Sakarya 265. Eylem: Sorun kimsenin insafına bırakılamaz!
Başörtüsü oyunları tüm hızıyla devam etmekte ve bizlerde bunu ibretle seyretmekteyiz. Evet ibretle. Ne hükümetin ne muhâlefetin ve nede diğer Kurum-Kuruluş ve şahısların dişe dokunur bir şey yaptıkları yok. Tabii ki konuşmaktan ve insanların kafasını karıştırmaktan ve de zulme uğrayan inanmış, inancının gereği olarak da başını İslâm’ın tesettür emri gereğince örtmüş bacılarımızın ara malzemesi yapılmasına sebep olmaktan öte yaptıkları bir şey yok.
Hükümet aymaz bir şekilde devamlı çâresizli-ğinden dem vurmakta, muhâlefet hep hakâret dolu tezler gevelemekte, AYM ve YÖK Başkanları ile birçok hukukçu, gazeteci ve fikir adamları ise böyle bir yasağın olmadığını söyleyip durmak-talar. Ancak net bir şekilde âdil ve kalıcı bir çözüm ortaya koyup ta bunu uygulayan babayiğit ise henüz ortalarda gözükmemektedir.
Maalesef içinde bulunduğumuz bu durumda herkes ve her yetkili şu an, hayret ki ne hayret şikâyet makamındalar. Halktan yetki alıp ta çözüm üretmesi gerekenler neredeyse zulme ve haksızlığa uğrayanlardan daha fazla şekvâcılar. Anlaşılıyor ki onlara da bir kurtarıcı gerekmektedir.
Peki, olmadığını söyledikleri bu yasaklarla kim baş edecek? Kim bu rezilliğe dur diyecek? Kim kaybedilen geçmişlerin hesabını verecek ve tazmin edecek? Kim bu memleketimizin ve güzel insanlarının yüzünü güldürecek, şevk, azim ve gayretlerini artıracak? İthal insan ve kanunlar mı gerekiyor? Bunları onlarca yıl önce teklif ettiler ve yaptılar. Ancak gelinen noktada bu memleketin insanları hiçbir zaman medenî, mutlu ve müreffeh olamadılar. Her şeyde yalan, talan, çıkar, rüşvet, adam kayırma, hırsızlık, tecâvüz, ahlâksızlık, kötü ve kötülük adına ne varsa gösterimde.
Aslında bu işi ve bununla birlikte gasbedilmiş bütün haklarımızı; ben iman ettim, inandım ve inancımın gereğidir bu tesettür diyen hanımefen-diler ve beyefendiler hâlledeceklerdir, hâlletmek için çaba gösterecek, ter dökecek, gözyaşı dökeceklerdir ve buna mecburdurlar da. İman edenler bilirler ki bu mecburiyet tâ Kâlu Belâ’dandır. Bundan kaçış, bundan kurtuluş, bundan yan çiziş, başkalarının insafına bırakış, başkalarının omuzlarına yükleyiş yoktur!!!
Sakarya Adalet Girişimi olarak diyoruz ki; Bizler bu kangren olmuş meselemizi hâl edemedikten, bu prangadan kurtulamadıktan sonra fazla bir şey yapamayız, fazla bir yol alamayız insanlık adına. Çünkü her şeyin önünde bir Çin Seddi misâli bu mesele durmaktadır. Bütün özgürlüklerin, hakların ve gelişebilmenin önündeki bu cehennem kütüğü gibi duran mesele, sevdâlıları ve müsebbipleri ile beraber cehenneme postalanmadan bu memlekete ve bu memleketin güzel insanlarına huzur ve rahat yüzü yoktur. Onun içindir ki; herkes şuurlu bir şekilde, sorumluluk bilinci ile hareket ederek bu meselenin çözülebilmesi ve gasp edilen bütün haklarımızın elde edilebilmesi için üzerine düşeni hakkı ile yapmalıdır diyoruz.
Sakarya Adâlet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına
Ribat Eğitim Vakfı Sakarya Şûbesi
(Sâhir AKÇA)