16. Ay eylemi: Yerel ve küresel diktatörlere hayır!
Bursa Mazlumder Şubesinin her ayın ilk Cumartesi günü gerçekleştirdiği Adalet ve Özgürlükler eylemlerinden onaltıncısı, Şehreküstü Meydanı’nda gerçekleştirildi. Basın açıklamasını Bursa Şube başkanı Av.Şakir Çalışkan yaptı.
Basın açıklamasında;”Haçlı ittifakı iş başında işbirlikçiler destek yarışında”,”İşgalci Suud Bahreyn’den Elini Çek”,’’Diktatörlere Bahar Temizliği Şart’’,’’Suudi Vuruyor Yahudi Seviniyor’’,’’Yerel ve Küresel Diktatörlere Hayır’’,”Babasının Oğlu Beşşar Şaşar Hama Ağlar Dera Yanar’’,Anlarsın ya Terörist Nato Dün Irak Bugün Afganistan,Libya’’,”Bımre Şer Bımine Aşiti’’,”Yasak sürüyor (D)uyuyormusun’’,’’Başörtülüler Oy Deposu Değildir’’,’’Yasak Bitene Kadar Asla Yılmayacağız Durmayacağız Pes Etmeyeceğiz’’,’’Nato Eşittir Nükleer Bomba’’gibi dövizler taşıyan eylemciler;
Başörtüsü hakkımız engellenemez, direniş adalet özgürlük, direne direne kazanacağız,zulme karşı omuz omuza ,Başörtüsü hakkımız söke söke alırız,Katil ABD Ortadoğu’dan defol, vb. sloganları atarak basın açıklamasını sonlandırdılar.
BASIN METNİ
Halkların haklı taleplerinin isyan ateşine dönüştüğü yeni bir tarih şafağındayız. Bilinçaltlarındaki; köle-efendi, avam- havas, elit-halk, zengin-fakir ayrımından beslenen zihniyetler dünyanın yeni şekillenen yapısını anlamakta ve gereğini yapmakta zorlanmaktadırlar.
“Devletlerin zulüm ile devam edemeyeceği” ni artık anlamak gerek. Yıllardır ezilen, horlanan, üzerine politikalar üretilen halklar artık bilinçlenmekte haklı ve Hakk’a dayanan taleplerini almaya başlamaktadırlar. Yaşanan bu bilinçlenme ve öze dönüş süreci kendi kemaline ulaştıkça daha özgür ve daha insanca bir dünyanın oluşması kaçınılmaz olacaktır.
Özelde Ortadoğu’da ve genelde dünyada yaşanan son gelişmeler geleceği aydınlatan ışıklardır. Yeni bir dünyanın şekillenmesinde halkların üzerine düşen sorumluluklar artmaktadır. Yeni bir dünyaya açılan kapının temel sacayakları iyi düşünülmeli, yüzyıllardır oynanan oyunlar iyi değerlendirilmeli, özgür ve özgün politikalar belirlenmelidir. Adalet ve Özgürlük temelinde bir dünyanın şekillenmesinde ezilenler ve mazlumlar aktif sorumluluklar üstlenmelidir.
Üniversite sınavında başörtüsünün serbest bırakılmasını protesto için soyunan gencin tavrı ne ise Hz. Ömer’in dayandığı temel ilkeleri bilmeyen siyasetçilerin O’nun adaletini getireceğini söylemeleri de aynı anlamdadır. Dünyaya demokrasi getireceğini söyleyerek dünyaya zulmedenlerin tavrı ile kendini ülkesinin mutlak hâkimi gören Ortadoğu diktatörlerinin tavrı aynıdır.
Artık istismarların ve haksızlıkların yaşanmadığı bir dünya istiyoruz. Ancak ne yazık ki her gün insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kalıyoruz.
ÖSYM’nin kararına rağmen Ankara Batıkent Lisesi’nde ÖSYM yetkilileri başörtülü kızların sınava girmesini engelledi. Moralleri bozulan öğrenciler gözyaşlarına boğuldu. Ayrıca sınava Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde giren bir başka öğrenci Esra Seher de yine başörtüsü ile sınava girmek isterken beyni kararmış bir üniversite hocasının baskısıyla başörtülü olarak sınava giremedi.
Ayrıca üniversitelerin birçoğunda ve Uludağ Üniversitesinin birçok bölümünde başörtülü kardeşlerimiz halen tesettürleriyle derslere girememektedirler. Ankara Üniversitesine bağlı Mediko sosyal ve sağlık tesislerinde geçtiğimiz günlerde başörtülü olduğu gerekçesi ile bir öğrenci tedavi edilmedi. Bu uygulama başörtülülere sağlık hakkını bile çok gören bir zihniyetin tezahürüdür.
İnancı ve bireysel tercihi gereği tesettürlü bayanlara yapılan bu insafsız ve insanlık dışı uygulamalara bir an önce son verilmelidir. Bu zalimane uygulamaları gerçekleştirenlere diyoruz ki : “Allah size akıl fikir versin” çünkü biz biliyoruz ki “ Zihin Fukaraysa Fikir Ukaladır.”
Türkiye seçim sürecine doğru ilerlemektedir. Bu süreçte başörtülü kimliği ile milletvekilliğine talip olan hanım kardeşlerimizin tamamını bu cesaretleri ve inançları dolayısıyla kutluyor ve başarılar diliyoruz. Siyasi partilerin başörtülü adaylara karşı ayrımcılık yapmamasını ve hak ettikleri şekilde bir sıralamaya tabi tutulmalarını istiyoruz. Başörtülü milyonların oylarına talip olan partilerin başörtülü vekil olma şartını meclise girince başını açmaya bağlaması da utanç verici bir durumdur. Halkımızı bu konuda da duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Dünyada ve ülkemizde son derece önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Geçmişinde Hama ve Humus gibi onbinlerce Müslüman çoçuk kadın ve yaşlıları katleden bir rejim olan Esat hanedanının kendi halkına kan banyoları yaşatma durumuna düşmemesi gerekmektedir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanmakta olan halk hareketleriyle birlikte Libya’da diktatör Kaddafi rejiminin işlediği cinayetler ve sivillere yönelik savaş suçları devam etmektedir. Libya’daki katliamlardan diktatör Kaddafi kadar BM ve ABD de sorumludur.
Kanlı terör ve işgal örgütü NATO, soğuk savaş döneminden sonra dünyaya nizâmât vermeye çalışan Amerika ve batılı devletlerin İslam dünyası için kullandığı jandarması oldu. NATO, bugün Afganistan’da fiili olarak savaşıyor. Her gün yoksul Afgan köylülerinin başlarına tonlarca bomba yağdırıyor. Irak işgalinden bu yana batılı işgalcilerin niyetlerinin değiştiğini kim, nasıl söyleyebilir? Libya’yı işgal için iki günde karar çıkaran NATO, dostu S. Arabistan Mazlum Bahreyn halkını haftalardır katlederken neden sessiz? NATO, işgalci bir kuvvettir ve dünya barışı için büyük bir tehdittir.
“Libya’da NATO’nun ne işi var?” diye haykıran başbakanın bugün Libya’yı işgal etmek için saldırının komutasını üzerine alan NATO içinde yer almasını, hatta komuta merkezi olarak İzmir’in seçilmesini nasıl değerlendireceğiz? Hükümeti Libya konusunda NATO oyunlarına alet olmamaya ve Libya’nın ikinci Irak olmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya çağırıyoruz. Kaddafi’ye karşı direnişçileri, Beşşar Esad’a karşı Suriye halkını desteklemeyenlerin özgürlük ve kardeşlik iddialarına nasıl inanabiliriz!
Ve katil İsrail, Ortadoğu’da ki bu karışıklığı fırsat bilerek, Gazze’ yi yeniden bombalıyor, sivil halkın kanını döküyor. Diktatörden farkı kalmayan İsrail, işgal ettiği toprakları genişletmek için bütün fırsatları kullanıyor. Ortadoğu işgalinin başlangıcı olan Filistin İşgali bitirilmeden, hiçbir ülke ve halk özgürlüğüne kavuşamayacaktır. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim şöyle buyuruyor:
“ Zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bileceklerdir. Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler halkının haberleri onlara gelmedi mi? (Şuara 227 ve Tevbe 70, ayetler)
Ortadoğu’nun ve bütün dünya halklarının geleceği adalet mücadelesi vermekten geçer. Unutmayalım ki Allah adaleti emreder, kötülüğü, zulmü reddeder. Müslümanlar olarak bütün adil ve vicdanlı kişi ve çevrelerle omuz omuza mücadele etmeye hazırız
Mazlum Der Bursa şubesi olarak Türkiye’nin dört bir yanında, Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta, Bahreyn’de ve Suriye’de zulme karşı isyan dalgasının yayıldığı her ülkedeki özgürlük mücadelelerini destekliyor ve oralardaki kardeşlerimizi selamlıyoruz.
Yaşasın insanca bir dünya için mücadele edenler.
Geleceğin erdemli dünyasının özlemini çekenlere selam olsun.
MAZLUM DER BURSA ŞUBESİ