Sakarya 258. Eylem: Temel sorunlar teğet geçiliyor!
Halkın temel meselelerinin teğet geçildiği, buna karşı siyasetin gölge oyununa döndüğü günler yaşıyoruz. Perdedekiler; bir kez daha halkın beklentilerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanırken; bizden bu oyuna alkış tutmamızı bekliyorlar. Yanılıyorlar. Sakarya Adalet Girişimi olarak, hakikatin önüne çekilen yalan perdesini kaldırmak için meydanlardan ses vermeye devam edeceğiz.
Hepinizin takip ettiği gibi kamuoyunda, referandum süreciyle birlikte darbeci geçmişle hesaplaşılacağı yönünde güçlü bir beklenti yaratılıyor. Dersim katliamından, Diyarbakır zindanlarına kadar birçok sorun hızlı bir şekilde gündeme sokulup, hızlıca tüketiliyor. Fakat söylenenlerle yapılanlar yine birbirini tutmuyor. Bu sebeple sormaktan, sorgulamaktan vazgeçmeyelim.
Duyarlı Sakarya Halkı,
Meydanlarda emekçilerin haklarından bahsedilirken; diğer yandan taşeronlaşma ve sendikalı çalışanları işten atmalar tam gaz devam etmiyor mu? Emekçiler, tersanelerde, maden ocaklarında topluca ölürken, sorumluları ne ceza alıyor? Madem emeğe, alın terine önem veriliyor, o halde köleliği aratmayan asgari ücret politikalarına neden son verilmiyor? Son pakette adı anılan “Ekonomik ve Sosyal Konsey” 3 senedir neden toplanamıyor?
Daha birkaç gün önce, Diyarbakır’da seyyar satıcılık yapan dört çocuklu bir baba, iftarda sofraya gelecek aş olmadığını duyunca, orucunu ölümle açmadı mı?
Diğer yandan hem meydanlarda Dersim katliamının kınanıp, hem de Tunceli milletvekillerinin verdiği yasa teklifinin Hükümet tarafından reddedilmesi nasıl bir samimiyettir?
12 Eylül’de yapılan insanlık dışı işkenceleri propaganda malzemesi yapıp, 28 Şubatçı darbecileri görmezden gelmek, 27 Nisan muhtıracılarına “devlet üstün hizmet madalyası” takmak ne kadar ahlakidir?
Değerli Sakarya halkı,
İyi bilinsin ki; anayasanın ruhu olan Kemalist ideoloji, dokunulmazlığını koruduğu sürece Türkiye, ne bugünüyle ne de geçmişiyle sahici bir hesaplaşmaya gidebilir! Şayet ne kadar özgürleştiğimizi merak ediyorsanız, bunun için temel sorunlarda alınan mesafeyi ölçün; gerçek ortaya çıkacaktır.
Mesela başörtüsü yasağı, hiçbir hukuki dayanağı olmadığı mahkeme kararlarıyla sabitken, nasıl devam etmektedir? Birleşmiş Milletler dahi ayrımcılığa son verilmesini isterken, Hükümet “Türkiye’de başörtüsü yasağı yoktur” resmi tezini nasıl savunabilir?
Ya da Kürt sorunu… Bir halkın en temel haklarını iade etmemek uğruna yıllardır sürdürülen savaşın bitmesi için hangi gerçekçi öneriler getirilmektedir? Sorun, MGK bildirilerine yansıyan savaşkan dille mi çözülecek?
Askeri vesayetin en temel dayanağı olan bu soruna dair anayasa değişikliğinde doğrudan hiçbir teklif yapılmamışken; referandumla vesayetin biteceğini iddia etmek ne kadar gerçekçi?
Heron skandalı da benzer bir duruma işaret ediyor. Hükümet, yetkisini kullanıp gereğini yapmak yerine Genelkurmay’dan açıklama lütfetmesini bekliyor. Merak ediyoruz, Başbakanlık Teftiş Kurulu, böyle vahim iddiaları araştırmayacaksa ne işe yarayacak? Yoksa sorumlulardan hesap sormak yerine bir kez daha madalyalar, nişanlar mı verilecek?
Madem Türkiye’de zihniyet değişiyor, bürokratik oligarşi parçalanıyor; o halde bu durum neden kritik sorunlarda kendisini hissettirmiyor? Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Hrant Dink’i katleden zihniyet nasıl savunulabiliyor? Şayet bu savunma gerçekten utanç verici olarak değerlendiriliyorsa, neden hâlâ geri çekilmemektedir?
Duyarlı Sakarya halkı,
Başörtüsü Platformu olarak, temel sorunlarda resmi zihniyetle hesaplaşılmadığı bir vasatta, büyük beklentilerle sunulan değişikliklerin sadece büyük hayal kırıklıkları yaratacağını düşünüyoruz. Bu sebeple halkın adalet ve özgürlük taleplerinin iktidar mücadelesi uğruna suiistimal edilmesine rıza göstermeyeceğiz.
Son olarak, 17 Ağustos depreminin acılarını yeniden hatırlamış olan Sakaryalıların, kardeş Pakistan halkının çektiği sıkıntılara kayıtsız kalmayacağına inanıyoruz. Sellerle, açlık ve hastalıklarla boğuşan kardeşlerimizden yardımlarımızı esirgemeyelim.
Gelecek hafta, saat 12.30’da yeniden bir araya gelmek üzere…
Hepinize Hayırlı Ramazanlar diliyoruz.
SAGİR BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU adına
Sakarya Dayanışma Derneği
Kadrican Mendi
Dernek Sözcüsü