişi sürüyor!

Ülkemizde kırk yıla yakın bir zamandır kamu kurumlarında, askeri kurumlarda, ortaöğretim ve üniversiteler ile kimi özel sektör kurumlarında İslam dini mensuplarına uygulanan ibadet ve başörtü yasağı acımasızca devam ediyor.

      Genç  kızlarımız, hanım kardeşlerimiz, ya başını  açarak okumak ve çalışmak ya da en temel hak olan; bu haklarından vazgeçmek zorunda bırakılıyorlar. Yani öz vatanlarında parya muamelesi görmeye devam ediyorlar.

      Kırk yıla yakın bir zamandır devam eden bu zulüm boyunca, ülkemizde ihtilaller oldu, iktidarlar değişti, YÖK Başkanları değişti, Anayasa değişiklikleri oldu; ama değişmeyen tek şey millete rağmen başörtüsü yasağının devam etmesi oldu.

      Şu anda ülkeyi yöneten hükümetin 411 milletvekilinin onayı ile anayasa değişikliği yaparak konuyu çözmek istemesi, Anayasa Mahkemesince iptal edildi ve zulüm devam etti.

      Cumhurbaşkanının atadığı rektörler ve MEB’in atadığı  müdür ve idarecilerde zulmün uygulayıcısı  haline geldiler. Milletin bin bir umutla iş  başına getirdiği Cumhurbaşkanı ve Hükümete rağmen ne yazık ki bu günde zulüm devam ediyor ve milletin seçtikleri iktidar olmalarına rağmen muktedir olamıyorlar ve zulüme son veremiyorlar.

      Şu anda ülkemizin gündeminde bulunan geleceğimizi yakından ilgilendiren Anayasa değişikliği referandumu bizi yasakların kalkması konusunda yeniden umutlandırdı.

      12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan Anayasa referandumuna eğer milletimiz Anayasa değişikliğine onay verir ve evet der ise başta 1980’lerde yapılan zulümler olmak üzere 28 1997’de işlenen zulümlere millet iktidarının üzerinde egemenliğine, mütedeyyin askeri personelin korkulu rüyası, hukuksuz Askeri Şura kararlarına “DUR!” deme hakkını elde etmiş olacağız.

      87 yıllık Cumhuriyet idaresi boyunca, ihtiyaçlarımıza tamamıyla cevap veriyo olmasa da, ilk defa milletin temsilcilerinin yaptığı  anayasa değişikliği teklifi önümüze geldiğinde, buna onay vermek suretiyle; bugüne kadar devlet kurumları  eliyle millete karşı işlenen zulüm haksızlık ve hukuksuzluğun ortadan kalkmasının yolu açılmış olacağı düşüncesi ile; 12 Eylül 2010 gününün tüm zulümleri ortadan kalkması için önümüze gelen güzel bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.

      Mazlum-der olarak yapılacak yeni anayasa değişikliği ve buna bağlı olarak yapılacak olan hukuki düzenlemelerle ülkemizde, başörtü yasağı başta olmak üzere; tüm yasakların hayatın her alanında ortadan kaldırılması kişi ve hak hukukunun, garanti altına alınması en büyük dileğimizdir.
Akyazı  Başörtüsüne Özgürlük Platformu Adına

Mazlum-der Kayseri Şube Başkanı

Ahmet TAŞ   
Araştırmacı  yazar Ramazan KAYAN da yaptığı  açıklamada şunları belirtmiştir:

Tarihte, topluma, geleceğe direniş ruhunu açıklamak ve bu ruhun gelecek nesillere intikali için buradayız. Bizden sonraki kuşakların bu davayı dert edinen öncüleri görmeleri, tarihe not düşmek için buradayız.

      Duruşumuzla, yürüyüşümüzle kimden yana olduğumuzu dünyaya ispat ve ifade için buradayız. Sonucu belirleyecek olan Allah Azze ve Celledir. Akibet muttakilerindir. Allah yolunda olanlara yardım edecek, onları zorda bırakmayacaktır. Küfürde devamlılık olsa da zulümde devamlılık olamaz. 
     Direniş  bir mekteptir, yeni nesillerin bu mekteple tanış olmaları  için sesimizi yükseltmemiz ve çağrımızı yapmamız gerekmektedir
Açıklamamıza AKDAV, Van Hak ve Özgürlükler Platformu, Mazlum-der Kayseri Şube, Mazlum-der Malatya Şube, Malatya Meşale Derneği, Mazlum-der Adana Temsilciliği, Antalya Sevilay Derneği ve Elbistan Çınar Eğitim Derneği destek vermişlerdir.

Bir cevap yazın