Sakarya 270. hafta: Zulme uğrayanlar da mı yasakçı! Ne NATO ne kalkan!

Sakarya’daki 270. eylemde başörtüsü yasağına maruz kalan siyasilerin geldikleri noktada takındıkları tavırlar eleştirilirken, füze kalkanı projesi “Ne NATO ne kalkan” dövizleriyle protesto edildi. Asgari ücret politikaları, dile ve dine getirilen yasaklarla, rektör atamalarında yasakçı adayların onaylanması eleştirildi. Bu hafta basın açıklamasını SAGİR Başörtüsü Platformu adına Ribat Vakfı Sakarya Şubesi’nden Sâhir Akça okudu. NATO’nun Türkiye’de kurmayı düşündüğü füze kalkanı projesine ilişkin “Katil NATO’ya hayır!” ve “Ne NATO ne kalkan!” dövizlerinin taşındığı eylemde, son dönemde başörtüsüyle ilgili Abdullah ve Hayrunnisa Gül tarafından yapılan açıklamalara tepki gösterildi.

SAKARYA ADÂLET GİRİŞİMİ (SAGİR)

Başörtüsü Platformu 270. Basın Açıklaması

Ey Müslümanlar! Neden çocuklarınıza Ahmet, Mehmet, Ayşe, Hatice ismini koyuyorsunuz ki? Sonra sormazlar mı size bu hakkı nereden alıyorsunuz diye? O yaşlarda onlara öyle isimler konur mu hiç! Hele bir büyüsünler, 18-20 yaşlarına gelsinler, o zaman birde onlara sorarsınız hangi ismi istediklerini ve ona göre isim koyarsınız! Bakın başörtüsü-tesettür konusunda nasıl da fetvalar veriyor birileri! Yok, şu okulda olmaz, yok şu yaşta olur. Sanki onlar değildi bir zamanlar ta yurtdışı mahkemelere müracaat edip hak talebinde bulunanlar! Şimdi ise ilginç, zulme uğrayanlara nizâmat veriyorlar. Acaba bu işin hikmeti ne ola!

Sonra bunu bir iman meselesi, İslâm’ın bir emri görüp de onun için tesettürü tercih edenlere sormuyorlar da, İslâm’la ilgisi olmayan, din-iman nedir bilmeyenlerin her günkü hezeyanları ile birilerinin het-hötlerinden korkarak hareket ediyorlar. Bu meseleyi böyle hâl edemezler, bu artık açıkça anlaşılmıştır. Baksanıza seçimden sonrasını işaret etmeye, yeni anayasaya havâle etmeye başladılar. Yâni siz oy depomuzsunuz mu diyorlar? Peki, ya geçen referandum sonuçları ne olacak!

Aslında bu husus da unutulmaması gereken bir mesele başörtüsü veya tesettür konusunda erkeklerin duruşu ne olmalıdır? Erkeklerin de bir tesettür sorumluluğu yok mudur? Esas bu konuda kafa yormamız gerekmiyor mu? Hanımlara boyuna rol biçilirken erkeklerin İslâmî sorumlulukları biraz gözden kaçırılmıyor mu? İster erkek öğrenciler olsun, ister işçi-memur olsun, ister serbest meslek veya bir esnaf yanında çalışıyor olsun. Erkeklerin sorumlulukları da sorgulanmalı değil midir?

Memleketimizin o kadar çok problemi, o kadar çok derdi var ki, biz onları da gündeme getirelim diyoruz ama ne oluyorsa kâh hükümet, kâh muhalefet, kâh devlet erkânı veya yakınları tarafından ikide bir başörtüsü konusunda ahkâm kesmeler güm diye gündeme düşüyor. Biz de her basın açıklamamızda mecburen hep o konudan bahsetmek mecburiyetinde kalıyoruz.

Hâlbuki bir Kurban Bayramı geliyor ve kurbanlık vardı-yoktu, ucuzdu-pahalıydı aylardır sürüp giden bir acı durum var ve dışarıdan bir sürü hayvan ithal ediliyor. Gerçekten durum acı, çünkü yanlış tarım politikaları yüzünden bu memlekette hayvancılık bitmek üzere, çiftçilik bitmek üzere, ormanlar talan edilmekte.

Ülke tam bir yabancı banka-sermaye kuşatması altına girmektedir. Bankalar, medya, büyük işletmeler, araziler hızlı bir el değiştirme, yabancı emperyalist sermaye gücünün eline geçmektedir. Böyle giderse yakın gelecekte bunların çok acı sonuçlarını göreceğiz ve kendi yurdumuzda garip bir şekilde kalacağız.

İnsanlar asgari ücret diye uydurulan bir ücretle çalıştırılarak emeği, alın teri çalınmakta ve işten çıkarma tehditleri savrulmakta, olmazsa işten çıkarmalar almış başını gidiyor.

Herkes doğuştan sâhip olduğu dilini rahatça öğrenebilmeli ve konuşabilmelidir. Herkes dininin de gereğini serbestçe öğrenebilmeli, yaşayabilmeli ve gereğince giyinebilmelidir.

Bir de Üniversitelere Rektör atamaları var ki tam bir garabet, ne demek lâzım bilemedik. Görünen o ki tam bir denge politikası ve Üniversiteleri paylaşım anlaşması gibi. Sanki Üniversiteler paylaşılmış da bazı Rektörlerin değiştirilmeleri yapılamıyor. Bu mudur zâlimlerin zulmüne engel olmak, böyle midir hak gasbedenlerden haklının hesabını somak?

Sakarya Adâlet Girişimi olarak; önümüzdeki hafta idrak edeceğimiz mübârek Kurban Bayramımızı tebrik eder ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederken, neyi Kurban etmemiz, neye kurban olmamız gerekirken neleri kurban ediyoruz, nelere kurban gidiyoruz bunların da düşünülerek Rabbimize ona göre kulluk yapmalıyız diyoruz.

Sakarya Adâlet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına

Ribat Eğitim Vakfı Sakarya Şûbesi (Sâhir AKÇA)

Bir cevap yazın