Kocaeli 283. Eylem: Başörtüsü özgür olana dek!

Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri 283. Hafta basın açıklaması 18 Eylül 2010 Cumartesi günü İzmit İnsan Hakları Parkı, Özgürlük Meydanında yapıldı. Basın açıklamasını Platform birleşenlerinden MAZLUMDER Kocaeli Şubesi yönetim kurulu üyesi Medine Küçük yaptı.

Değerli Basın Mensuplari ve Sevgili Hemşerilerimiz,

Başörtülü kadınlara uygulanan ayrımcılığın ve hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için devam ettirdiğimiz özgürlük ve hak arama mücadelemizin 283. hafta basın açıklamasında yine birlikteyiz.

Dile kolay 283 haftadır kamusal alan diyerek bizi görünmez duvarların ardına atan zihniyetin yaptığı haksızlık karşısındaki onurlu duruşumuzu hukukun üstünlüğüne olan inancımızla birlikte sürdürmekteyiz.

Bizler hakların ve özgürlüklerin teslim edilmesi için hukukun üstünlüğü anlanına geldiğine inandığımız hukuk devleti ilkesine sıkı sıkıya sarılırken; kamusal alanın, kamu yararı terimi gibi hukuk devleti ilkesinin bir kavramı olduğu gerçeğiyle yüzleşmek durumunda kaldık.Maalesef bu iki terim bizim kullandığımız gibi eş anlamlı değil birbirinin zıddı iki farklı kavrammış.

Hukuk devleti ilkesinin doğduğu Kara Avrupası ülkelerine baktığımızda, devletin her yerde hazır ve nazır; jakoben ve hukuku üreten temel güç olduğunu görüyoruz.Bu yüzden hukuk, devletten yana, hep devlete ayrıcalık tanıyan bir kurum haline gelirken; kamu yararı ve kamusal alan gibi tam tanımlanamayan belirsiz kavramlarla hukuk siyasallaştırılmıştır. Böylece toplum ve hukuk devletin vesayeti altına alınmıştır.Bunların sonucunda da gerek Kara Avrupası devletlerinde gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Devletinde; devlet bireyin zararına bir dokunulmazlığa sahip olmuştur. 

Oysa bizim istediğimiz hukukun üstünlüğü ilkesinin ortaya çıktığı Anglo-Sakson ülkelere baktığımızda toplumun; sözleşmeci, uzlaşmacı, kendi kendini düzenleyen, saydam ve dışa açık olduğunu görüyoruz.Girişim gücü devlette değil, bireyde ve sivil toplum örgütlerindedir.Devlet merkezci değildir.Toplumsal çoğulculuk kurumsal parçalanmayı ve işbölümünü yarattığı için toplum kendi hukukunu üretmektedir.Böylece devletten bağımsız ve özerk olan hukukun karşısında devlet ve birey eşit olarak yer alarak toplumun ürettiği hukuka bağlanmış olmaktadır.Hukuk devletten bağımsız olunca yargıda bağımsız ve güçlü olmuştur.

Bütün bunların üstüne; hukukun binlerce yılın deneyiminden süzülüp geldiğini ve evrensel bir terimler/kavramlar sözlüğü olduğunu;bu terimler /kavramların üzerinde hiç kimsenin tasarruf hakkı olmadığını; ancak kullanım ve yararlanma hakkı olduğunu ve ülkemizdeki bu terim/kavram kargaşasının çözülmesi gerektiğini vurgulayan Onursal Yargıtay Başkanı Prof.Dr.Sami Selçuk; hukuk devleti ilkesinin değil hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemenin demokrasimizin çıtasını yükselteceğini söylüyor.Fransız hukukçu Laurent Cohen-Tanugi; Anglo-Sakson ülkerinde “devletsiz hukukun”, Kara Avrupası ülkelerinde ise “hukuksuz devletin bulunduğunu söylüyor.

Hukuk devleti ilkesi yüzünden devlet kurumları eliyle madur edilen bizler; hukukun üstün olduğu devlet düzlemine geçerek uğradığımız haksızlıkların ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz. Yeni anayasa hazırlıkları yapan mercileri de bu terim kargaşasını ortadan kaldıracak düzenlemeleri ilk sıraya koyarak demokrasimizi en yüksek seviyeye çıkarmaya çağırıyoruz.

Hukuk üstün kılınsın, hak ve özgürlükler teslim edilsin diye haftaya burada görüşmek üzere.

Mazlumder Kocaeli Şubesi adına

Medine Küçük

Bir cevap yazın