Van 156. Eylem: Anadilde eğitim temel haktır
Sanat Sokağında Adalet nöbetini onurla tutmaya devam ediyoruz. Başörtü özelinde yürüttüğümüz Hak ve Özgürlükler mücadelesinde yeni bir dönemeçte olduğumuz görülmektedir. Başbakan ve Ana Muhalefet liderinin sorunu çözme yönündeki mutabakatları toplumsal mutabakatla beraber kurumsal mutabakatın da oluştuğunu göstermesi bakımından önem arz etmektedir.
Çeşitli toplum katmanlarında – mesela Çukurova İlahiyatta – başörtülülere yönelik ayrımcılık devam ederken gelişen siyasi sürecin seçim öncesi bir hamle olup olmadığını takip edeceğimizi kamuoyuna deklere ediyoruz. Yine başörtüsü, Kürt sorunu ve diğer sorunları kapsayacak anayasanın tümden değiştirilmesi talebimizin de takipçisi olacağız. Çünkü referandumdaki %58’lik evet’in yetmez ama şartına bağlı olduğu gerçeğini hatırlatmak isteriz.
Yakın geçmişimiz bir yandan eşsiz zulümlere tanık olurken diğer yandan ise zulme karşı mücadelenin, yeni ve insan yüzlü bir dünyanın doğum sancılarına şahitlik etmektedir.
Coğrafyamızın içerisinde bulunduğu sürecin geldiği nokta hiç ummadığımız kadar umutlanmamıza sebep olmakla birlikte bir o kadarda olası provokasyonlara karşı ihtiyatlı olmayı ikaz etmektedir. Biliyoruz ki ne zaman ülkenin kangrene dönüşmüş bir problemine ciddi bir yaklaşım geliştirildiğinde bütün derinler hep birlikte mümkün olan her yolla, ne pahasına olursa olsun süreci sabote etmektedirler.
Bugün için Kürt sorununa yönelik çözüm umutlarının yükseldiği bir vasatta aynı tedirginliği yaşıyor ve halkımızı uyarma sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Ateşkes sürecinin kalıcılaşması ve silah bırakma gibi önemli başlıkların cidden tartışıldığı bu zemini önemsiyoruz ve sürecin geçmişte olduğu gibi muhtemel provokasyonlara kurban edilmemesi kararlılığını sorumluluk mevkiindeki herkesten bekliyoruz.
Bu bağlamda Hakkari-Peyanıs’ta 9 kardeşimizin katledildiği olay hala aydınlatılmayı beklemektedir. Keza bir yıl önce Diyarbakır-Lice’de parçalanan Ceylan’ımızın failleri için bir adım atılmamış olması öfkemizi kabartmaktadır. Kürt sorununda yaşanan acıların sembolü haline gelmiş bir Ceylan ÖNKOL olayında dahi sorumluların bulunması için adım atılmıyor yada atılamıyorsa askerlerin dokunulmazlığı aynen devam ediyor demektir. Jitem-Ergenekon bağlamında bölgede faili meçhullerin aydınlatılmasına dönük ciddi bir adımın atılmamış olması ilginçtir.
Yeni bir Eğitim ve Öğretim yılının başında bulunduğumuz bu zaman diliminde hayati öneme haiz bu konudaki taleplerimiz olarak Eğitimin resmi ideolojiden arındırılması, Milli Güvenlik derslerinin kaldırılması, sabahları zorla okutulan andın kaldırılması, müfredatın her türlü şoven unsurlardan arındırılması zorunludur. Din eğitiminin önünün açılmasına yönelik uygulamaların bir an önce pratiğe geçirilmesi elzemdir.
Kürt sorununun önemli bir ayağı olan anadilde eğitim konusuna ilkesel planda Allah’ın ayeti ve temel bir insan hakkı olduğu bu çerçevede karşılanmamasının zulüm olduğu kanaati ile yaklaşmaktayız. Anadilde eğitim boykotunun arka planı ve uygulama şekline muhalefet etmekle beraber anadilde eğitim hakkını tartışılmaz kabul ediyoruz. Başbakanın ve AK Parti Van Milletvekili İkram DİNÇER’in bu meyandaki sözleri ise en hafifinden talihsizliktir. Bu tür açıklamalar söz sahibinin samimiyetini sorgulanır kılmaktadır.
Amerika, Avrupa ve İsrail’de aziz kitabımıza yönelik hakaret ve yakma hadiselerinin kampanyaya dönüşmesi Haçlı-Siyonist ruhunun sanıldığından daha köklü olduğunu ortaya koymaktadır. En son İngiltere’de altı faşistin Kuran yakma görüntülerinin internette dolaşıma verilmesi özgürlükler ülkesi olarak tanımlanan ülkelerin acınası halini ortaya koymaktadır. Bu ülkelerde peçe takma ve minarenin oylanacak hususlar olarak görülmesi bile başlı başına birer faciadır. Danimarka’daki karikatür tahriki ise ifade hürriyeti kılıfıyla devam etmektedir. İnançlara saygı İslam söz konusu olunca buharlaşmakta ve ifade hürriyetinin sınırları ortadan kalkmaktadır. Bu ülkeleri ateşle oynamamaları hususunda uyarıyor ve İslamofobi denilen paranoyanın rehabilitasyonu için bütçe ayırarak ciddi çalışmalar yapmalarını tavsiye ediyoruz. Paranoyanın ulaştığı boyutu gözler önüne sermesi açısından üç çocuklu, akademisyen bir İslam kızının, Afiye SIDDIKİ’nin soyut suçlamalarla ve işkence altında alınan ifadelerle 86 yıla mahkûm edilmesi örneği nefretle kınanması gereken bir olaydır. Afiye SIDDIKİ şahsında emperyalistlerin cezaevlerindeki tüm kardeşlerimizin özellikle kadın ve çocuklarımızın derhal serbest bırakılması için halklarımızı ve tüm ilgilileri harekete geçmeye çağırıyoruz.
VAHÖP ( Van Hak ve Özgürlükler Platformu ) olarak tarihe kayıt düşmek olduğuna inandığımız mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz.
Platform Adına Umut Işığı Derneği yönetim kurulu üyesi Erhan ŞENGÜL
VAHÖP (Van Hak ve Özgürlükler Platformu)
Anadolu Gençlik Derneği /Erdem-Der/Gökkuşağı Derneği /İnsan –Der / Ka-Der/Mazlum-Der /Memur- Sen /Umut Işığı Derneği/ Vim-Der