Bursa 9. Eylem: 13 Eylül sabahı yasak sürüyor olacak!

Bursa Mazlumder Şubesinin her ayın ilk Cumartesi günü düzenlediği, ”BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK” basın açıklamalarından dokuzuncusu şube başkanı Av.Şakir Çalışkan tarafından Şehreküstü Meydanında yapıldı.Yasağı Kim Sürdürüyor? adlı basın açıklamasında;”Zulme karşı Omuz Omuza”,Direne Direne kazanacağız”,Başörtüsü Hakkımız Engellenemez”Direniş Adalet Özgürlük”gibi sloganlar atıldı,ayrıca ”Zulüm Bitene Kadar”,”Başörtüsüz Asla”,”Beni Duymayana Ahım Var”,”Ve Başörtüsü Özgürlüktür” gibi dövizler taşındığı görüldü.Basın açıklaması çevredekilerin yoğun alkışları ile sonlandırıldı.

Basın açıklamasının tam metni:

Değerli Basın Mensupları;

 Başörtüsü yasağı sürüyor ve biz yine buradayız.

 Peki, bu yasağı kim sürdürüyor?

Yasağı sürdüren kerameti kendinden menkul bir avuç Yüksek Öğretim ve Yüksek yargı bürokratı mı?

Sekiz yıldır iktidardaki Ak Parti Hükümeti mi?

411 üyesinin çözüm için el kaldırıp anayasa mahkemesi karşısında pes ettirilmiş meclis mi?

Şimdilerde meydanlarda bu yasağı çözsem çözsem ben çözerim, çünkü sorunu her fırsatta anayasa mahkemesinin önüne götüren ve her düzenlemeyi iptal ettiren benim diye efelenen CHP’mi?

Nasıl olsa bana öyle bir yasak yok diyen ve ötekinin hakkı umurunda olmayan duyarsız kamuoyu mu?

Yoksa…

Yoksa ondan daha acı olanı yasağın karşısında yıllara yenik ve yılgın düşen, mağduriyeti içselleştirmiş, her biri kendi çözümünü üretmiş ya da kendi köşesine çekilmiş başörtülüler mi?

Başörtülü eşlerini, kız kardeşlerini ya da kızlarını bu mücadelede yapayalnız bırakmış bir zamanların hızlı mücahitleri mi?

Yoksa hepsi birden mi?

Galiba öyle. Hepimiz bazen utanarak, bazen hiç de utanmadan, bazen ağlayıp sızlayarak, bazen de aldırmayıp boş vererek bu yasağı el birliğiyle sürdürüyoruz.

Üstelik bu yasağı sürdürürken hiç birimiz hiçbir yasal dayanağa da ihtiyaç duymuyoruz. Yasağı uygulayan var diyor, mağdur olan da boyun büküp uyuyor.

Ne zamana kadar sürdürebiliriz bu yasağı?

Vesayet rejimini sona erdirme iddiasındaki hükümet bilmelidir ki,

Başörtülü anneler asker çocuklarının düğünü için bile kışladan içeriye giremedikçe,

Öğrenciler okul kapılarından,

Çalışanlar işyerlerinden geri çevrildikçe vesayet sürüyor demektir.

Bu yasak süremez, sürmeyeceği sürdürülemeyeceği artık herkes tarafından iyice anlaşılmalıdır.

Hükümeti ve muhalefetiyle bütün siyasiler,

Askeri ve sivil bürokrasi, vesayet rejiminin ve statükonun tüm bekçileri,

Mağdurları dışlamış, ötekileştirmiş, kendinden başka kimseyi görmeyen ve umursamayan duyarsız toplum kesimleri,

Mağdurlar, mağduriyetten şikâyeti bile unutmuş yılgınlar, yenilgiyi ve ezikliği sindirmiş mağdur yakınları…

Kısacası hepimiz el ele vererek artık bu insanlık ayıbından kurtulmalıyız.

Herkes bilmelidir ki bu zulümden türetilebilecek hiç bir rant kalmamıştır. Sorunun çözümü bir hakkın geç kalınmış bir teslimi olacaktır.

Evet’çisi ve Hayır’cısıyla herkesin yoğunlaştığı ve adeta ölüm kalım meselesi olarak gördüğü referanduma bir hafta kaldı. Herkes kendince 13 Eylül Sabahında yeni ve güzel bir Türkiye vaat ediyor ama maalesef o Türkiye’de başörtüsü yasağı hala sürüyor olacak.

Başörtüsü yasağı gibi anlamsız ve yasal dayanaktan yoksun bir uygulama devam ettiği sürece kimsenin kimseyi pembe vaatlerle oyalamaya hakkı olmadığını bir kez daha hatırlatıyor, herkesi yasaklara karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.

MAZLUMDER BURSA ŞUBESİ

Adına Şube Başkanı

Av.Şakir ÇALIŞKAN

Bir cevap yazın