Ne NATO ne kalkan!
Türkiye NATO’ya füze kalkanı olur mu? MGK’da alınan karar kamuoyuna duyurulmadı. Fakat sonuç az çok tahmin edilebiliyor. Bunun için bugüne kadar yürütülen devlet siyasetinde esastan bir değişimin yaşanmadığını görmek yetecektir. Örneğin halkın geleceğine dair önemli kararlar “demokratikleşme” iddiasında olanlar tarafından dahi kapalı kapılar ardında yürütülmüyor mu? Devletin çıkarları hâlâ çoğu zaman halkın taleplerine rağmen korunmuyor mu?
O zaman füze kalkanı projesinde de aynı senaryonun tekrar edeceğini düşünebiliriz. Tıpkı siyonist işgal güçlerinin OECD üyeliğinin kabulündeki gibi “şerh koyduk” lafları ile kamuoyu oyalanır, sahnede en üst perdeden atılır ve tutulur. İcraata gelince bir kez daha devlet menfaatleri adı altında kritik kararlar, halkın beklentilerine rağmen verilir.
Yeni bir durum değil aslında bugünkü sorun.
Dikkat edelim:
Türkiye’de ordu NATO askeri değil mi? Türkiye NATO üssü değil mi?
Türkiye NATO’nun silah ve füze deposu değil mi?
Türkiye hâlâ NATO’yla birlikte Afganistan işgalinde pay sahibi değil mi?
O zaman Türkiye neden NATO’nun füze kalkanına hayır diyecek?
Hükümetin bugüne kadar bölgede aralık bırakılan kapılardan kendi usulünce girdiği ve denge siyaseti ile kritik konularda risksiz bölgelerde hareket ettiği ortadayken, şimdi bağımsız bir karar alması nasıl beklenebilir?
Popülarist söylemlere ve hamlelelere kendilerini fazla kaptıranlar, şayet gizli kapılar ardında yapılan müzakerelerde nelerin pazarlığının yapıldığını biliyorlarsa söylesinler, öğrenelim… Ama bilinmiyorsa, o zaman kimse bizden kuru kahramanlık yalanlarıyla kendimizi kandırmamızı beklemesin.
Türkiye hâlâ bir NATO ülkesidir.
Füze kalkanı olsa da olmasa da!
Elbette Türkiye’nin bu projeye destek verip vermeyeceği dikkate değer bir karar olacaktır. Ama ne destek verdiği için ne de itiraz ettiği için Türkiye’nin ekseni kayacaktır. Türkiye hâlâ kendi siyasi yörüngesini kendi hür iradesiyle belirleyebilecek güçte bir aktör değildir. Kimse rüya görmesin.
Beytullah Emrah Önce, Platform Haber