Sakarya 273. hafta: NATO projesini Meclis’ten geçirtmeyelim!
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu tarafından her Cumartesi, saat 12.30’da şehir bulvarında düzenlenen basın açıklamalarında 273. hafta geride kaldı. Platform adına SAGİR bileşenlerinden Diriliş Saati Dergisi yazarı Muhammed Emin Duman’ın okuduğu açıklamada, Wikileaks belgelerinin amacı İslam ülkeleri arasındaki ilişkileri güvensizleştirmek olduğu söylenirken, eylemde NATO Füze Kalkanı Projesi bir kez daha protesto edildi. “Emperyalizme, İsrail’e kalkan olmayacağız” dövizlerinin taşındığı eylemde projeyle ilgili olarak Duman, “Füze Kalkanı ihanetine Türkiye’nin ortak edilmesi ile doğacak sonuçlar yeterince tartışılmadan konu gündemin dışına itildi. Geleceğimize sahip çıkmak adına bu ihanetin tartışılması ve engellenmesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi. NATO’nun Irak, Afganistan’da işgallere, Pakistan’da bombardımanlara ve katliamlara devam ettiğini hatırlatan Duman, projeye karşı sessiz kalınmaması çağrısı yaptı.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 273. Basın Açıklaması
ALLAH ZULMEDENLERE KARŞI MAZLUMLARIN YANINDADIR!
Geçtiğimiz hafta dünya gündemini Wikileaks işgal etti. Bu sanal operasyonla zaten karışık olan kafalar daha da karıştırıldı.
Karşı karşıya olduğumuz bu sanal eylem aslında bir psikolojik harekâttır. Harekâtın kumanda odasında CIA ve Mossad’ın bulunduğundan şüphe etmiyoruz. Önemli soru ana hedefin veya hedeflerin ne olduğudur?
İlk verilere baktığımızda Amerika ve İsrail’deki dengeleri sarsacak herhangi bir bilgi ortaya konmamaktadır. İlk veriler; İslam coğrafyasındaki Türkiye, İran gibi ülkelerin iç dengelerini bozmaya ve İslam ülkeleri arasındaki ilişkileri güvensiz kılmaya dönük bir takım sonuçların amaçlandığı izlenimini veriyor.
Biz Müslümanlar olarak Wikileaks sitesi üzerinden akıtılan bilgileri; “Fasıklar size bir haber getirdiğinde onun doğruluğunu araştırmadan kabul etmeyin” şeklinde özetlenebilecek Kuranî bakış açısı ile değerlendiririz. Müslüman halkımızı istihbarat örgütlerinin bu ve benzeri psikolojik ve sosyal yönlendirme harekâtlarına karşı uyanık ve dikkatli olmaya çağırıyoruz.
Füze Kalkanı ihanetine Türkiye’nin ortak edilmesi ile doğacak sonuçlar yeterince tartışılmadan konu gündemin dışına itildi. Geleceğimize sahip çıkmak adına bu ihanetin tartışılması ve engellenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Soğuk savaş dönemindeki Amerika-Sovyetler Birliği çekişmesinin ürünü olan NATO, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990’lara kadar Amerikan çıkarlarını korumak için organize olmuş bir savunma paktı olarak faaliyet gösterdi. Bu dönemden hatırlarda en çok kalan ise NATO ülkelerindeki gladyo/kontrgerilla örgütlenmesi ve bu örgütlenmenin artığı olarak ülkemizde ortaya çıkan Susurluk, Ergenekon gibi illegal suikast/sabotaj çeteleridir.
Soğuk savaşın Amerika’nın lehine sonuçlanması ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasına müteakip, Amerika ve yandaşları İslam dünyasını yeni düşman olarak ilan ettiler. 11 Eylül senaryosu ile bu düşmanlık tescil edildi ve Amerika önderliğinde genelde dünyayı ve özelde İslam coğrafyasını yeniden dizayn etme projesinin hayata geçirilmesi için NATO, bir saldırı ve imha paktı haline dönüştürüldü.
Afganistan’ın işgali ile başlayan bu fiili süreç Irak’ın işgali ile devam etti. İslam coğrafyasındaki İslami direnişi kırmayı ve Ortadoğu’ya İsrail menfaatleri ile çakışan yeni bir form vermeyi hedefleyen bu proje milyonlarca insanın katline ve su gibi dökülen kana rağmen direnişin karşısında hedefine ulaşamadı. İran ve Suriye bertaraf edilemedi. Hamas ve Hizbullah imha edilemedi. Afganistan ve Irak’ta da direniş devam ediyor.
Gelinen bu son noktada Ortadoğu’da İran’ı etkisiz hale getirmek ve İsrail’i korumak adına NATO, Füze Kalkanı projesi ile yeni bir adım attı. Bu projenin Amerika ve İsrail hedefleri doğrultusunda inşa edildiği kesin bir gerçeklik olmasına rağmen, Türkiye’nin projeye dâhil olması hiçbir vicdan tarafından kabul edilemez. Türkiye’nin şöyle veya böyle bir şekilde kalkan olmayı kabul etmesi vebal olarak Ak Parti hükümetine yeter. Milyonlarca Afganlı, Iraklı, Filistinli Müslüman’ın ahı Türkiyeli Müslümanlara büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Gaflet ve hıyanet içinde olmadığımızı göstermek için Türkiye sınırları içerisinde Füze Kalkanı kurulmasına “hayır” diyelim. Bu projenin uygulamaya geçirilmesi için meclis onayı gereklidir. Tıpkı 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi meclisteki milletvekillerini ablukaya alarak projenin meclisten geçmesini engelleyelim. Sonuç tüm halkımız için bir insanlık ve Müslümanlık sınavı olacaktır.
Kasım ayında yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nda zorunlu eğitimin 13 yıla çıkarılması ön görüldü. Çocuklarımızı resmi ideoloji doğrultusunda eğitmek amacını güden bir eğitim sistemine hangi mantıkla çocuklarımızı 13 yıl boyunca teslim edeceğiz? Çocuklarımızın eğitiminde asıl belirleyici olanın devlet değil aile olması gerekmektedir. Devletin vatandaşa ve aileye olan güvensizliğinin bir sonucu olarak çocuklarımızı 13 yıl gibi uzun bir süre zorunlu eğitime tabi tutmasını kabul etmiyoruz. Bu karara sonuna kadar direneceğimizi buradan ilan ediyoruz. Ak Parti hükümetini de bu konuda uyarıyoruz. Kesintili veya kesintisiz 13 yıllık eğitimin vebalini taşıyamazlar. Tüm halkımızı da bu zorunlu eğitim maskaralığı karşısında duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Başörtüsü buluğ çağına gelmiş kızlarımız için Allah (c.c.) tarafından Kuranı Kerim’de koyulmuş bir hükümdür. Bu hükmün üzerinde yorum yapmak, başörtüsünü sadece üniversitelerde serbest bırakıp kamusal alanda, ilk/ortaöğretimde yasaklamak kabul edilemez uygulamalardır. Müslüman, Allah’ın emrinin olduğu yerde şartlar ne olursa olsun hiçbir beşeri güce itaat etmez. Başörtü direnişimiz hakkımızı tamamen alıncaya kadar sürecektir.
Allah zulmedenlere karşı mazlumların yanındadır.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına
Diriliş Saati Dergisi