Sakarya 263. Eylem: Okullar, kampüsler başörtüsüne kapalı

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 263. basın açıklamasını, şehir merkezindeki Bulvar AKM önünde gerçekleştirdi. Her Cumartesi, saat 12.30’da yapılan eylemde platform adına basın açıklamasını bu hafta İlim ve Hikmet Vakfı’ndan Nihat Bülbül okudu. Bülbül, istisnalar dışında birçok alanda başörtüsü yasağının devam ettiğine dikkat çekerek “Bir kadını dinî vecibesini yerine getirmekten alıkoymak büyük bir zulümdür. “Benimle uzlaş, benim onayımı al, ya da benim istediğim şekilde örtün” deme cesaretini nereden alıyorlar? Kim bir başkasının eğitim hakkını gasp edebilir? Kim birini, eğitimini aldığı bir mesleği yerine getirmekten mahrum edebilir? Kim bir kadını, inancına aykırı kıyafet giymeye zorlayabilir, onun ruhunun zedelenmesine sebebiyet verir? Bu yasağı koyanlar, başörtüsünü ve çarşafı ayaklarının altına alıp gösteri yapanlar kendilerinde bu hakkı nasıl görüyorlar? Zulme uğrattıkları insanlar da kendileri gibi bu ülkenin ‘eşit vatandaşları’ değil mi?” ifadelerine yer verdi.

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 263.BASIN AÇIKLAMASI:

Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları;

Üniversiteler yeni bir öğretim yılına daha yasakla başladılar. Birkaç istisna dışında, Sakarya Üniversitesinin de içinde bulunduğu diğer tüm üniversiteler, yıllardan beri devam ettirdikleri başörtüsü yasağını uygulamaya bu yıl da devam etmektedirler.

Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan, daha özgürlükçü yeni bir anayasa taleplerinin yüksek sesle toplumun tüm katmanlarınca seslendirildiği,

CHP’nin yeni genel başkanının bile , “başörtüsünü biz çözeriz” diyerek, başörtüsü sorununu, çözülmesi gereken bir sorun olarak kabul ettiği,

Yıllardır hak etmedikleri ve sahip olmadıkları yetkileri kullanarak,haksız güç ve servet edinenlerin, her türlü hukuksuzluk ve zorbalıklarına rağmen kendilerine dokunulamayanların, kendilerinin dokunulmaz olduklarını zannedenlerin, mahkeme kapılarında hesap vermeye başladıkları,

Askerin arkasına sığınarak siyaset yapanların seslerinin ve güçlerinin zayıfladığı bir ortamda;

Özgür düşünceye en fazla sahip çıkması gereken üniversitelerimizde, bu yasağın halen uygulanabilmesini anlamak ve kabul etmek mümkün değildir.

Anlamakta ve kabul etmekte zorlandığımız diğer bir husus ta, bu yasağın direkt muhatabı ve mağduru olan başörtülü kızlarımızın, yasağı fiilen kabullenmiş görüntüleri ve yasağa karşı direniş ruhlarını tamamen yitirmiş olmalarıdır .

Üniversite kapısından girerken, hiçbir direniş ve tepki göstermeden başörtülerini çıkaran ya da peruk takan öğrenci kardeşlerimizden, artık üzerlerindeki bu ölü toprağını atmalarını bekliyoruz. Kendi iradeleriyle yaptıkları tercihe saygı göstermeyenlere karşı, saygı göstermek ya da tepkisiz kalmak nasıl kabul edilebilir?

Bizler biliyor ve inanıyoruz ki, başörtüsü Allah’ın bir emridir. Kızlarımız ve kadınlarımız bu bilinçle örtünmektedir. Başörtüsünü yasaklayanlar, Allah’ın bu emrine inanmayabilirler. Ama tercihini başörtüsü takmaktan yana yapmış olanlara da saygı göstermek zorundadırlar.

Bir kadını dinî vecibesini yerine getirmekten alıkoymak büyük bir zulümdür. “Benimle uzlaş, benim onayımı al, ya da benim istediğim şekilde örtün” deme cesaretini nereden alıyorlar? Kim bir başkasının eğitim hakkını gasbedebilir? Kim birini, eğitimini aldığı bir mesleği yerine getirmekten mahrum edebilir? Kim bir kadını, inancına aykırı kıyafet giymeye zorlayabilir, onun ruhunun zedelenmesine sebebiyet verir? Bu yasağı koyanlar, başörtüsünü ve çarşafı ayaklarının altına alıp gösteri yapanlar kendilerinde bu hakkı nasıl görüyorlar? Zulme uğrattıkları insanlar da kendileri gibi bu ülkenin ‘eşit vatandaşları’ değil mi ?

Bilinmelidir ki; başörtüsü meselesi sadece “bir insan hakları veya kadın hakları” sorunu değildir. Yukarıda belirttiğimiz üzere kadınların başlarını örtmesini emreden Allah’tır. Dolayısıyla bir kadını başını örtmekten engellemek, İslam’ın emrine savaş açmaktır. Allah’a karşı savaş açanlar ise, kaybetmeye mahkumdurlar.

Zulüm ve haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmek için, haftaya yine buradayız.

SAGİR BAŞÖRTÜÜ PLATFORMU ADINA

İLİM VE HİKMET VAKFI

Bir cevap yazın