Konya 158. Eylem: Asıl mücadele Hak ve batıl arasında!
Dünyanın değişik bölgelerinde, gündemler çok farklı seyretse de, değişmeyen gündemler bütün dünyayı şiddetli bir şekilde etkisi altına almaktadır. Bu ana gündem bazen coğrafyaları iklimleri aşarak, bütün dünyayı etkilemekte, bazen de bölgesel, yerel, lokal gündemler daha baskın çıkmaktadır. Lokal ve yerel gündemlerin etkisi geçici, tesiri daha sınırlıdır. Esastan değerlendirildiğinde, lokal gündemlerin de asıl gündemle bir şekil ilişkili olduğu ama zahirde, bu görüntülerin çok net gözlemlenemediği görülecektir.
İyi ile kötünün, hakla batılın, tevhidle şirkin mücadelesi, kalıcı, daimi ve esas olandır. Bir şekliyle olaylar, bu genel çizginin etrafında şekillenir. Bazen bağların kurulması kolay olur bazen de ilintileri fark etmek basiret sahiplerinin işidir. Lokal gündemlerin, sınırlarında boğulanlar, onların tesir alanının dışına çıkamayanlar, ana gündemi es geçmiş ve ondan bigâne olmuş olacaklardır.
Bu daraltılmış zihin alanı ancak tesiri büyük bir etkiyle ya da ciddi bir travmayla aşılabilir. Ya bir düzeyi yükseltilmiş bilinç, ızdırabı yüksek bir acı ya da etkin bir duygusal atmosfer ana gündeme geri dönmeyi sağlayabilir.
Ülkemiz, referandum sonuçlarının değerlendirilmesiyle meşgul bir durumdadır. Biz bu referandumun, siyasal ve sosyal yönünden daha ziyade Müslüman zihinler üzerinde meydana getirdiği karışıklık ve bu karışıklıktan meydana gelebilecek baskıları değerlendirmek istiyoruz.
Müslüman zihnin ve kültürün yabancı olduğu, ithal kavramların, zihnimizi işgal etmesi ve Müslümanlar arasında yaygınlık kazanıp bir baskı unsuru haline dönüşmesi ciddi bir tehlikedir. Kendini bu ithal kavramlarla tanımlamaya kalkan bir kitlenin oluşması ve bu kitlenin bu kavramları dini literatür içerisinde kullanmaları da dini algı açısından ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.
Dini değerlere ve onların savunusunda gösterilmeyen hassasiyetlerin, ithal kavramlar ve anlayışlar üzerine geliştirilen siyasal meselelerde gösterilmesi ve onlara ilgisiz kalanların suçlanması, ithamlara maruz bırakılması şaşkınlıkla karşılanacak bir durumdur.
11 Eylül saldırılarına misilleme cihetinde başta Amerika ve İsrail’de olmak üzere dünyanın değişik yerlerindeki Kur’an-ı kerim’i yırtma ve yakma cinayetleri, küfrün ve zulmün, azgınlıkta hangi derekelere gelebileceğini ortaya koymuştur. Bu olayı değişik açılardan değerlendirmemiz gerektiğinde, öncelikle küfrün hiçbir değer yargısının olmadığını ve onların varlıklarının zulüm ve taşkınlık üzere kurulduğunu görmekteyiz.
İkinci olarak Müslümanların bütün iyi niyet gösterilerine ve sergileyebilecekleri tüm müsamahalara rağmen küfrün hakikate karşı asla yakın bir tutum sergileyemeyeceğini ortaya koymaktadır.
Üçüncü olarak yerel gündemlerin içinde boğulmanın Müslümanları kendi kutsallarını müdafaa etme hususunda dahi tepkisiz bıraktığını görmek Müslüman yüreklerde sızı meydana getirmektedir. Biran önce bu kardeşlerimizi, kendi sanal ve lokal gündemlerinden dini hassasiyetlerini önceleyen gündemlere dönme çağrısında bulunuyoruz.
Dördüncü olarak kitabımıza yönelik – Haçlı, Siyonist hangi azgın güruhtan gelirse gelsin – saldırıların hiçbir şekilde kabullenilemeyeceğini ilan eder, etkili, yetkili tüm kişi ve kurumları bu azgın güruhun cezalandırılması hususunda çaba sarf etmeye davet ederiz.
Son olarak canımızdan aziz bildiğimiz Allah’ın kelamı Kitab-ı Mübînimize yapılan bu saldırılara sessiz kalmayacağımızı ve bu şen-i fiilin faillerinin takipçileri olacağımızı kamuoyuna bildiririz. İnançlarımızın gereği olarak ne yapılması gerekiyorsa onları yapmak için hazır olduğumuzu da ilan ederiz.
Müslüman halkımızı lokal gündemlerin ötesine çıkıp kendi inançlarını sahiplenmede ve müdafaa etmede gayret göstermeye davet eder kanaat önderlerini ve fikir sahipleri olan herkesi lokal gündemlerde gösterdikleri gayretkeşliklerin ötesine çıkıp kendilerini var kılan değerlere de sahip çıkmaya, hassasiyetlerini ortaya koymaya davet ederiz.
İnananların inançlarını özgürce yaşayabildikleri hakkın sınırlarının sadece hak kelamla çizildiği bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 159. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU