“Başörtüsü sorunu çözülüyor” deniyor ama nasıl?
Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun buluşmasının ardından başörtüsü sorununun çözümü konusunda gereken adımların atılması halinde iki kaç hafta içinde başörtüsü yasağının ortadan kalkacağı iddiası gündemi meşgul ediyor. Konuyla ilgili Bakanlar Kurulu toplantısının ardındanaçıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Bu sorunu bu hale CHP getirdi. Şimdi çözüm de CHP’nin sorumluluğundadır. Adım atmaları durumunda biz destek vereceğimizi açıkladık” dedi. MHP adına yapılan açıklamada da AK Parti’nin bu konuda öncelikle CHP’yi ikna etmesi gerektiği ifade edildi.
Yasağın bazı anayasa metinlerinde yapılacak değişikliğin Meclis’ten geçirilmesiyle kolayca çözülebileceği yönünde kamuoyuna yansıyan demeçler, henüz çözüm formülü hakkında net bir mesaj vermiyor. Fakat daha önce 411 oyla yapılan yasal değişikliğin benzeri yapılacaksa, bu durumda “hizmet alan-hizmet veren” ayrımının meşrulaştırıldığı bir sonuç ortaya çıkacaktır. Üstelik yasağın sadece üniversitelerde kaldırılmasına yönelik kısmi bir çözüm önerisi, diğer alanlarda yayılarak devam eden sorunu çözümsüzlük noktasında daha karışık bir hale sokacağı da ifade edilebilir.
ÇÖZELİM DERKEN DÜĞÜM OLMASIN!
Görünen o ki, Hükümet, ayak bağı gibi gördüğü bu sorunu gündemden düşürmeye dönük bir çözüme gittiğinde; yıllardır süren sorun toplumsal beklentileri karşılayacak şekilde çözülmeyeceği gibi beraberinde yeni tartışmalar da getirebilecektir. Bu noktada soruna “şartsız-sınırsız” çözüm talebinin daha yüksek sesle gündeme getirilmesi ve kamuoyunda “hizmet alan-hizmet veren” şeklindeki bir algıya razıymış görüntüsü verilmesinin önüne geçilmesi şart.
Zaten uzun süredir sorunu bir bıkkınlık yada yorgunluk meselesi olarak kabullenmiş ve platformlar dışında sorunu çoktan gündeminden çıkarmış İslami kamuoyunun, tıpkı referandum sürecindeki gibi “yetmez ama evet” pozisyonu alırsa, çözümün değil sorunun bir parçasına dönüşeceğini de unutmaması gerekiyor.
Platform Haber