Konya 170. hafta: Hükümet İsrail’le ilişkileri düzeltmenin yolunu arıyor

Mavi Marmara gemisi üzerinde pek çok spekülasyonlar bırakarak geri geliyor. Bir özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelen bu geminin adı, Gazze ile, direnişle özdeşleşiyor. Güvertesini şehit kanlarının ıslattığı, o kanlarla bereketlenen Mavi Marmara’nın özgürlüğü umudumuzdur ki, Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın da özgürlüğünün başlangıcı olur.

Mavi Marmara olayları sonrasında, hükümetin üst düzey yetkililerinin yaptığı açıklamalar, insanlar arasında Türkiye – İsrail ilişkileri açısından sevinçle karşılanmıştı. Hükümet yetkilileri gürlüyorlar, büyük tehditler savuruyorlardı. Geçen zaman bu tehditlerin birer siyasi argüman olduğunun, içeriğinin boş ve arkasında durulamayacak sözler olduğu ortaya çıkmıştır. İsrail’e tanınan süreler çoktan geçti… Hükümet hala lafı eveleyip gevelemekte ve Mavi Marmara ile bozulan ilişkileri düzeltebilmek için fırsatlar kollayıp ortamlar oluşturmak arayışında… diplomatik ve siyasal yollarla, halkların tepkisini çekmeden, durumu idare etmek istemekte…

Hükümet ve yetkilileri şunu bilmeli ki: Halkımızın hafızasının yokluğuna olan inançları halkımızın Mescid-i Aksa ve Filistin davasına gösterdiği hassasiyetle boşa çıkacak ve halkımız sözlerinde durmayanları ve onların unutkanlığına güvenerek, halkımızın değerlerini ve hassasiyetlerini siyasi menfaatler uğruna hiçe sayanları affetmeyecektir. Hükümet bir an önce gerekli adımları atmalı, verdiği sözleri yerine getirmelidir.

Mavi Marmara şehitlerinin ailelerine tazminat ödenmesi ve İsrail’in özür dilediğinin kabullenilmesi istenilmekte. Şehitlerimizin ailelerinin bu öneriyi reddederek şehitlerimiz Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğü uğruna şehit oldular, bundan başka bir bedeli asla kabul etmeyeceğiz tavrını göstermeleri onurlu ve takdire şayan bir durumdur. Kendilerini tebrik ediyor, onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz.

Uluslararası alanda siyasal rant için özür ve tazminat taleplerine bulunmak ne acımızı hafifletecek ne de şehitlerimizin uğrunda canlarını verdikleri kazanımları getirecektir. Hükümet ve İsrail şunu bilmeli ki şehitlerimizin kanına paha biçilemez. Onların mükafatı Rableri katındandır.

Gerçekleştiği günden beri özgürlük sevdalılarının mektebi olan direniş yolcularının büyük öğretmeni İmam Hüseyin’in zalim otoriteye karşı kıyamının yıldönümünde bulunduğumuz şu günlerde, şanlı öğretmenimizin kıyamını ve mücadelesini anladığımızı, zulmün değişik versiyonlarla devam ettiği dünyamızda, dersimize çalışıp, ödevimizi yerine getireceğimizi ilan ediyoruz.

Hüseyin-î kıyam, mazlumların umudu, zalimlerin korkusu olmaya devam edecektir. ‘’Her gün aşura, her yer Kerbela’’ şiarımız, her direnişçinin Hüseyin’in öğrencisi olduğu bilinciyle capcanlıdır.

Hz. Hüseyin’in bugün buradan ayrılma, seni öldürürler uyarılarına verdiği cevabı, onun öğrencileri olarak bizde tekrarlıyoruz: Bugün ben kıyam etmezsem, mazlum halklar zalimlere karşı nasıl davranılacağını nereden öğrenecekler?

HEYHAT-E MİN EZ-ZİLLEH! ZİLLET BİZDEN UZAKTIR!

İzzetin zillete üstün olduğu, Onurluların tevhid ve adalet mücadelesiyle galip geldiği bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 171. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Bir cevap yazın